KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Konu o değil, buradaki mesele şu: Uyuyan sözleşmeler marifetiyle bir

sürü firmayla sözleşmeler imzalandığını söylüyor, doğru bir yaklaşım yani gelecekte bir felakete karşı

nakliyecilerle, taşımacılarla sözleşmeler imzalanıyor. Dolayısıyla o gün de tam zamanı, zaten Elâzığ'da

deprem olmuş, uyuyan sözleşmeler de uyandırıldığına göre bu hizmetin tabii ki o amaçla yapılması

lazım, onların yapması lazım. Eğer onlar yeterli değilse tabii ki askerî araçla da yapılır, gerekirse sizin

özel aracınızla da yapılır. Sen buna reva gösterirsin hiç şüphem yok, hem de o günkü ortamda herkes

elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ben de bir eğitim çalışması olarak... Küçük, bir de. Yani bu uyuyan

sözleşmeler bir Elâzığ depremindeki harekete karşı bir cevap veremiyorsa bir İstanbul depremini

hayal bile edemezsiniz. Dolayısıyla orada irtibattan bahsetti de yani nereye dokunsa; -hani bir yazılım

sistemini düşünün- Jandarmaya da dokunsa, talep Jandarmaya da gelse aslında merkeze düşmesi lazım.

Yani oradaki insanlar belki... Sayın Başkanımızın, Vekilimizin de söylediği gibi, yüce Türk milletinin

yardımseverlik duyguları bambaşka yani o an gelen talimatı kendisi yerine getirmek istiyor. Ha, mümkünolsa da, Allah ona güç, kuvvet verse de binanın tamamını kaldırsa, altından da insanları boşaltsa. Belki

o manada yani hiç koordinasyona gelmedi ama en azından bunu yöneten insanların -hani vatandaş için

bu doğrudur- bu işin bir sahibi olduğunu bilmesi ve o merkezle bu diyaloğu sağlamalı ki o zaman oraya

gelen, yardım getiren araç dört gün beklemesin, beş gün beklemesin ki sistem çalışsın. Bazen herkes

aynı anda aynı yere yüklendiği zaman asıl problem de buradan çıkıyor. Neden çıkıyor? Kargaşadan

çıkıyor. Kargaşadan daha büyük bir problem olmaz. İşte, iletişimden bahsediyoruz, "Aman, ses

trafiğini, telefon trafiğini de yönlendirmeyelim." diyorsunuz. Aynı şekilde, insanlar sadece seyretmek

için bile alan işgal ediyorlar ve artık o yöne doğru araçlarıyla gidiyorlar, trafiği kapatıyorlar. Bakın,

bunların hepsi tam sizin uzmanlık alanınız yani yaptığınız sunumdan ben öyle bir sonuç çıkardım;

koordinasyon, herkesi uyarıyorsunuz, hem iletişim hem altyapı. Yani bu çalışmaların tamamı bence

eğitim çalışmaları. Daha büyük felaketleri önlemek için yararlı olur diye düşünüyorum.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Teşekkür ediyoruz Bedri Bey, sağ olun.

Tabii, hatırlarsanız AFAD Başkanımızın sunumunda da Elâzığ'da özellikle askerî araçlarımızın

taşınma noktasında devreye girmesinin arka planında bölgedeki aşırı taşınma taleplerinin oluşu

karşısında artan fahiş taşınma ücretlerinin gündeme gelmesiydi, burada askerî araçlarımızın devreye

girmesinin arka planında da bu husus var; sadece yetersizlik değil, koordinasyonsuzluk değil, böyle bir

durum karşısında vatandaşımızın herhangi bir afet planlaması içerisinde olmayan, kendi inisiyatifiyle

taşınma taleplerinin fazlalığı ve bu talepler neticesinde de piyasada oluşan yüksek fiyatları kırmak

açısından orada bir görev almıştır askerî araçlarımız, AFAD koordinasyonu dâhilinde.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Değerli Başkanım, ben herhâlde ben derdimi anlatamadım.

Bakın, o gün orada fahiş fiyatları oluşturanların da icabına bakmak devletin görevi.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Tabii ki onlar sonradan mutlaka Ticaret Bakanlığımızın takibi

altında; tüketici hakem heyetlerinin, Ticaret Bakanlığımızın takibi altındadır.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani onlarla mücadele, askerî araçları piyasaya sürerek rekabet

ortamını aşağıya çekmek değil.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Orada hızlı bir çözüm üretme noktasında AFAD görevini ifa

etmiştir.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Kesinlikle. Yani o gün orada vatan hainliğiyle eş değerdir yapılanlar

yani o gün orada araçlarıyla fahiş fiyatlarla nakliye yapmaya çalışarak bu işi fırsata dönüştürmeye

çalışan insanları ben vatan haini olarak algılıyorum burada, katli vaciptir yani, bu kadar.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Çok ağır oldu.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bu da benim görüşüm.