| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ'nin 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 09 .06.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, halkın tabiriyle konuşacağım ama kişiler lütfen üstüne alınmasın, sonuçta kişiler geçici, kurumlar kalıcı ve konuşacağımız çoğu konu sizlerin yönetim kuruluna atanmadan önceki konular olduğu için de bu anlamda da bakmayın lütfen. Ama gördüğümüz kadarıyla devletin malı deniz, Denizcilik İşletmelerinin malı da deniz olmuş; Allah'a emanet.
Şimdi, kendi oturduğunuz evin dışında eviniz olduğunu düşünün ve burayı kiraya vermeyi düşünüyorsunuz. Dolayısıyla kira sözleşmesini yaparken elbette ki içine tahliye, taahhütname, işte, iki ay üst üste ödenmediği takdirde kira sözleşmesinin feshi gibi durumları emin olun o dönemin yönetim kurulu üyeleri siz olsanız ve o kurumun malı değil de kendi malınız olduğunu düşünseniz küçücük bir evin kirasında bile çok hassas bir şekilde sözleşmeler yaparsınız ama görüyoruz ki 1998'den bu yana yirmi üç yıldır kirasının alınmadığı İzmir'deki bir limanla karşı karşıyayız.
Şimdi, Deniz Bey Sayıştaya laf atmadı ama ben mecburen Sayıştaya şöyle laf atmak zorunda kalacağım: Bu konuda Sayıştay ne yazık ki 2019'da bunu bulgu olarak vermiş, 1998'den bu yana ya kurum içinde sizler Sayıştaydan bunu bir şekilde gizlediniz, sakladınız ya da Sayıştay bunu görmezden geldi, daha yeni yeni akla geldi. Benim sorum şu, bir yönden de şöyle bakmak lazım: Bu şirketle ilk yapılan sözleşmeye baktığımızda on beş gün sonra hemen ikinci bir kuruluşa devir söz konusu. Yani daha hiç işletmeye bile başlamadan, adım atmadan on beş gün sonra ek ilave bir maddeyle bir devir yapılmış. Acaba buralarda bir eksiklik mi söz konusu? Buralarda devir yapılırken bir şeyleri o dönemin yöneticileri unuttu mu? Dolayısıyla bu anlamda devletin kurumu zarara mı uğratıldı? Çünkü bu rakamlara baktığımızda -birkaç tane daha var, limanlarla ilgili bu şekilde alacakların tahsili konusu- sizlerin, kurumun öz sermayesinin bile çok üstünde olan rakamlar ve bunların kurum tahsilatını yapmış olsaydı çok daha güzel, çok daha faydalı işler yapmaya sizler de vesile olurdunuz. Eminim ki bu konuda sizler de bunu arz ediyorsunuz. Ama görünmeyen bir el mi var? Bu kuruluşlar, bu kurumlar siyasiler tarafından kollanıyor, onun için sizler üzerine mi gidemiyorsunuz? Bu anlamda neden şimdiye kadar doğru dürüst bir şey yapılamamış? Çünkü Sayıştay size şunu da önermiş: "Gerekirse sözleşmeyi feshedin, gerekirse bunları buradan çıkarın." Ama 2017 ve 2018'deki durum gibi "Dikkate alacağız." deyip geçiştirmek değil... 2019'dan bu yana acaba bu tahsilatını yapamadığınız yerlerdeki işletmelerle ilgili bu kuruluşların sözleşmeleri feshedildi mi, boşaltma, tahliyeyle ilgili herhangi bir işlem yapıldı mı? Yine bu rakam 14 milyar 366 milyon civarında. Bu rakam gecikme faizleriyle beraber olan bir rakam mı yoksa 1998 yılından bu yana olan rakamlarla baktığımızda, o gecikme faizleri hesapların içinde değilse çok daha büyük bir rakam da buradan çıkabilir. Ben bunları sormak istiyorum.
Aslında bütününde baktığımızda sayısal rakamlarla da konuyu boğmak istemiyorum ama hakikaten bu alacak rakamları kuruluşun sermayesinin çok çok üzerine de, öz sermayesinin çok çok üzerine de çıktığı bir yerde, buradaki yapılan hatayı... Lütfen, bu kuruluşun, bu kurumun malını kendi malınız gibi görün ki o kendi malınızı nasıl bir yere kiraya vermeye kalktığınızda nasıl ince ince, hassas bir şekilde sözleşme yapıyorsanız... Bu sözleşmede ne eksikse yani "ticari sır" olarak yorumlamıyorsanız bize de verin, o eksikleri siz bulamıyorsanız biz bakalım, biz inceleyelim gerekirse, "Sözleşmenin neresinde eksik var?" diye. Dolayısıyla devletin malını deniz yapmayalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.