| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün (TRT) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 08 .06.2021 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.
Aslında, biz bugün TRT'yi konuşurken TRT'yi fazla sorgulamak, fazla yargılamak gibi bir derdimiz yok. Aslında, gelmiş olduğumuz sistemin bizim ülkemizi nereye getirdiğini konuşmamız gerekiyor. TRT de bu sistemin bir şekilde uygulayıcısı durumunda. Birileri sunuyor, altta hazırlıyor, TRT'nin yöneticileri de, TRT'yi yönetenler de bunu uygulamaya çalışıyorlar. Yani ben burada yöneticileri suçlama falan veyahut onların aleyhinde farklı şeyler konuşma taraftarı değilim çünkü birileri o sistemin kurgulayıcısı şu anda.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, ben yıllardır, gençliğimden belli bir döneme kadar toplumun tüm demokratik yaşamlarında, sosyal yaşamlarında, kültürel değerlerinde, giyim kuşam yaşamlarında daha demokratik, daha özgür, daha bireysel olması için mücadele etmiş olan bir arkadaşınızım. Yani yıllardır bu ülkede "Yok, efendim, falancanın başı kapalıymış, falancanın açıkmış; falancanın giysisi bu şekildeymiş, falancanın mini eteği varmış."ın, bunların hepsinin karşısında durdum daha demokratik olması için. İnsanların giyim ve kuşamlarının hak ve özgürlüklerini engellememesi gerektiğinin mücadelesini yıllardır veregeldik ama geldiğimiz noktada, geldiğimiz yerde, başta TRT'nin uygulamalarıyla beraber bizim halkımızın yaşam koşullarına baskı uyguladıklarını görüyorum.
Şöyle ki: Şimdi, arkadaşlar, siz bugünkü koşullarda... Az önce arkadaşlarımız bahsetti, dediler ki: "TRT sınavlarında kadınlar bir tarafta, erkekler bir tarafta olarak uygulama içerisinde." Aslında, arkadaşlar, siz geçmişten ders almamışsınız. Geçmişte mücadelenin, insan, birey üzerinde özgürlüğün ne olduğunu bilmeden bugün toplumun tek kalıp üzerinde yetişmesine neden olan, kültürel değerleri kendinize göre yerleştirmeye çalışan, sosyal yaşamı kendinize göre uyarlamaya çalışan bir yapı, bir düşüncenin içerisindesiniz. Siz ne yaparsanız yapın, dünya sosyal medyasının en güçlü olduğu bugünkü dönemde, iletişimin ağlarının çok yüksek olduğu yerde bunları başarmanız kesinlikle mümkün değil, beyhude sizin bu çalışmalarınız. Yani belki "Yaptık, bugün başarılı olduk." dersiniz ama bunların hepsi beyhude; biz bunları gördük, geçirdik. Biz yıllar önce değişik hükûmetlerin de bunları yaptığını gördük. Bunların hiçbirinin olumlu sonuçlar vermediğini, insan yaşamının süregelen şekilde, akışıyla, suyun akışı gibi yaşandığını gördük.
Arkadaşlar, bundan vazgeçin. Yani bu ülkede insanların kültürleri farklıdır, bölge yaşamları farklıdır, il ve ilçelerdeki, köylerdeki yaşam koşulları farklıdır, hepsi birbirleriyle aynı, uyum içerisinde olacak diye bir kural yok.
Şimdi, yaşamımızda şu gerçekler olması gerekiyor: "Ahlak" denen "vicdan" denen "dürüstlük" denen olgu her insanda olmak zorunda. "Yok, efendim, ben dürüstüm." demekle olmuyor. Ya, olmaz zaten, olmak zorundasın kardeşim. Yani "Dürüstüm." demekle dürüst olunmaz ki. Dürüst olmak zorundasın insansan ama insan değilsen, uygulamalarınla, yaptıklarınla yani dürüst davranmıyorsan zaten dürüst değilsin. Ya, böyle bir insan yapısı olabilir mi? TRT de aynen buna uygun şu anda arkadaşlar. Şu anda yaptıklarıyla, uyguladıklarıyla ve tek taraflı, tek yönlü uygulamasının var olduğu yerde dürüst olmadığınızı gösteriyorsunuz arkadaşlar. Ben bu ülkede yaşıyorum, benim de kendime göre kültürel değerlerim var, yaşantım var, yaşamım var yani yaşadığım bölgede insanların iletişimi var. Ben yaşamında muhafazakâr bir insanım çünkü yaşadığım kültürü, inanç değerlerimi, varlıklarımı içimde ve bölgemde muhafaza etmek istiyorum, sen bunu yok edemezsin ki. Siz muhafazakârlığı -benim gördüğüm kadarıyla- ne gibi algılıyorsunuz? "Dinî vecibelerini bilmem ne şekilde yerine getirenler muhafazakâr." Yok öyle bir şey arkadaşlar. Ben kültürümü muhafaza ediyorum, yaşamımı muhafaza ediyorum, geçmişten gelen, bana verilen öğretileri muhafaza etmeye çalışıyorum. Bana niye engel oluyorsun kardeşim? Siz TRT'de bunu yapmaya çalışıyorsunuz şu anda, bunu yapamazsınız.
Diğer tarafta, arkadaşlarımın hepsi bahsetti, yok, efendim, elektrik katkı payı, bandrol ücretleri... Ya, bunları bizden alıyorsanız aldığınız şekilde, siz hakikaten veriyorsanız verdiğiniz şekilde uygulama yapın. Benden aldığınız parayı, benden kestiğiniz bandrol ücretini, elektrik faturalarından yapılan kesintileri benim düşüncemce, benim kültürümce bana yansıtacak şekilde hizmet vermiyorsanız helal etmiyorum arkadaşlar, kusura bakmayın, bu toplum da helal etmiyor zaten. Böyle bir şey yok. Ama ben sizi de suçlamıyorum, size bunu bir projeyle sunanları ben eleştirmem gerekiyor. Kim sunuyor bunu? Bugünkü siyasal iktidarın şu andaki öğreti bu, politikaları bu. Bu politikalardan vazgeçilmesi gerekiyor.
Arkadaşlar, bu ülkenin sokaklarında, bu ülkenin üreticisinde, bu ülkenin yaşam koşulları içerisindeki denizlerinde, karasında, okullarında hiç mi sorun yok arkadaş ya? Sizin TRT'nizde bu sorunlara eğilecek hiçbir haber, hiçbir olay duymuyoruz arkadaşlar ya. Bu nedir yani? Yani bu ülkenin sosyal yaşamının sorunlarını dile getiren hiç mi haber yapmazsınız siz? Bunlar doğru değil, bunların yapılmasını istiyoruz.
Diğer tarafta, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı gününde -bu çok önemli, bu çok önemli- arkadaşlar, o gün Atatürk'ü anma günü. Ya, adıyla Atatürk'ü anma günü, gençlik spor günü. Siz kalkıp burada Cumhuriyet Bayramı'nın, cumhuriyet gününün logosunu TRT'nin şeyine yerleştirirseniz... Yani siz bunu yapmakla kime karşı gelmiş oluyorsunuz? Ne yapmak istiyorsunuz? Yani sizin bu yaptıklarınızla bu ülkedeki... Bunun sağı, solu yok. Akdenizlisi, Karadenizlisi yok arkadaşım. Kimsenin yüreğinden Atatürk sevgisini... Çünkü Atatürk sevgisi, bu ülkenin Kurtuluş Savaşı'nda, kurtuluş mücadelesinde... Bizim şu anda burada var olmamıza sebep olan nedenlerden dolayı sevgisi bizde var. Onu yok edemezsiniz, yani siz yok etmeye çalışıyorsunuz ama böyle bir kural, böyle bir düşünce de yok. Ben bunu yapanları da -kasten yapanları- özellikle kınıyorum ama kasten bir şey yoksa bir şey demiyorum tabii. Ama özellikle, kasten bunu bu şekilde yapanları, size bu öğretiyi verenleri, bu politikaları uygulatanları kınıyorum arkadaşlar.
Neyse daha fazla da sözü uzatmak istemiyorum.
Teşekkür ediyorum.