PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Kıymetli Barolar Birliği Başkanımız ve değerli baro temsilcileri; ben de otuz bir yıllık meslek hayatımda iki dönem baro yönetim kurulu üyeliği ve yaklaşık on bir sene kadar da staj eğitim komisyonu başkanlığı görevinde ve çeşitli görevlerde bulundum. Bu bakımdan sizin burada olmanız benim için çok önemli ve biraz özlem de giderdim. Avukat bakış açısı çok farklıdır her zaman, çok da müstesna bir bakış açısıdır. Sunumlarımız için teşekkür ediyorum.

Ben ayrıca şunu da söylemek istiyorum: AK PARTİ'de 54 kadın milletvekilimiz var. 54 kadın milletvekilinden 46'sı teşkilatlardan geliyor. Ben de Kadın Kolları Başkanlığından, teşkilattan gelen, uzun yıllar Kadın Kolları Başkanlığı yapmış emektar milletvekillerinden biriyim yani yukarıdan, herhangi bir yerden atanmış, gelmiş ya da herhangi bir şekilde değil, tırnaklarımla geldim. Siyasete 21 yaşında başladım bu arada. Yaşım ortaya çıktı gerçi otuz bir yıllık şeyden sonra.

Şimdi "Güçlü kadın, güçlü Türkiye" esası kapsamında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2002'den bu yana Türkiye'deki tüm kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayata katılımını desteklemek için önemli düzenlemeler hayata geçirildi. Kadın haklarının teminatı Anayasa'mız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemeler, hukuk sistemimiz ihtiyaca göre yeni düzenlemeleri hayata geçirilebilecek kadar dinamik ve güçlüdür. 2005 yılında kabul edilen yeni Türk Ceza Kanunu, kadına yönelik şiddet içeren pek çok fiilin etkin olarak cezalandırılmasına yönelik hükümler içermektedir. 4320 sayılı Kanun'da 2007 yılında önemli değişiklikler yapıldı. 2012 yılında 6284 sayılı Kanun kabul edildi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede güçlü yasalarımızın mevcut olduğu bir gerçek. Bu mevzuatımız hâlâ yürürlüktedir, üstelik aksayan yönlerini gidermek üzere Meclisimiz çalışmaya devam etmektedir. 2007 yılından beri devletimiz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nı kesintisiz olarak yönetmektedir. İç hukuk mevzuatımız, Medeni Kanun, TCK, 6284 ve tabii, Anayasa, İstanbul Sözleşmesi hükümlerini kapsamakta ve İstanbul Sözleşmesi mevzuatımıza entegre edilmiş durumdadır. Bu noktada, ısrarlı takip dâhil, İstanbul Sözleşmesi görevini yapmış ve hukuka uygulanmıştır. İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı ki bunu kıymetli meslektaşım Aslı Hanım da söyledi. "İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı 'kadına şiddet' kavramı boşta ve cezasız kaldı." algısı toplumda farklı anlayışlara yönelerek kadınların destek hissiyatını kaybetmesine yol açıyor. Kadına şiddet için çalıştığımız bu noktada bu siyasi dilden vazgeçmemiz gerekiyor.

Benim sorum şöyle olacak: Israrlı takip fiili nedir? Kıymetli Barolar Birliği Başkanım, siz ceza hukuku profesörüsünüz, bu noktada bir aydınlatıcı bilginiz olacağını düşünüyorum. Israrlı takip fiili nedir? Şu anda, Ceza Kanunu'muzda düzenlenen ısrarlı takiple ilgili maddeler hakkında bilgi verir misiniz, var mıdır? Adalet Bakanlığımızın eylem planındaki ısrarlı takip fiili hakkında düzenleme hakkında bilginiz var mıdır ve benim de tabii hazmedemediğim konular. Yani ben de PKK'nın dağa kaçırdığı kızlarımızın, orada tecavüzün, şiddetin en ağırını yaşayan kadınlarımızın durumunu hazmedemiyorum.

Teşekkür ediyorum.