| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Dr. Baran Bozoğlu ile İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülşah Deniz Atalar'ın, kömürden çıkış üzerine yaptıkları çalışma, sonuç ve öneriler ile termik santraller ve atık yönetimiyle ilgili çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çok teşekkür ederim sunumunuz için. Özellikle, tabii, Baran Bey'in daha önceki döneminde de bizim Çevre Mühendisleri Odasıyla beraber çalışmalarımız oldu ama iklim değişikliğiyle ilgili böyle bir organizasyonun olması, böyle bir çalışmaya girilmesi hakikaten sevindirici. Özellikle böyle bir Komisyon oluşmuşken sizlerin buraya gelip de katkı koymanızı ben çok değerli buluyorum.
Ben burada daha önce yaşamış olduğumuz bir hadiseyi anlatmak istiyorum: Biz İSKİ'de çalışırken malum o zaman Haliç'i temizledik ve Haliç'e ve Marmara'ya akan suları biz kolektörlere alıp atık su arıtma tesislerine verdikten sonra, Haliç'e ve Marmara'ya atık su girişini kestikten sonra İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü, TÜBİTAK MAM -galiba İTÜ ve ODTÜ de vardı- bir çalışma yapmışlardı Marmara Denizi ve boğazlarda. Biz bu atık suların kesilmesinden sonra boğazlardaki, Haliç'teki ve Marmara'daki değişimi takip eden bir çalışma yaptırmıştık; her on beş günde bir numune alıyorlardı ve biz on beş günün sonunda, işte, "Boğazlarda mesela şu parametre şuna düştü..." Gelişmeler çok güzeldi, hocalar sürekli brifing veriyordu. Zannediyorum bu tarafını Bakanımız hatırlayamadı. Ama bir gün öyle bir noktaya geldik ki mesela Haliç tertemizdi yani ciddi bir temizliğe ulaştı ancak boğazlarda bizden kaynaklanmayan bir kirlilik tespit edildi, bu kirliliğin sebebi İstanbul'dan kaynaklanmıyor. Çünkü biz boğazlara ne bırakıyoruz? Genelde atık su yani arıtılmamış evsel atık sular... Fakat bir baktık, burada kimyasal kirlenmeler var ve bu araştırıldı; bunun neticesi Tuna'dan kaynaklı, Tuna Nehri'nin o kadar güçlü bir akıntısı var ki... İşte, bugün, güya "Avrupa ülkesi" dediğimiz ülkeler sanayide hiç arıtma yapmadan o suları direkt Tuna'ya bırakıyorlar, Tuna'nın da debisi çok fazla, dolayısıyla o güçlü akıntı bizim boğazın akıntısından daha güçlü bir akıntı olduğu için Karadeniz'den ta boğaza kadar...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - 30 bin metreküp saniye...
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Yani Türkiye'nin toplam nehirlerinden daha fazla debisi var Tuna'nın tek başına. Dolayısıyla kirli sanayi atıklarının boğazın önlerine kadar geldiğini biz tespit ettik, bu tespiti ilk defa İSKİ yaptı.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Boğazın önüne değil de üst akıntıyla...
Düzeltme yapayım, Karadeniz'den gelen akıntıyı ilk defa biz ölçtük ben İSKİ Genel Müdürüyken. Alt akıntı Akdeniz suyu, üst akıntı Karadeniz'den gelen. Tuna Nehri oradan ta Marmara'ya kadar giriyor.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Biz bu tespiti yaptık -zannediyorum o zaman rahmetli İsmail Cem Dışişleri Bakanıydı- ve biz elde etmiş olduğumuz o verileri Dışişleri Bakanlığımızla paylaştık. Dışişleri Bakanlığımız ilk defa muhatap ülkelere yazılar yazdı, bu konuda toplantılar yapıldı, "Kardeşim, kusura bakmayın, siz bütün sanayi atıklarınızı Tuna'ya bırakıyorsunuz, benim denizim ve benim boğazım kirleniyor." diye. Bakın, bu bilimsel bir tespittir. Demek ki her şey çalışmaya bağlı.
Tabii, küresel ısınmadan dolayı en fazla deniz canlılarının etkileneceği bilim adamlarımız tarafından söyleniyor. Az önce Murat Bey de söylediler "İstilacı türler geliyor." diye. Bizim balıklarımız, özellikle soğuk suyu seven balıklarımız daha kuzeye gidiyor yani bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Bununla ilgili... Tabii, Türkiye, denizi çok fazla olan bir ülke yani üç tarafımız denizlerle çevrili. Dolayısıyla ben Avrupa ülkelerinin bu konuda bizim kadar hassas olmadığı kanaatindeyim.
Bakın, bir kere, Türkiye'de -Baran Bey bilir- herhâlde 97, 98'e veyahut 99'a kadar sintine atık alım istasyonu yoktu, bugün her tarafta var ve yakalandığı zaman da çok ciddi müeyyideler var, cezalar var. Ben şunu soracağım: Hakikaten sizin böyle tespit ettiğiniz somut bir şey var mı? Çünkü Bakanlık yetkilileri bize bu işi çok sıkı takip ettiklerini söylüyorlar. Tabii, denizleri yüzde 100 koruyamazsınız yani neden? Çünkü zaten yük taşıyan geminin, yatın bile denize vermiş olduğu bir zarar var ama zaten biz de "Bunu minimuma nasıl indiririz"le alakalı Bakanlıkla sürekli görüşüyoruz, bir zamanlar Baran Bey'le aynı Bakanlıkta beraber çalıştık, bu konuda çok ciddi çalışmalar olduğunu biliyoruz. Birebir tespitleriniz varsa biz bunları Bakanlıkla paylaşabiliriz, ilgili Bakanımızla konuşabiliriz. Ha, şuna ben de katılıyorum Baran Bey gibi: Çevre konusu çok önemli bir konu. Belki tek başına çevre değil ama su ve çevrenin mutlaka tek başına güçlü bir yapıda olması lazım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Orman da dâhil.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Çünkü ne suyun ne çevrenin bir Bakanlıkta başka bir konunun, daha çok iştigal alanının kıyısında, kenarında kalmasının ben doğru olmadığına inanıyorum. Şuna da inanıyorum: Eminim ki bugün Çevre Bakanlığımızda olsun, efendime söyleyeyim, çevreyle ilgilenen diğer kuruluşlarımızda olsun bizim yetişmiş eleman potansiyelimizde bir problem yok; Türkiye gerçekten bu konuda iyi, gerek üniversitelerimiz gerek teknokratlarımız gerek STK'lerimiz... Türkiye eleman yönünden iyi ama şuna da katılıyorum: Böyle çok çok kapasiteli insanların da idareci konumlarında olması lazım ki bu işler böyle yürüsün.
Ben özellikle şunu sormak istiyorum: Hakikaten sizin bir tespitiniz var mı? Mesela bugün hâlâ sintine bırakılıyor veya ne bileyim, işte, yurt dışından çöp ithalatı yasak benim bildiğim, öyle bir şey olamaz zaten. Mesela, Murat Bey dedi ki: "Geri dönüşümü mümkün olmayan plastikler Türkiye'ye geliyor mu?" Sizin bu konuda tespitleriniz var mı? Bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.