| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı'nın, iklim değişikliğinin Türkiye'nin enerji kaynakları, madenler ve iklime etkileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 15 .06.2021 |
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, teşekkür ederiz.
Şimdi, müsaade ederseniz, ben de kısaca bir bilgi arz edeyim geçmişte Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı yapmış olmam hasebiyle.
Şimdi, efendim, özellikle, şunu belirteyim: Tabii, izinlerin bir kısmı, maden izinlerinin bir kısmı ormanda oluyor ama biz burada, özellikle, benim Bakanlığım döneminde, 2008 yılında bir genelgeyle bütün orman izinlerinde rehabilitasyon projesi hazırlanması kararını çıkarmıştık ve ilk önce, çok iptidai, böyle bir kağıt üzerinde bir plan getirmişler, bunları reddettik ve gerçekten orman mühendisleri ve maden mühendislerinin hazırladığı muhteşem bir rehabilitasyon çalışması yapılması ve bunun da takibini özellikle yaptık. Hatta, bakın, ben de şu anda size gerçek rakamlar vereyim: Benim Bakanlığım döneminde, 2008 yılında, o tarihte başladı rehabilitasyon, şu ana kadar 2.890 alanda izin sahibince rehabilitasyon işlemi yapılmış. Ayrıca, Orman idaresince de -bazı işleri, toprak dökümü, vesaire kendileri yaptı- 116 maden sahasında, bir de diğer kurumlar tarafından 55 yerde rehabilitasyon işlemi yapılmış. Ayrıca, alanlara bakarsak ne kadar alanda... Bu rakamları da ben vereceğim, Orman idaresinin en son rakamı: Gene 2008 yılından itibaren maden izinleri için rehabilitasyon yapılan alan, bakın, 11.156 hektar alan da tamamen yeniden orman hâline getirilmiş; bu da izin sahipleri tarafından ki mecbur kıldık ve izin sahipleri bu anlamda rehabilite etti, zaten rehabilite etmezse çok büyük cezaları var. Ayrıca, Orman idaresinde 307 hektar ve diğer alanlarda 460 hektar olmak üzere bunlar tamamen rehabilite edildi ve takip ediliyor ve Orman idaresi bunu çok sıkı takip ediyor. Peki, ne oluyor? Yapmadığı zaman suç duyurusunda bulunuyoruz.
Ayrıca, şunu ifade edeyim: Gelir deyince Sayın Bakanım, sadece sizin maden gelirleri yok, orman izinlerindende gelir alıyoruz. Mesela, 2020 yılı içinde, en son geçen yıl sonuna kadar orman alanlarında verilen izinlerden 1 milyar 717 milyon 700 bin TL gelir elde edilmiş yani ben bunu da özetle belirteyim.
Şimdi, burada rehabilite edilen alanlarda çeşitli resimler var, ben bunlardan isteyen arkadaşlara verebilirim. Şile'de, efendim, Antalya Korkuteli'nde hakikaten güzel rehabilitasyonlar var.
Şimdi, gelelim, aşımdan bahsedildi. Efendim, eğer ormanda çok ciddi bir aşım olduğu zaman çok büyük ceza, aynı zamanda savcılık da suç duyurusunda bulunuyor ve hiç kimse aşım yapamıyor yani orman alanında ne kadar izin varsa bu alanda faaliyet yapıyor. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir de şunu ifade etmek istiyorum: Yani madenciliğin Türkiye'de yapılması şarttır ama Sayın Bakanım, bizim burada teklifimiz, arkadaşların hepsinin ortak görüşü özellikle çevreci madencilik istiyoruz, çevreci madencilik; bunu yaparsa, çevreyi tahrip etmezse maden çıkarsın özellikle.
Ben burada bir hatıramı anlatıyorum, DSİ Genel Müdürüyken daha önceki Bakanımız beni Soma'ya götürdü -başka bir konuydu- ama ben de baktım ki orada galeri olarak yapılması gerekirken bir mühendis olarak -ben de iyi bir mühendisim- dedim ki "Ya, burada galeri olarak yapılması gerekirken niye açık işletme yapılıyor?" Gerçekten buna şaşırdım ve hemen yan tarafı da özel sektör aldığı zaman ona galeri mecburiyeti getirdik. Şimdi, bizim talebimiz şu: Galeri mümkün olduğu zaman galeri uygulaması yapmak gerekiyor diye düşünüyorum. Mümkün olduğu kadar rehabilitasyon; Orman takip ediyor rehabilitasyonu ama orman dışındaki alanlarda da bir kurumun -kim takip edecekse- bunun rehabilitasyon yapıp yapmadığını, tekrar ağaçlandırarak yapıp yapmadığını kontrol etmesi gerekir; belki, bu konuda firmalardan teminat mektubu bile almak gerekebilir diye düşünüyorum; bunun yapılması şart.
Bir de altına bakalım: Efendim, ben Çevre ve Orman, Orman ve Su İşleri Bakanıyken dünyadaki bütün altın işletmeleriyle ilgili ekipleri gönderdim. Ben de neticede, Türkiye'de ormanda müsaade ettiğimiz tamamen kapalı siyanür işletmesidir, açık siyanür işletmesi yoktur, öyle bir şey yok. Hatta, bizzat bazısını da kontrol ettim ama burada şunu ifade itiraf edeyim: Türkiye'de bazı devletlerin istihbarat örgütleri Türkiye'deki altının çıkarılmasını istemiyorlar. Altınları çıkarmamız lazım, bak, bunu çok açık söylüyorum; bununla ilgili detaya girmeyeyim çünkü ülkelerin ismini verme...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Raporlar, davalar ne?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, olabilir, olabilir, kusura bakmayın, kusura bakmayın. Onların, o kişilerin, avukatlarının paralarını kimin verdiğini de burada söylemeyeyim ama size özel olarak söylerim. Yani, dolayısıyla, Türkiye'de altın için rezerv alan...
OYA ERSOY (İstanbul) - Mahkeme başkanlarına da mı, Yargıtay üyelerine de mi?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şunu mu kabul ediyoruz yani yargının parayla mı yürüdüğünü burada tespit ediyorsunuz?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hanımefendi, ben sizi dinledim, lütfen, müsaade eder misin? Ben dinliyorum. Sizi dinledim mi sabırla?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Dinlemediniz, kestiniz sözümü, onun için ben de...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Dinledim, hiç kesmedim. Şimdi, müsaade et.
Dolayısıyla, Türkiye'de altının çıkarılması şart. Altın alanları da çok cüzidir, on binde 5 gibi bir rakamdır. Tamamen kapalı sistem, çok ciddi kontrol ediliyor. Kusura bakmayın, altını çıkaralım. Merkez Bankası alıyor, iyi bir uygulama, dışarıya da satılmıyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Paralar nereye gidecek Merkez Bankasından sonra? Çıkaralım, doğayı mahvedelim, paralar havaya uçsun Merkez Bankasından; oldu!
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani, netice itibarıyla, madenleri çıkaralım ve herkesin gazına da gelmeyelim diye düşünüyorum. Bu altın konusunda benim hassasiyetim var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biz kimsenin gazına gelmiyoruz gerçekten.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sayın Bakanım, netice olarak en son şunu ifade etmek istiyorum: Madencilerin talepleri var, madenciler diyor ki: "Bir, mümkünse devlet birtakım ruhsat alanını ilan ederken bütün kurumlardan izinleri alsın." Bizim de başımıza geldi, bir millî park alanında -Cihan Bey bahsetti- orada rüzgâr enerji santraline izin verilmiş ama neticede izin veremedik fakat vatandaş mağdur oldu yani ruhsat vereceğiniz alanlarla ilgili burada iki şey var: Bir, arama izni. Arama iznini çok kolaylaştıralım ama arandıktan sonra, çıktığı zaman o alanı ihale ederken bütün kurum, kuruluşlardan görüş alarak, olumlu görüş alarak ona göre, her şey bittikten sonra bunu ilgili kurum, firmaya o şekilde verirsek çok rahatlar diye düşünüyorum.
Bir de şunu istirham edeceğiz: Efendim -arkadaşlar söyledi- bazen taş ocağı oluyor, taş ocağı çevreyi hakikaten... Biz mesela, ormanda ucu kapalı alanlarda taş ocağına falan izin vermemeye başladık ilk defa ama şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Belki, büyük taş ocakları olan yerler var, bu ocaklarla ilgili planlama yapılırsa, bunlara, özellikle, topluca alan belirlenir, verilecekse hep aynı alanda yan yana verilir; yoksa, bakıyorsunuz, 1 kilometre ötede başka bir ocak, başka bir ocak. Bunlar tabii, sıkıntıya, çevre kirliliğine sebep oluyor.
Yani, söylenecek çok şey var, arkadaşlar zaten söyledi. Dolayısıyla, ben teşekkür ediyorum. Zaten, maden sahaları rehabilitasyon eylem planları da hazırlandı. Şu anda, 2008 yılından beri bir eylem planı var, sıkı takip ediliyor Orman tarafından. Tenkit edelim ama yiğidin hakkını da yiğide verelim diyorum.
Ben teşekkür ediyorum. Gerçekten, sizin de çok zamanınızı aldık. Esasen, ara da vereceğiz ama şöyle: O kadar çok soru soruldu ki sizin bu sorulara cevap vermeniz çok zaman alacak. Çok önemli hususları burada vurgularsanız, diğer konuları zaten yazılı talep ediyoruz, onu özellikle vurgulamak istiyorum. Sizden bütün sorulara yazılı cevap istiyoruz ama kısa bir sürede, on-on beş dakika içinde kısa, öz vereceğiniz cevaplar varsa onu da sizden alalım.
Buyurun efendim, söz sizde.