EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkanım teşekkür ederim.

Sayın Bakan Yardımcım, değerli akademisyenlerimiz, değerli bürokratlarımız, değerli Komisyon üyelerimiz, milletvekillerimiz; öncelikle herkesi saygıyla selamlıyorum ve böyle bir toplantı tabii organize edildiği için de Çevre Komisyonuna da Sayın Bakanlığımıza da öncelikle teşekkür ediyorum. Faydalı sonuçlar çıkacağını da bu toplantıdan umuyorum.

Şimdi Sayın Başkanım, Sayın Bakan Yardımcım; tabii yapılan tüm konuşmalarda hem sizin yaptığınız hem arkadaşlarımızın yapmış olduğu konuşmalarda özellikle bu Marmara'da yaşanan, büyük bir sorun hâline gelen müsilajla ilgili iş birliği yapmamız, destek olmamız, ileriye bakmamız noktasında çağrılarda bulundunuz. İstanbul Milletvekili olarak Marmara'da yaşanan müsilaj sorunu benim de yaşam alanıma giren bir sorun, önemli aynı zamanda, şahsım adına da önemli, bölgem adına da önemli. Bu çağrıları elbette olumlu karşılıyorum, hakikaten acilen bu Acil Eylem Planı'na, hazırlanan Acil Eylem Planı'na, Koruma Eylem Planı'na uyularak bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Ancak araya bir virgül koyma ihtiyacı duyuyorum burada.

Şimdi, sizler burada bir iş birliği talebinde bulunurken bu iş birliği talebinin de biraz samimiyetini sorgulamak zorunda hissediyorum kendimi. Çünkü bugüne kadar Çevre Komisyonunun çalışmalarına ve buradan çıkan kanunlara baktığımızda hatta yani diğer Komisyonlardan çıkan, ben Plan Bütçe Komisyonu üyesiyim en fazla herhâlde torba kanun bizim Komisyondan çıkıyor, çıkan kanunlara baktığımızda muhalefetin yapmış olduğu öneriler ve tekliflerin özellikle de çevreyle ilgili, çevre katliamlarıyla ilgili yapılan öneriler, uyarılar, teklifler, bunların çoğunun hiç dikkate alınmadığını gördük özellikle bu son dönemde. Şimdi, böyle olunca o zaman burada bugün "Yandım Allah." diyerek bir sürece giriyoruz müsilajla ilgili. "Şimdi birlikte olmalıyız, aman birlikte mücadele etmeliyiz." Evet, birlikte mücadele edelim Sayın Bakan Yardımcım. Ama şunu da sormak istiyorum yine size de, sayın ODTÜ'den açıklama yapan değerli bilim insanımıza, hocamıza da. Şimdi biz burada bu toplantıyı yapıyoruz müsilajla ilgili, olumlu çalışmalar yürütüleceğine de inanıyorum ama bir taraftan bunu yaparken diğer taraftan Ulaştırma Bakanının çıkıp da "Müsilaj ancak Kanal İstanbul'la çözülür." şeklinde bir açıklama yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şimdi böyle bir hadi uzlaşı içerisinde yapılacak olan bir çalışmanın içerisinde siyasi anlamda, bir anlamda bir kutuplaşmaya sebep olmuş bir olayı getirip de bu olayın ortasına dan diye bırakan bir Bakan var. Şunu da sormak istiyorum: Sayın Bakan hangi bilimsel verilere dayanarak böyle bir gerekçe gösterdi, böyle bir açıklamada bulundu? Şimdi bunların da cevabının verilmesi gerekiyor. Bir taraftan siz burada bizleri iş birliğine davet ederken diğer taraftan kabinenin bir Bakanı böyle bir açıklama yapıyorsa işte ben burada samimiyeti sorgulamak zorunda hissederim kendimi. O nedenle eğer bir müsilaj çalışması yapılacaksa, bir araştırma komisyonu kurulacaksa buradan müsilajla ilgili bir mücadele hep birlikte yürütülecek ise öncelikle bu tür açıklamaların yapılmaması.

İkinci olarak da hakikaten önümüzde bir saatli bomba gibi duran siyasi anlamda da bizleri karşı karşıya getiren Kanal İstanbul, Marmara Bölgesi'nde hâlâ Cumhurbaşkanı tarafından ve Bakanlar tarafından yapılacak diye telaffuz ediliyorsa müsilaja etkilerinin ne olacağının da bu çalışmanın içerisine koyulması gerekiyor. Kanal yapılırsa müsilaja etkisi ne olur yapılmazsa? Bunu ben çok önemli buluyorum açıkçası.

Sunumları çok faydalı buldum, ben de çok aydınlandım açıkçası. Bu Koruma Eylem Planı'yla ilgili birkaç şey söyleyerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Şimdi Koruma Eylem Planı daha önce varmış galiba Belediyeler Birliği tarafından, onun bir benzeri diye arkadaşlarımız bahsettiler. Şimdi kapsamlı bir eylem görünüyor önümüzde. Yani şu hakikaten hakkı verilerek uygulanırsa Marmara Denizi'nde bu sorunlarla mücadelede yol alınabileceğini ben görüyorum ancak eleştirilere de katılıyorum. Bu eylem planının da bir detaylandırılması gerekiyor yani nasıl bir takvim sürecinde? Burada bazı eylemlerle ilgili "üç aylık dönemler içerisinde" diye tanımlamalar var. Mesela özellikle atık suların denetimi. Bunlar öyle çok kolay yapılabilecek dönüşümler, çok kolay, çok kısa sürede yapılabilecek hareketler, eylemler değil ancak Marmara Denizi'nde gemi kaynaklı kirliliğin giderilmesi örneğin, gemilerin işte atık sularının boşaltılmasının denetlenmesi aslında yıllardır konuşulan bir konu bu, yeterince denetim yapılmıyor denizlerimizde, bu da çok önemli, belki bu en kolay yapılacak olan denetimin belki de ilk sıraya koyulup acilen, hızlı bir şekilde bu denetimlere başlanarak Marmara Denizi'yle ilgili sürecin başlatılması gerekiyor.

Bütçelerin ayarlanması gerekiyor kesinlikle bu eylem planındaki adımların uygulanabilmesi için. Hem Bakanlığın bütçesiyle ilgili hem belediyelerin ayırması gereken bütçeleriyle ilgili çünkü sonuç olarak biz bütçe görüşmelerini yaptığımız süre içerisinde bu müsilajla ilgili sorun karşımızda yoktu, şimdi hızlandırılmış, devasa bir eylem planıyla karşı karşıyayız. Bunun gerçekten hakkıyla eyleme geçirilmesi gerekiyorsa yeniden bir bütçe çalışması yapılması gerektiğini de düşünüyorum ben bu eylem planıyla ilgili. Yani bu plan, eğer bu çalışmalar uygun bir şekilde yapılırsa ve samimi bir şekilde iktidar bu konuya yaklaşırsa umuyorum ki çözülür, çözülmesini tabii ki biz de istiyoruz.

Yapılan iyi şeylere her zaman teşekkür ediyoruz. Sayın Başkanımıza, Sayın Yusuf Ziya Yılmaz'a da teşekkür ediyoruz, hakikaten önemli yaptığı proje çalışması. Bu anlamda biz hiçbir zaman yapılan iyi şeylere de "Yapılmadı." demeyiz "kötü" demeyiz ama yanlışları da söylemek sorumluluğumuz var.

Ben denetim ve yaptırım uygulamalarının çok daha net bir şekilde tanımlanması ve hayata geçirilmesi gerektiğinin altını özenle çizerek sözlerime son veriyorum.

Teşekkür ederim.