KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Ben de çok teşekkür ediyorum.

Özellikle önerge aleyhine konuşan bendim ama gerekçemiz de şuydu, Sayın Şeker buradasınız: Önergeye esasında karşı değildik, bir çalıştay vardı, orada bilim adamları vardı, çalıştaydan sonra da eylem planı hazırlanacaktı, bunları gördükten sonra bu önergenin yeniden değerlendirilmesinin daha uygun olacağını düşünerekti. Yoksa elbette ki burada milletvekillerimizin çevresel hassasiyetlerinde, duyarlılıklarında her zaman beraberiz, burada da beraberiz.

Şimdi, samimi olmak lazım. Bak, ben siyaseten konuşmuyorum Sayın Şeker.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ben de samimi söyledim.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Ben samimi olduğum için söylüyorum zaten sizlere. Ya, 94 öncesini kıyasladığınız zaman, ya kardeş, musluklarda temiz su yoktu, siz denizden bahsediyorsunuz, yapmayın yani.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Musluklarda temiz su vardı.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Bak, şimdi, bunları kıyaslarken yani musluklardan akan suların kirli olduğu, dışarıdan tankerlerin geldiği bir dönemde denizlerin temiz olduğundan bahsederseniz yani o zaman biz de bunları söylemek zorunda kalırız. Yani bunlardan bahsetmeyelim.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - En büyük altyapı yatırımı Sözen döneminde yapılmıştır.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Ya, bırakın şimdi, biz devralınanı, gerçekleri görüyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ben de görüyorum, İstanbul'da yaşıyorum.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Yani havanın kirli olduğu, suyun kirli olduğu, toprağın kirli olduğu, Haliç'in kirli olduğu bir dönemi gençler hatırlamaz, ben çok iyi hatırlıyorum. Yani ben bunları burada savunmak istemiyorum, bunları söylemek istemiyorum. Yani geçmişteki sen şöyle yaptın, böyle yaptım falan bilmem ne değil, eksiklik varsa yapılanlar da oldu. Bak, arıtma tesisleri yapıldı, katı atık bertaraf tesisleri yapıldı; o katı atıklar patlardı, insanlar altında kaybolurdu; şimdi, enerji üretiyoruz, ekonomiye kazandırıyoruz. Sıfır atığı çıkardık, poşet yasasını çıkardık, arkadaşlarımızın da katkısı oldu, hep beraber bu dönemde çıkardık.

Müsilaj, şu anda doğal olarak doğanın bizlere bir sorunu. Elbette ki biz kirlettik, Tuna'dan gelen, elimizde olmayan akarsular da var, Karadeniz'e başka ülkelerden gelen akarsular da var, kirli sular da var, arıtılmayan derin denize deşarj suları da var. Hepsini beraber değerlendirip bundan sonra ne yapabiliriz? Yani yoksa bir siz savunursunuz, biz savunuruz, siz savunursunuz; bir anlamı yok. Önemli olan burada bir sorun var. Burada belediye başkanlarımız, yönetenler demiyoruz ki: A partisi, B partisi. Gelecek nesiller şunu söylemeyecek: "Buradaki şu siyasi parti bunu yaptı da bu doğayı böyle perişan etti." Orada Cumhuriyet Halk Partili belediye de var yıllardan beri, AK PARTİ belediye de var, ilçe belediyeleri de var Milliyetçi Hareket Partisinden de olmuştur, diğer partilerden de olmuştur. Yani biz bunlar şimdi "Sen şöyle yaptın, ben böyle yaptın, o belediye şöyle yaptı..." Samsun Büyükşehir Belediyesi güzel bir şey yaptı, doğru bir şey yaptı, alkışlıyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Doğru, güzel yapmış.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Bütün o sahilde Zonguldak'tan Artvin'e kadar biyolojik arıtma yok. Var mı Samsun harici Sayın Başkanım?

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - Yok.

BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Yok. Orada farklı siyasi partiler de var. Yani demek ki burada bir sorun var. Buna, bu soruna gerçekçi bir şekilde yaklaşmak lazım.

Ben tekrar ediyorum bir kardeşiniz olarak, kelimeleri seçerek şey yapmak istiyorum. Yoksa o toplantıya davet edilmesini de söyledim, arkadaşlardan hepsi gelsin, siyasi partilerden gelsin, gelen arkadaşlarımız oldu, gelmeyenler oldu, ulaşamayanlar oldu. Yoksa bir önyargımız yok. Bak, önyargımız yok. Vecdi Gündoğdu "Bilgi notunu bana gönderir misin?" dedi. Bana gelen bilgi notunu gönderdim. Niye? Yani biz burada iyi niyetle beraber, beraberce -siz de güvendiniz, buradaki arkadaşlarım da güvendi- burada toplu bir fotoğraf vermiştik hep beraber, aynı fotoğrafı ben Kocaeli'nde görünce de mutlu oldum, açık söyleyeyim. Yani topluma da böyle daha yumuşak bir dille beraber yapıcı bir dil kullanmamız lazım, toplumu da buraya yönlendirmemiz lazım diye düşünüyorum.

Tekrar teşekkür ediyorum.

Ayşe Hanım, buyurun Sayın Vekilim.