KOMİSYON KONUŞMASI

ESİN KARA (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, değerli bürokratlarımız; Komisyonumuza hoş geldiniz.

Ben de sunumunuzu dikkatle izledim, diğer bir komisyonda görevim olduğu için bir kısmını kaçırdım. Sayın Bakanım, konuşmanızın bir kısmında kadına şiddetin önlenmesine yönelik her türlü öneriye açık olduğunuzu söylediniz. Ben de arkadaşlarımdan farklı bir konuya değinmek istiyorum. Sayın Bakanım, kanunda yazılı sürelerin geçmesiyle dava ve cezaların düşmesini ifade eden zaman aşımı dava ve ceza zaman aşımı şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır ve kanunlarımızda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra kamu davası açılamıyor, açılmış olsa dahi dava zaman aşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemiyor. Zira burada dava zaman aşımının gerçekleşmiş olması engel neden olmaktadır, buna karşılık kesinleşmiş bir karar kanunda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra infaz edilememektedir. Burada yerine getirilmeye, infaza engel olan neden ise ceza zaman aşımının gerçekleşmiş olmasıdır, dava zaman aşımı ise ceza zaman aşımından daha kısa sürededir.

Zaman aşımına tabi olan veya olacak cinayet davaları içerisinde bazıları vardır ki bunlar kadına yöneliktir. Ben de bunlara dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan birisi Çağla Tuğaltay vakasıdır. Çağla, İstanbul Şişli'de 5 Haziran 2000 tarihinde 15 yaşındayken evinde boğazı kesilerek öldürüldü. Çağla'nın tırnaklarındaki deri ve tüy artıklarından DNA'sı tespit edilen katilin kimliği belirlenemedi, cinayetin dosyası faili meçhul olarak kaldı, 5 Haziran 2020'de zaman aşımı bakımından kapanması bekleniyordu, pandemi şartlarında bir süre uzatıldı, ailesi medya üzerinde gündem yaratma çabasında bulundu.

Sayın Bakanım, ibret verici bir diğer cinayet ise İzmir'de 1995 yılının Ekim ayında dayısı tarafından boğularak öldürülen Aynur T. vakasıdır. Aynur T.'nin cesedi babası, annesi ve dayısı tarafından Bayraklı'daki evlerinin önüne gömüldü. Ceset iki yıl burada bekletildi, ailenin evden taşınması nedeniyle de gömüldüğü yerden çıkarılarak, kemikleri bir koliye konularak Çiğli'deki evlerinin kilerinde saklandı. Aile, burada yedi yıl sakladıktan sonra Menemen'e taşındı, kemik dolu koliyi de yanlarına aldılar. BİMER'e gelen bir kayıp ihbarı neticesinde İzmir Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayı çözdüler. Anne, baba ve dayı bu olayda suçlarını kabul ettiler. Benim sorum şu oldu: 6 Mart 2017'deki duruşmaya sanıkların avukatları ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğünün avukatları katıldılar. Savcının talebi üzerine ve mahkemenin kararı da şu oldu: Mahkeme heyeti zaman aşımının süresi dolduğu için sanıklar hakkındaki kamu davasının ayrı ayrı düşürülmesine karar verdi.

Sayın Bakanım, bir faili meçhul cinayet işlendiği zaman ister kadın olsun ister erkek olsun aradan yirmi yıllık zaman aşımı geçtikten sonra katil ya da katiller bulunduğu zaman maalesef kamu davası düşüyor ve bu insanlar ceza almıyorlar. Türk Ceza Kanunu'muzun 81'inci maddesine "Faili tespit edilemeyen, kasten öldürme suçlarından dolayı dava zaman aşımı işlemez." cümlesini getirmemizin bu sorunu çözeceğine inanıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak da bu konuda bir kanun teklifi vermiştik.

Sayın Bakanım, benim diğer bir sorum ise şu olacak: Cezanın caydırıcılığı ilkesine dayanarak yasalarımızdaki kadına yönelik şiddet, kadın ve çocuk cinayetleri ve çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarda yasalarımızdaki cezaları uygun ve yeterli buluyor musunuz, kamu vicdanının rahatladığını düşünüyor musunuz?

Umarım süremi düzgün kullanmışımdır.

Teşekkür ediyorum.