KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLLA KART (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kayıtlara geçmesi için söz alma ihtiyacını duydum.

Sayın Aydın tabii kısa süre içinde iki temel çelişkiyi ifade etti, bu da, hakikaten bu teklifin getirilmesi aşamasında yine tutarlı olmayan bir tavrı gösteriyor.

Birincisi şu: "Efendim, Cumhuriyet Halk Partisi o zaman olumlu bakmadı."

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Tamam işte, teşekkür ediyoruz.

ATİLLA KART (Konya) - Şu an işte olumlu bakıyoruz, elinizi kolunuzu bağlayan mı var? Tamam, ne yapalım? Buyurun Genel Kurula getirelim diyoruz, bunu söylüyoruz. Bunu, bu çalışmayı hakikaten askıda bırakmayalım, tamamlayalım.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Eyvallah.

ATİLLA KART (Konya) - Bunun tabii bu anlamda takipçisi olacağız.

Bunun devamında da, yine, seçim barajına yönelik olarak 3 tane teklif getirdik. Hayır, bunların teklifle uzaktan yakından ilgisi yok. Seçim barajını teklif olarak getirdik dediğiniz o düzenlemelerin tamamı da beraberinde bir anayasal sistem değişikliğini gerektiren özellikler içeriyor. Getirdiğiniz o alternatif tekliflerde, yüzde 10 barajını yüzde 20'ye çıkarıyorsunuz, yüzde 50'yı çıkarıyorsunuz. Bu sebeple de hiçbir tutarlılığı yok. Bu sebepledir ki, burada, tabii dramatik olan şu:

Bakın, Türkiye demokratikleşmeyi tartışırken, bir partinin yüzde 10 barajını aşıp aşmamasını tartışırken şunu, işin esasını hep gözden kaçırıyoruz. Bir siyasi partinin, bir liderin kişisel, siyasi çıkarları uğruna ya da kaygıları uğruna anayasal sistemi kilitliyoruz, toplumsal barışımızı kilitliyoruz, bunları tartışmıyoruz, bunları konuşmuyoruz, sabah akşam millî irade diye konuşuyoruz ama öbür taraftan da millî irade hırsızlığından 4'üncü dönem beslenmek istiyoruz.

Bakın, bunları artık tevil edemiyorsunuz, bunlar tevil edilemez bir şekilde maalesef... Bakın, bunları gerçekten kaygıyla ifade ediyorum. Demokrasimizi kilitleyen, toplumsal barışımızı tehdit eden sonuçları yaşıyoruz değerli arkadaşlarım. Niye işin esasını konuşmuyorsunuz, görmezden geliyorsunuz? Niye? Konjonktürel olarak kişisel, siyasi çıkarlarımız ve kaygılarımız uğruna sistemi kilitlediğimizi, toplumsal barışı tehdit ettiğimizi, bunları niye serbest iradenizle tartışmıyorsunuz? Bunları görüşmemiz gerekiyor, bunları tartışmamız gerekiyor değerli arkadaşlar ama "Siz istediğiniz kadar konuşun, biz bildiğimizi yaparız." diyorsunuz. Umarım Türkiye bu dediğimiz kaygıları yaşamaz, biz yanılmış olalım.

Bunları kayda geçmesi adına ifade ediyorum ve sizleri -alınacaksınız ama- gerçekten sorumluluğa, sağduyuya, milletvekili olma görev ve sorumluluğuna, bir kez daha Anayasa Komisyonunun bu son toplantısında kayıtlara geçirmek adına bunu ifade etmek gereğini duyuyorum.