KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Sayın Başkanım teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz için de teşekkür ediyoruz. Sizinle daha önce Küresel İkilim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele Araştırma Komisyonunda da beraber olduk, çok güzel bir sunumunuz oldu, gerçekten çok aydınlatıcı ve yol gösterici bir sunumdu, onu da belirtmek istiyorum.

Ben biraz küresel iklim değişikliği komisyonundan bilgi vermek istiyorum. Tabii ki sayın vekillerimin çok haklı telaşları var, bu telaşı biz iklim değişikliği komisyonunda da çok güzel bir şekilde yaşıyoruz. Çeşitli üniversitelerden bilim hocalarımız hem de her bölgeden, her bölgedeki üniversitelerdeki değerli hocalarımız gelip bize sunumlar yaptılar. Enerji Bakan Yardımcımız geldi, çok güzel sunum yaptı, Çevre Bakanlığından Sayın Bakanımız geldi, çok güzel sunumlar yaptı. Biz gerçekten bu komisyonda bu telaşı sonuna kadar hissediyoruz ve bu telaşla da çok güzel yol aldığımızı düşünüyorum. Biz en son dün Türkiye Odalar Borsalar Birliğinden bir değerli bir katılımcı vardı, yine de TÜSİAD'ın Başkanı bize bir bilgi verdi. İnanın sizin bu telaşınız herkes tarafından benimsenmiş, herkes bu telaşı yaşıyor çünkü bu, sadece bizim ülkemizin sorunu değil, bizim insanımızın sorunu değil, zaten küresel bir boyutta bir sorun olduğu çok açık ve ortada, zaten küresel bir sorun olduğu için inanın küresel bir dayatma da söz konusu. Yani gelişmiş ülkelerin o telaşıyla gelişmekte olan ülkelere ya da gelişmemiş ülkelere olan hem ekonomik hem de çok farklı dayatmaları var. O yüzden biz hem kendi varlığımızı sürdürmek anlamında hem de insanların yaşamsal olarak ekonomik varlığını sürdürmeleri anlamında da bunu her platformda ve her dinamikte hissediyoruz. İnanın TÜSİAD'ın Başkanı da bunu, bu telaşla ve kesinlikle ekonomik telaşla ama vicdani bir telaşla da sunum yapıyor, varlık gösteriyor. Bu anlamda da bu komisyonda bunu görmek ve bu şekilde yol almak da beni gerçekten çok mutlu etti çünkü bu sorun çok insani sorun, toplumsal bir sorun, çok bireysel bir sorun, çok da vicdani bir sorun. Niye vicdani? Çünkü biz gelecek koşullara, çocuklarımıza, belki torunlarımıza iyi bir dünyayı bırakma sorumluluğumuz var, o yüzden de çok vicdani aslında.

Tabii "siyasetüstü" dedi vekillerimiz, tabii ki partilerüstü... Biz burada "İktidarın başarısızlığı, bizim zaferimizdir." Bu bakış açısını bırakmamız gerekiyor. Tabii ki partilerüstü düşünmemiz gerekiyor çünkü şu anda sorun boğazımıza gelmiş dayanmış ve biz onunla mücadele etmek zorundayız. Tabii ki eleştiriler olabilir, iyi niyetlidir, ondan hiç kuşkumuz yok çünkü bu bir küresel sorundur ama "Biz nasıl bir yol alabiliriz?"in çaresine bakmak zorundayız ve şu anda boğazımıza dayanmış bir sorun, biz hemen harekete geçmek zorundayız.

Sayın Bakanımın verdiği örnekteki gibi evet, bilimsel bir yolla, bilimsel bir akılla yol almak zorundayız ancak bazen bilimde ne yazık ki "sülün" örneğinde Sayın Bakanın verdiği gibi bilimsel öngörü de bazen yetmiyor, işte tecrübe gerekiyor, yaşamsal bir tecrübe de gerekiyor. Burada tabii ki bizim hem bireysel sorumluluğumuz var hem de siyasi bir sorumluluğumuz var. Kesinlikle partilerüstü ama siyasi bir öngörüyle hareket etmemiz gerekiyor çünkü toplumumuzu belli bir dinamikle disminize etmemiz de ne yazık ki siyasi bir öngörüyle oluyor, bunu da unutmamak gerekiyor.

Tabii ki hepimiz iyi niyetle ve birlik içinde, beraberlikle ve vicdani sorumlulukla kesinlikle çocuklarımıza iyi bir dünya bırakmanın yollarını aramaya hemen başlamamız gerekiyor. Bu bakış açısıyla ileriye bakmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.