MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, şimdi, mesele burada kimin geldiği kimin gittiği değil. Burada ciddi sorular varsa ve 3 defa arka arkaya soruyorsak, bazı rakamları soruyorsak, hâlâ bir şey söylenmiyorsa, sonra da dalga geçer gibi oylatılıp sonra ara veriliyorsa "Ara verin, bir konuşun, çağırın arkadaşları." dememize rağmen, bu, Komisyonun -evet- itibarsızlığını, ciddiyetsizliğini gösterir. Böyle bir şey olur mu? Yani, biz burada herhangi bir şey... "Daha siyasi kısmına geçmiyorum, teknik soru soruyorum, maliyetleri soruyorum, bu kadara nasıl, ne iş yapılır?" diyorum. Yani ne olduğunu biliyoruz biz, siz de biliyorsunuz, söyleyemiyorsanız o zaman... Diyorlar ki: "Fazla uzatmayın, biz oylayalım, lazım bize." Öyle bir şey olur umu? Yani, şimdi böyle bir şey olamaz. TRT'nin gelirleri, giderleri ortada, defalarca tartışmalı şeyleri varken... Vatandaştan aldığımız, elektrik faturalarından aldığımız parayı TRT bütçesine kim, nereden para aktarıyor? Kalkıp bu sefer Anadolu Ajansının açığına veya yandaş bir kuruma yaptırılacak, dolaylı taşeron vasıtasıyla yaptırılacak bir yapıma verilecek paraya niye Meclisi alet ediyorsunuz? Yapın.

Ben şimdi şunu soruyorum: Ne olur yani, 7 milyonluk 3 tane alım yapsanız, elinizi mi tutan var? Niye hepsini birden vermek istiyorsunuz? Söyledi Genel Müdür Yardımcısı, dedi ki: "Bu yeterli değil." Yani, şimdi 20 milyonun üstünde Anadolu Ajansı ne yapacak? Alın ayrı ayrı. Madem güzelce de yazmışsınız "Haber ayrı, program ayrı, yayın ayrı." demişsiniz. Ya bunu niye... Burada bir katakulli var ki, bizden kanun garantisi istiyorsunuz, bütün bürokratların yaptığı o. Alıştınız Hakan Fidan'dan, herkes kendini garantiye almak istiyor. Yapın kardeşim, 7 milyonluk 3 tane ihale verin, niye vermiyorsunuz? Eder 21 milyon. Daha mı fazla vereceksiniz, 100 milyon mu vereceksiniz? 111 milyon zararı mı kapatacağız yani? Sayın Müsteşar Yardımcısı geçen seneninkini söyledi, 105'miş, bu sene kaç oldu Allah bilir yani? Kaç para zararı olacak acaba? Geçici bilanço çıkar nisanın sonuna kadar herhâlde, şimdi çıkmıştır aslında dokuz aylık da, on iki aylık da çıkar yakında. Ya, şimdi böyle bir şey olamaz. O zararın hesabını soracaksınız. O zararla ilgili denetçileri çağıracaksınız, burası anonim şirket. Madem öyle, hazine murakıpları gidecek, inceleyecek "Nereye gitti bu para?" diye. Siz, tam tersine üstünü kapatıyorsunuz, "Bunu da kapatalım." diyorsunuz. Şimdi bize de "Susun!" diyorsunuz. Buna nasıl susalım Sayın Başkanım?

BAŞKAN - Hiç öyle bir şey söylemedik.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle yani, şimdi cevap gelmezse, yetkilisi burada yoksa, sorduğumuz rakam bu kadarsa, adamın zararı buysa, yaptığı iş buysa, toplam gelir 28 milyonsa, sen ona 28 milyondan fazla ne yaptıracaksın Sayın Başkanım, onu soruyorum ya?

BAŞKAN - Sayın Günal, Başkanlık Divanı olarak ben yapılan açıklamaları...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani "sen" derken oraya söylüyorum, yani bunu yönetmek sizin göreviniz, o bilgileri almak, gerekli kişileri çağırmak sizin göreviniz.

BAŞKAN - Tabii, yani şu anlamda ifade ediyorum: Başkanlık Divanı olarak alınan bilgilerin yeterli olup olmadığı hususunda bir değerlendireme yapmak yerine bunu Komisyonun onayına sunmam gerekiyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bilgi alamadık.

Yani, şimdi insan kaynakları ne verecek? Kaç kişi çalışıyor onu söyleyecek.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum Sayın Günal.