KOMİSYON KONUŞMASI

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Bakanım, sunumunuz için çok teşekkür ediyorum.

Özellikle bizim taraf olmamız konusundaki açık beyanlarınızı dinledik. Ek 1'den çıkmak için bizim bazı özel şartlarımız var. Bu özel şartlarımız yerine getirilmiyorsa, bir de karbon ekonomisi, yeşil ekonomiye de bir an önce bizim adaptasyonumuzun sağlanması için bu sürecin bir an önce sonlandırılması gerekir diye düşünüyorum. Zaten şu ana kadar Komisyonumuza gelen birçok kurum ve kuruluş da aynı şekilde görüş beyan ediyor. Esasen, tabii, düğme en baştan yanlış iliklenmiş, şimdi ondan kurtulmaya çalışıyoruz. Ama her ne olursa olsun ben Türkiye'nin samimi olduğuna inanıyorum.

Avrupa'da kendi içinde bir korumacılık var. Bir örnek vereceğim, Vehbi Bey bilir, Zeytinyağı üretimi var Manisa'da. Avrupa Birliği kendi içerisinde zeytinyağını işte İspanya'dan, İtalya'dan gümrüksüz alıyor ama Türkiye'den gümrüklü alıyor; bu da bir korumacılıktır aslında. Şimdi, bu pandemi dolayısıyla tabii ihtiyaçları var, bu sefer de "Efendim, ithal edebiliriz." diyorlar, Türkiye'de diyor ki: "Ben bu sefer ihracat yapmıyorum." Yani bir kere önce Avrupa'nın bir samimi olması lazım. Mesela, Almanya fosil yakıttan çıkacağını beyan ediyor ancak diğer taraftan da fosil yakıttan elektrik üreten ülkelerden elektrik ithal ediyor. "Ben nükleerden çıkacağım, mevcut nükleer santrallerimi kapatacağım." diyor çünkü ömürleri dolmuş ama "Yeni nükleer santral yapmayacağım." demiyor. Bir kere ben Avrupa'yı bu konuda, açık söyleyeyim, samimi olarak görmüyorum. Türkiye'nin bu konudaki gayretleri daha da samimi.

Bir diğer konu da Sayın Bakanım, neticede, biz, burada iklimle ilgili konuşuyoruz ama bizim Komisyonumuz, tabii bir de su kaynaklarının iyi değerlendirilmesi, varsa bunlarla ilgili sıkıntıların giderilmesiyle alakalı da çalışan bir Komisyon. Şimdi, bizim bulunduğumuz coğrafya özellikle su konusunda çok önemli yani suyun belki kuzey ülkelerinden çok çok daha kıymetli hâle geldiği bir coğrafyada biz yaşıyoruz. Bizim 6 tane sınır aşan suyumuz var, bunlar: Çoruh, Aras, Dicle, Fırat, Asi ve Meriç. Bugüne kadar Türkiye hakikaten akıllı bir politika izlemiş, özellikle nehirlerimizdeki sular ülkemizi terk etmeden önce, sularımızdan en iyi derecede istifade edebilmek için çalışmalar yapılmış. Bugün Çoruh üzerinde ciddi sayıda büyük hidroelektrik santrallerimiz var, burada gerçekten ciddi şekilde elektrik üretiminden de istifade ediyoruz yani Çoruh, hızlı akan bir nehir olması dolayısıyla enerji üretim potansiyeli de çok fazla ve ülkemizin ekonomisine çok büyük katkısı var. Diğer taraftan, Aras üzerinde aynı şekilde, Dicle ve Fırat üzerinde de önemli projelerimiz var. Hatta biz Ilısu Barajı'nı yaparken gittiğimiz zaman uluslararası platformlarda bile sürekli bu konuyu hep karşımızda engel olarak çıkardılar ama biz Türkiye'nin bu projeyi yapması gerektiğini, suyun daha regüle edilir bir şekilde güneye bırakılması konusundaki haklılığımızı her zaman söyledik ve barajımızı yaptık. Aynı şekilde, Asi Nehri üzerinde Suriye'yle bir dostluk barajı yapacaktık ancak Suriye'deki iç savaştan dolayı bu proje kaldı.

Bir diğer önemli konu da Tunca Nehri üzerinde Bulgaristan'la bir baraj yapacaktık. Şimdi, tabii baraj Bulgaristan hudutlarında yapılıyor ama tabii bizim sulama sahamızda olacak fakat Bulgarların şöyle bir sıkıntısı var, maalesef Bulgarlarda bu baraj işletmeciliği çok zayıf, hakikaten Türkiye, bu konuda dünyanın en ülkelerinden bir tanesi. Orada, onların da tabii sınırlarında dizi dizi barajlar var arka arkaya; bunlar, taşkın anında, yoğun yağış anında barajların bu işletilmesini tam kontrol edemiyorlar. Tam böyle, hani yumurta deliğin ağzına geldi diyoruz ya, tam barajlar doluyor, o anda yani bırakılması gerekenin 3-5 katı suyu bir anda bırakıyorlar. Tabii bu da geliyor, Türkiye'de özellikle Edirne'de, bizim Meriç'te taşkınlara sebep oluyor. Biz, o zaman tabii Devlet Su İşleri ve Bakanlıkta çalışırken -Bulgarlarla müzakere yürütmek de çok zor- neredeyse ortak bir baraj yapımı konusunda mutabık kalmıştık. Şu anda durum nedir? Yani Dışişleri Bakanlığı tabii diğer kurumlarla beraber ama tabii esasen bu işin başındaki -sınır aşan sular olduğu için- Dışişleri Bakanlığımız... Yani bugün Tunca Nehri üzerinde bir ortak baraj yapımıyla ilgili son durum nedir? Çünkü biz bu barajı yaptığımız zaman zaten otomatikman her yıl bu Edirne'de yaşadığımız sıkıntılardan da büyük ölçüde kurtulmuş olacağız. Ben özellikle de bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.