KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Evet, teşekkür ederim Başkan.

Önce, Devlet Demiryolları ve ona bağlı kuruluşlar, Taşımacılık Genel Müdürlüğü çalışanlarına, bürokratlarına teşekkür ederim; çok güzel bir sunum oldu.

Şimdi, ben önce teşekkür etmek istiyorum. Bir defa Devlet Demiryolları, son yıllarda son derece önemli ataklar yaptı, çok güzel projelere imza attı; onların da kısa sürede tamamlanacağına inanıyorum, hızlı bir şekilde ilerliyor.

Bir Ankara Milletvekili olarak Ankara'nın merkez hâline gelmesi de bizler için son derece önemli hızlı tren konusunda. Diğer taraftan, Sincan-Kayaş hattının da yenilenmesi çok önemli bir projeydi; onun için de ben ayrıca teşekkür ederim.

Buradan şuna geleceğim: Elimde bir kitap var, konuyu iyi bildiğim için söylüyorum, sizin de bildiğinizi düşünüyorum ama herkesin de bilmesini istiyorum; kitabın adı "Ayaş Yollarında Tünelim Kaldı" Eğer okumayan varsa tavsiye ederim yani Devlet Demiryolcuların hepsinin okuması lazım bu kitabı. "Ayaş Yollarında Tünelim Kaldı", yazan Yavuz Demirkol. 2008 yılında yazmış bu kitabı arkadaşımız, 450 sayfa. Yani o Ankara-İstanbul sürat demir yolunun hikâyesini anlatıyor; gerçekten trajikomik mi derler, öyle bir durumla karşı karşıyayız.

Biliyorsunuz, Keçiören-Kızılay hattı açılırken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım şunu söyledi, dedi ki: "Ya, bu hat şöyle anlatılıyordu: 'Aşkımız Keçiören-Kızılay hattı gibi olsun hiç bitmesin.' diyorlardı, biz bunu başardık." Hakikaten başarıldı yani, hızlı bir şekilde de devam ediyor diğer hat da. Şimdi burası onu da geçti yani aşkını da geçti çünkü aşk olsa şimdiye kadar ölürdü. Şimdi, bu hat 1976 yılında Ankara-İstanbul'un en kestirme yolu olan Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, efendim, Mudurnu üzerinden Sakarya'ya ulaşıp İstanbul'a ulaşan yoldur. Bu yol, Ankara-İstanbul yolunun tarihî İpek Yolu'dur, tarihî Kral Yolu'dur. Bu yoldan yapılması kararlaştırıldı ve 1976 yılında temel atıldı, 1976 yılında temel atıldı, proje de şöyle: Sincan-Arifiye olarak yapıldı bu proje. Birinci hat Ankara-Sincan 24 kilometre, zaten mevcut hat; ondan sonra Sincan-Çayırhan 85 kilometre ki ben onu konuşacağım şimdi; Çayırhan-Arifiye de 175 kilometre; ondan sonra zaten mevcut hatta bağlanacak bir proje bu.

Şimdi, bu projede ben Sincan-Arifiye arasını konuşmak istiyorum ki asıl konumuz o, sizlerin de bildiği bir konu. Şimdi, birinci kısım, beş bölümde burasının ihalesi yapılıyor 1976 yılında. Birinci kısım, Ayaş Tüneli -ünlü işte bu kitaba konu olan- 12,9 kilometrelik bir tünel bu, 10,1 kilometresi tamamlanmış Ayaş Tüneli'nin, 2 kilometresi kalmış; gerçekleşme oranı yüzde 78; ikinci bölüm, 9 kilometre; 1,3 kilometrelik tünel, viyadük, aç-kapa var, bu hattın da yüzde 40'ı tamamlanmış ki Ayaş'la Sincan arasındaki tünel ile Sincan arasında kısım oluyor bu; üçüncü kısım, 32,6 kilometre; 0,14 kilometre viyadük tamamlanmış, toprak işleri tamamlanmış, yüzde 60'ı tamamlanmış bu projenin; dördüncü kısım, yüzde 100'ü tamamlanmış, 16,7 kilometrelik yol, 1,9 kilometrelik tünel tamamlanmış; beşinci kısmın da yüzde 92'si tamamlanmış; 114 kilometre yol, 7,1 kilometre tünel ve yüzde 92 tamamlanmış. Toplam projenin yüzde 75'i tamamlanmış ve buranın kamulaştırılması ta o dönemlerde yapılmış ve projenin yüzde 75'i tamamlanmış. Bu 2000'li yıllardan önce askıya alınmış; özellikle, askıya alınmasının sebeplerini de kısaca söylemek istiyorum. 12 Eylül darbesinden sonra bu tren bir sekteye uğratılmış, sonradan merhum Özal geldiği zaman otoyollara ağırlık vermiş, durdurmuş, daha sonraki hükûmetlerce -uzun hikâye bu kitap da çok güzel anlatıyor bunları- ondan sonra bu hattın Eskişehir üzerinden geçirilmesi düşünülmüş ve şu anda Eskişehir üzerinde çalışmalar hâlâ bitmedi; özellikle Köseköy civarında büyük sıkıntı olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz. Sabahleyin söyledi Sayın Vekilimiz, şu anda bir saate yakın bir sürede anca geliniyor ama bu proje tamamlanmış olsaydı şu anda Ankara-İstanbul yolu onun yarı zamanında gidilebilecekti.

Şimdi, efendim, ben bu hattın, özellikle Çayırhan'a kadar olan hattın harekete geçirilmesini tavsiye ediyorum. Şunun için söylüyorum onu: Zaten Çayırhan'a kadar olan kısmın yani 85 kilometrelik kısmın yüzde 75'i tamamlanmış. Burası bir banliyö hattı ve taşımacılığa hazır hâle getirilebilecek durumda olduğunu düşünüyorum. Şunun için söylüyorum onu da: Beypazarı soda tesisleri var, buranın yıllık 1 milyon 800 bin ton üretimi var ve bu, günde onlarca kamyonla beraber taşınıyor, yollar da çok kötü bir şekilde kullanıldığı için maalesef yolların standartlarını da bozuyor. Yine, Çayırhan'da Alkim tesisleri var sodayla alakalı, buranın da yıllık üretimi 210 ton yani bölgenin 2 milyon tondan fazla bu üretimi var. Ayrıca, Beypazarı'nda İstanbul'un, neredeyse Türkiye'nin sebzesinin yarısını karşılayacak kadar çok miktarda üretim yapılıyor, onun nakliyesi yapılıyor. Dolayısıyla, bunlar üst üste konulduğu zaman, bu hattın işler hâle gelmesiyle beraber hem o bölge kalkınacaktır ki Çayırhan, Nallıhan, Beypazarı, Ayaş, Güdül hattının toplam nüfusu 150 bin civarındadır, o bölgenin de kalkınacağını düşünüyorum. Şundan da cesaret alarak bunu söylüyorum: Şimdi, Devlet Demiryolları çok önemli bir projeye imza attı, Kazan Soda'ya taşımacılık amacıyla yeni hat yapılıyor, bu güzel bir proje, Ankara'mız için de güzel bir proje. Şimdi, Kazan-Sincan arasında taşımacılık amacıyla bu yeni hat yapılırken bir taraftan da bunun göz önüne alınarak bu hattın -tekrar yapılmış ve bu noktaya gelmiş hattın- ben uygulamaya geçirilmesini özellikle belirtmek istiyorum.

Diğer bir konu, arkadaşlar, Ankara-İstanbul tren yolu -aslında en kestirme yol, başta da belirttim- bu dediğim tarihî İpek Yolu'ndan geçiyor ve zamanında bu proje de o amaçla bulundu zaten, onu kaldırdınız ortadan, iptal ettiniz o projeyi yani bu, günümüzde olan bir şey değil, ta geçmişten günümüze kadar -yaklaşık 30 Ulaştırma Bakanı değişmiş bu projeden sonra, onu da söyleyeyim- herkesin bir şekilde hatası, sevabı, iyiliği olan bir proje bu. Ama diğer bir konu, Ankara-İstanbul'un en kestirme yolu burası olurken tabii, 90'lı yıllarda yapılan planlamalarla da burası Eskişehir üzerinden alınmış, şu anda işte beş saate yakın bir sürede gidilebiliyor ancak; o da güzel bir proje, onu da söyleyeyim, tebrik ederim.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Diğer türlü üç buçuk saatte falan gidilecek, değil mi?

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Evet.

Şimdi, tekrar, bu Ankara-İstanbul hattının gündemde olduğunu biliyorum ve bu konuda çalışmalar yapıldığını da biliyorum, Sayın Genel Müdürümüzle görüştük geçen yıl da, o konuyu tekrar gündeme getirdik, devamlı kendi gündemlerinde olduğunu da biliyorum yakından. Şimdi, bu hattın tarihî İpek Yolu'ndan geçmesi gerekir, tarihî İpek Yolu'ndan geçtiği zaman 70 kilometre daha kısa bir hat ama siz, kalkar da bunu Bolu üzerinden geçirmeye çalışırsanız hem maliyeti artıyor hem zaman uzuyor. Bakın -burada, kendi rakamlarınızla söylüyorum- eğer siz bunu Ayaş, Beypazarı, Güdül, Nallıhan üzerinden geçirirseniz, 3 milyar 7 milyon euroya mal oluyor ama bunu Bolu üzerinden geçirirseniz 4 milyar 33 milyon euroya mal oluyor yani bugünkü rakamlarla arada 10 milyar fark var ama siz şunu yaparsanız yine yanlış bir iş yapmış olursunuz: Yani bu hattı bir durdurdunuz, ondan sonra kalktınız Eskişehir'den aldınız hâlbuki Ankara-İstanbul arasında toplam nüfus 22 milyon -Ankara'nın 6 milyon nüfusu var, İstanbul'un 16 milyon nüfusu var- yani Türkiye'nin neredeyse dörtte 1'inin bu hatla bir an evvel gidip gelmesi lazım burayı ama siz bunu tekrar aynı otobanda yapılan yanlış gibi... Ki yanlış bir projeyle otoban Bolu üzerinden yapıldı, 70 kilometre uzadı, efendim, Bolu Tüneli'nin açılması on beş yirmi yılı buldu yanlış projeden dolayı ama siz bunu tarihî İpek Yolu'ndan geçirseydiniz bu kadar maliyetli de olmayacaktı yani o bölgeden geçen otobanın o bölgeye de faydası olmadı, eski hattan devam etseydi onların ekonomisinin çok daha iyi olacağını görüyoruz, kendileri de söylüyor bunu. İnşallah bu dönem yanlış yapılmaz özellikle bu yeni hatta, tarihî İpek Yolu'ndan geçer ve daha ucuza mal olur ve o bölgenin hakkının yenildiğine ben inanıyorum, hakkın iade edilmesi olarak da olduğunu düşünüyorum.

Bu konuların ben özellikle dikkate alınması konusunda sizlerin hassasiyetini biliyorum- bu konuyu tekrar hatırlatmak isterim.

Tekrar başarılarınızın devamını diliyorum.