KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Hocam yani hayal kırıklığına uğrattınız bizi yani ormancılıktan bahsedeceğiniz yerde herkesin bildiği konuları tekrarladınız, çok açık söyleyeyim; herhâlde sunumları okuyarak gelseydiniz bu şekilde bir sunum yapmazdınız diye düşünüyorum.

Şimdi, Hocam, siz ormancısınız, ormanla ilgili bazı şeyleri ben açıklamak istiyorum. Daha önce konuşmalarımda da bunları açıkladım ama siz bir üniversitede öğretim üyesi olarak bunlara daha açık bir şekilde cevap vereceğinizi düşünüyorum. Siz biraz daha bağımsızsınız çünkü üniversite özerktir ve fikirleri de hürdür yani kamuda çalışanlar gibi değilsiniz.

Şimdi, Hocam, ormandaki üretimin son üç dört yıl içerisinde yüzde 100 arttığını görüyoruz. Yani 2002 yılında 13,7 milyon ormanda üretim yapılırken 2017 yılında 18,5 milyon metreküpe, 2020 yılında 28,5 milyon metreküpe, 2021'de de ne olacağı belli değil, 30 milyon metreküpten fazla üretim yapılacağı hesaplanıyor. Yani ne değişti de ormanlarda 2 katı üretim arttı, ne oldu?

Şimdi, bir de şu durum var: Türkiye'deki ormanlardaki yıllık artışın 47 milyon metreküp olduğu hesaplanıyor amenajman planlarına göre. Şimdi, 47 milyon metreküpün aslında.. Orman teşkilatı diyor ki: "Ben bunun yüzde 60'ını, 70'ini alıyorum." Fakat Türkiye'deki tüm ormanlardaki hat 47 milyon metreküp ama üretimi yapılan ormanlara bakıyorsunuz yüzde 40 veya en fazla yüzde 45. Yani bunu aldığınız zaman, o zaman siz sermayeden almış oluyorsunuz. Dolayısıyla şu andaki yapılan hesaplamalara göre biz hektarda 4 metreküp orman ürünü alıyoruz, odun üretiyoruz hektardan. Şimdi dünya ortalaması 0,8 metreküp, Avrupa ortalaması 2,5 metreküp, Karadağ'ın ormanı bizden çok fazla, 0,47, Rusya, ormanı bizden çok fazla 1,10, bizde 4 metreküp yani burada bir çelişki yok mu? Diğer taraftan, hem bu üretimi yapıyoruz, bir taraftan ülkemizde anormal şekilde artan lif yonga sanayisine yetiştirmeye çalışıyoruz ürünlerimizi ama bir taraftan da ihracat yapıyoruz yani bir gariplik var burada.

Şimdi, diğer bir konu da, anormal şekilde traşlama kesimleri arttı tabii tensil adıyla. Bu traşlama kesimlerinin ormanın ekosistemini tamamen bozduğunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Nasıl bozduğunu söyleyeyim size, özellikle iklim değişikliğiyle beraber ormanlardaki ekosistemin traşlama kesimiyle önemli oranda bozulduğunu ve bozulacağını görüyoruz. Bakın, traşlama kesimi yapıldıktan sonra o ormandaki alana neler gelebileceğini siz benden iyi bilirsiniz. Yani oradaki biyolojik çeşitliği olumsuz etkiliyor, yaban hayatını olumsuz etkiliyor, endemik bitkileri olumsuz etkiliyor, topraktaki su tutma oranı düşüyor, ani yağan yağmurlar hiç tutmadan maalesef derelere gitmek zorunda kalıyor. Mesela en son yaşadığımız Giresun'daki afet bunun bir göstergesi, bir sürü yerde yaşadığımız olaylar bunların bir göstergesi. Yani bu özellikle iklim değişikliği ile beraber bu tabii tensil dediğimiz ormanları traşlama, kesen anlayıştan vazgeçilmesi gerekir mi gerekmez mi?

Diğer bir önemli konu, sizin mesleğiniz amenajman planları ormancılığın anayasası kabul edilir, yani değiştirilemez falan diye düşünülür ve bu amenajman planlarına göre üretim yapılır; amenajman planları... Son yıllarda ekosistem tabanlı fonksiyonel planlamaya geçtiği iddia ediliyor ama hiç de öyle olmadığını görüyoruz; yani yüzde 90'ı ormanlarda yine üretim ormancılığına dönük yapılıyor planlamalar ama bir olay daha yaşanıyor; eskiden o amenajman planlarında beş yılda, on yılda bir periyodik hâlde üretim yapılırken bölge müdürünün onayıyla iki yılda bir, bir yılda bir, üç yılda bir o planlar değiştirilebiliyor. Dolayısıyla siz amenajman planlarına anayasa diyorsunuz, anayasayı deliyorsunuz bir taraftan da, ormancılığın anayasasını delmiş oluyorsunuz.

Yani bu konular son derece önemli konular. Bu konulardaki düşüncelerinizi ben özellikle almak istiyorum ve vereceğiniz cevapların da son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.