| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (TCDD) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .06.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Peki.
Şimdi, şöyle, bunu ne amaçla söyledim, niye söyledim? Aslında, bu yapılan hatların... Bugün biz Yerköy-Sivas hattını konuşuyoruz ama genel manada hem demir yollarındaki hem kara yollarındaki projelerde üç aşağı beş yukarı uygulama aynı. Yani başlangıç maliyetlerle sonuç maliyetleri arasında dağlar kadar fark var. Şimdi, burada özeti şu: Bu projeler nasıl yapılmalı? Burada teknik olan arkadaşlar var yani ben bir şeyin altını çizmek için bunu söylüyorum; nasıl yapılır? Normal şartlar altında, proje ihalesine çıkıyorsunuz, projeyi yapan firma oranın normal topoğrafik yapısı, işte, sizin bahsettiğiniz yerleşim alanları, rezerv alanları, bunların tümünü dikkate alınarak birkaç alternatif çizer. Bu alternatifler çerçevesinde de, işveren kim, diyelim ki Devlet Demiryollarının Altyapı birimi der ki: "Biz, şu projeyi uygun gördük." Önce güzergâh tespit edilir, sonra o güzergâhla ilgili alt planlar yapılır. Bu planlar da netleştikten sonra herkes bunun altına imzasını atar.
Her şeyi burada dikkate alınır yani bir defa işe nasıl başlıyoruz, oraya yapacağımız yolun standardıyla başlıyoruz. İşte, biz buraya hızlı tren yapıyorsak işin standartları başka, hızlandırılmış yapıyorsak başka, taşımacılık yapacaksak yolun standartları başka. Yani önce standartlar çerçevesinde güzergâhı tespit ediyoruz, tespit edilen güzergâhta da bu projeler yapılır. Ne olması lazım? Herkesin bunun altına imza atması lazım, demesi lazım ki: "Tamam, biz güzergâhı onaylıyoruz." Devam eden kesimde proje çalışması yapılması lazım. Bu proje çalışmasında da, tabii, köprülerdir, viyadüklerdir, tünellerdir, bunların tamamı projeye işlenir, ondan sonra da bu kapsamda, proje tamamlandığı andan itibaren de siz buna zaten "kesin proje" diyorsunuz. Tamam, bizim projemiz elimizde hazır, bununla da ihaleye çıkıyorsunuz.
Şimdi, devamında, bunun bir de maliyet analizinin olması lazım. Zaten fayda maliyet analizini yapmadan güzergâha da projeye de karar veremezsiniz yani planladığınız standarda göre en uygun fiyatı da tespit etmemiz lazım. İşin başında, daha ihaleye çıkmadan bizim proje maliyetimizin, yol maliyetimizin belli olması lazım. Ya, dünyada bu işler böyle. Hatta mümkün olduğunca proje ve müşavirlik firması da aynı firma seçilir, hatta ona denir ki: "Bakın, bu maliyeti de projeyi de siz yapıyorsunuz, eğer burada maliyet artışlarında yüzde 10'dan fazla, yüzde 15'ten fazla bir maliyet artışı olursa bunun da bedelini sana ödettiririm." Yani dünyada bu işler böyle. Şimdi, bu kapsamda müşavir belli, proje belli, bunun üzerinden de ihaleye çıkılır. Devlet de en azından hangi projeyi kaç liraya mal edeceğini bilir, planını bütçesini de buna göre ayarlar.
Yani burada 2002'ye bir türlü gelemediniz ama 2002'de biz bir İhale Yasası çıkarmıştık, siz onu 190 sefer değiştirdiniz. Orada şuydu: Planı, projesi kesinleşmeden, finansmanı ayarlanmadan ihaleye çıkamazsınız, bir. Bunun en fazla yüzde 10 maliyet artışı olabilir, iki. Yani biz, 2002'de İhale Yasası çalışması yapılırken bunu buraya koymuşuz. Normal şartlar altında da sizin bu planlamanızın ve projelendirmenizin maksimum yüzde 10 ya da 15 artması lazım.
Şimdi, Yerköy'e geldiğiniz zaman, ilk çıkılan ihale ne kadar? 1 milyar 200. Adamın aldığı rakam ne? 800 küsur. Ben şunu soruyorum: Şu an Yerköy'de herhâlde deneme üretimlerine başladınız -bakın 1'inci ihaleyi bırakın, ben soruyorum buradan- 1'inci ihaleden sonra kaç kez ihale yaptınız? Hattın bize toplam maliyeti ne oldu? Yani bir fotoğrafı göreseniz diye bu soruyu soruyorum. 1 milyar 200'le biz ihaleye çıkmışız, tahmin ediyorum yani ben bilmiyorum rakamları ama herhâlde bir 5-6'yı geçen rakamlardır, toplamdan bahsediyorum. Yani Türkiye'nin nasıl projelendirdiğini, işlerin nasıl gittiğini izlemeniz açısından bunları söylüyorum.
Şimdi, ne oluyor bundan sonra ben size söyleyeyim. Eser İnşaat yaptı bunun projesini ve Eser İnşaat da battı. Ondan sonra bu ihale yapıldı, bu ihaleyi yapınca firma devreye girdi. Firma yaptırdı 2'nci projeyi yani kurum yaptırmadı, firma gitti Yüksel Projeye dedi ki: "Sen şu projeye bir bak bakalım." Yani benim yaptığım araştırmaları söylüyorum, o da dedi ki: "Ya, sizin..." Lütfi Bey'in sıraladığı, ben şimdi sıralamayım. İşte, hatta o zaman 287'ydi bildiğim kadarıyla, onun 2'nci projesiyle bu 254'e düşüyor. Tünel yaklaşık bir 40 kilometreye çıkıyor, başlangıçta 10 kilometre var. O rakamlar da var ama ona göre müteahhit projeyi düzeltiyor ve size öneriyor. Şimdi, iş tersten gidiyor yani müteahhit projeye diyor ki: "Sizin yaptığınız projelerde sorun var, doğru proje bu." Size onaya sunuyor ve siz de bunu onaylıyorsunuz. Zaten o keşif orada bitti, 1'inci keşif üflemeden bitti, 2'nci ihale, devamında 3'üncü ihale; böyle devam ediyor.
Sorun şu: Bizim projelerimize müteahhitler karar vermemeli. İki, müteahhitlerin, bürokratların üzerinde çok ciddi yaptırım gücü olduğu için ben Habib Bey'in sözüne katılıyorum yani biz bürokratlara burada ne söylesek hani belki cevap vermek bazen sıkıntılar oluşturuyor ama şöyle söyleyeyim: Yani burada mesele şu, hani biz doğruyu orta bir yere koymamız lazım, doğruyu. Müteahhitlerin baskısıyla yani üretimde birim fiyatlarda bir değişiklikler oluyorsa ki ben bunun olduğuna inanıyorum yoksa bu rakamların bu kadar şişmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Yani müteahhitlerin projeye müdahalesinin olmaması lazım. Devletin yaptığı projeyi yatırım maliyetiyle beraber, projesiyle beraber net bir şekilde orta yere koyması lazım ki bizim maliyetlerimiz orta yere çıksın.
Bunun sonucu ne oluyor biliyor musunuz? Biz "hızlı tren" diyoruz. Mesela Ankara-İstanbul hızlı tren, her seferinde söylüyoruz, kaç saatte gideceğiz Sayın Genel Müdürüm? Bir saat elli dakika. Sayın Cumhurbaşkanımız bu yol tamamlandığı anda... Şu an mesela, Ankara-İstanbul açık mı ben bilmiyorum, hat açık ama bakın, girin buraya "Demiryollarından bilet alıyorum." deyin, ben size söyleyeyim, iki dakika önce baktım ben, bir tanesi dört saat kırk iki dakika yani saatlerine göre değişiyor, biri dört saat kırk dakika, bir dört saat otuz yedi dakika yani şu an seyahat süresi, bize verilen seyahat süresi bu. Hâlbuki bizim projelendirdiğimiz rakama göre Ankara-İstanbul arasının bir saat elli dakika olması lazım yani proje rakamları.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Bedri Ağabey, bugün vallahi rakamlarla ilgili bir sıkıntın var senin. Hiç kimse "İstanbul bir saat elli dakika." demedi. Bir de şey var...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Neyse...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karaman, söz vereceğim.
ORHAN SÜMER (Adana) - Süleyman Bey, Genel Müdür burada, her şeye senin cevap vermene gerek yok.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Söylüyorum yani şu an "Bilet al." diye girdiğiniz zaman... Bunu siz görebilirsiniz yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Söz verdiğimde konuşalım arkadaşlar.
Buyurun Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim.
Yani "Bilet al." diye girdiğiniz zaman dört saat kırk iki dakikayı görebilirsiniz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ankara-İstanbul...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Ya, bak, bir şey söylüyorum, "Bilet al." olarak girin, internet siteniz var, ben girdim, iki dakika önce girdiğim için söylüyorum. Yani verilen süre... Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Yol standardında olmadığı için yani yapım aşamasında şu veya bu sebeple... Bunu zaten Pamukova'da yaşadık yani belli bir hızın üzerine çıkınca Pamukova'da bu sorunlar yaşandı.
Ben geneli üzerinde şunu tespit etmek istiyorum: Arkadaşlar, gayet tabii bizim demir yoluna ihtiyacımız var yani bunda salonda hiç kimse demir yollarının gelişmesine yönelik, hızlı trenlerin gelişmesine yönelik, şehir içi ulaşımın demiryolu üzerinden yapılmasına yönelik burada, bu salonda hiç kimsenin bir tereddüdü yok. Ama bizim istediğimiz, "İş standardına uygun ve baştan ve sondan belli olan projeleri yapalım." diyoruz. Yani artık ümit ediyorum ki şimdi 2021 yılındayız yani bu kadar artık yanılmayız, daha belirli, daha net, maliyetleri belli, güzergâhları belli, standartları belli projelerimiz olmasını arzu ederiz ki öyle olmalı ki devlet en azından yapacağı yatırım maliyetlerini bilsin.
Yine, aynı şekilde, tabii, cumhuriyet dönemiyle ilgili ben söyleyeyim yani 1928, hatırladığım kadarıyla, Sivas Yıldızeli'den başlayıp Samsun tren yolu 380 küsur kilometre. Bakın, o günün şartlarıyla 1934 yılında açıldı, altı yılda yapıldı.
Şimdi, biz bununla ilgili bir iyileştirme ihalesine çıktık, bilmiyorum şu an devreye alabildiniz mi, yine deneme üretimleri mi devam ediyor, onu da bilmiyorum herhâlde tam çalışmaya başlamadı diye biliyorum ama herhâlde deneme üretimleri var, tamiri altı sene sürdü.
Bakın, sıfırdan yapılması -hani diyordunuz ya, cumhuriyet dönemiyle mukayese ediyorsunuz- altı yıl yani Sivas'tan Samsun'a kadar olan hattan bahsediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - O günkü teknolojiyle bir de.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şimdi, aslında, tabii, Atila Bey'in uyarısı doğru. O günkü teknolojiyle bakmak başka bir şey.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Karşılıklı konuşmadan devam ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın konuşmacıyı dinleyelim.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bugünkü teknolojiyle bu işleri değerlendirmek başka bir şey. Biz söylüyoruz, teşekkür ediyoruz.MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - ...yılda yapılmıştır.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Soluk...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Hayır, ama...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Biliyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Soluk, lütfen.
Buyurun Sayın Yaşar.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de gireyim, hep birlikte sohbet edelim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buradan uyarıyoruz canım, Allah Allah, ne yapabilirim, siz de zaman zaman müdahale ediyorsunuz, ne yapabilirim. Ben Başkan olarak...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şimdi, şöyle söyleyeyim: Bakın, ihale tarihleri burada.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen bize hatırlatmayın görevimizi.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Buradan gelmek istediğimiz nokta şu.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Demir yolları bir kültürdür, buna ihtiyaç var, doğudan batıya en uygun taşıma da demir yoluyla yapılır, buna da hiç itirazımız yok.
Bakın, bugün Kars-Tiflis demir yolu bağlantısı yapılmıştır. Bugün Çin'den Marmaray'la beraber, işte, o hat üzerinden bugün Adriyatik'e kadar demir yoluyla uzanabiliyoruz, hizmeti geçenlere teşekkür ediyoruz, problem yok.
Ama bak, Marmaray Projesi, Devlet Bahçeli'yi söyledi biraz önce, ya hiç olmazsa bir teşekkür edin, o dönemde atıldı Marmaray'ın sözleşmeleri, kredileri. Yani Lütfi'yle Mevlüt Ağabey sahip çıkmıyor da, bari ben sahip çıkayım, o dönemde Parlamentodaydım ben. (İYİ Parti ve MHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, buna itiraz ediyorum.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani Marmaray Projesi, kredileri de dâhil...
ESİN KARA (Konya) - Sayın Başkan...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yaşar, lütfen.
SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Savunmanıza gerek yok.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - "O dönemde karşı çıkan." demiyorum ben.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Lütfen, o sözünüzü düzeltin.
SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Bakın, sizin bunu savunmanıza gerek yok.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - "Sahip çıkmıyorlar." demeyin, o sözünüzü düzeltin.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Düzeltiyorum.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) ¬- Peki, tamam, teşekkür ediyorum.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Parlamentodaydım, ben de o dönemde görev aldım. Ama bihakkın teslimi açısından onu da burada ifade etmemiz lazım.
SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Siz karşı çıkanlara cevap verin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Genel Müdür götürüp 2003'te dayadıysa... (İYİ Parti ve MHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yaşar, konuşmamızı tamamlayalım, süremizi aştık.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tamamlıyorum, geneli üzerinde bunları ifade edeceğim ama devlette süreklilik esastır.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, lütfen.
Buyurun.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - MHP sahip çıkmıyor mu?
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - MHP sahip çıkıyor, ben de o dönemde görev yaptım, anılmadığı için yani Lütfi'yle Mevlüt Hocam, hanımefendi de...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Daha konuşmalarını yapmadılar, lütfen, Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Peki, tamam, ben de diyorum ki bu sayılan hükûmetlerin tamamı muhakkak elinden geleni yapmıştır, az yapmıştır, çok yapmıştır, zaten mevcut iktidarın da iktidara gelme sebebi hayallerini gerçekleştirmek yani, işte, "Ben İzmir hattını yapacağım, Adana hakkını yapacağım." diyor. Binali Bey'in, biliyorsunuz, beyanatı var; "Keçiören hattı bizim aşkımıza döndü." dediği hatlar var.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yaşar, konuşmamızı toparlayalım.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tamamlıyorum Başkanım.
Ben geneli üzerinde ifadelerde bulunacağım, sadece bu konuya bir parmak basmak istedim.
Teşekkür ediyorum.