| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği Başkanı Timur Savcı ve Burhan Gün, SENARİSTBİR Başkanı Ayhan Sonyürek ile diğer temsilciler Duygun Nişancı ve Çağrı Kaya, Anadolu Yayıncıları Derneği Başkanı Sinan Burhan, Radyo ve Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği Başkanı Aydın Şerbetçioğlu'nun yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .06.2021 |
ESİN KARA (Konya) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli misafirlerimiz, Komisyonumuza hoş geldiniz.
Dizi sektörüne bakınca benim hatırladığım şu: Biz küçükken "Manuella" diye bizi vardı. Annelerimiz genelde ocakta yemeklerini yakardı ve Manuella başladığı zaman istediğimiz kadar evin içerisinde yaramazlık yapabilirdik çünkü annelerimiz bizden bihaber yaşarlardı. Tabii biz yurt dışından dizi alan bir ülke hâlindeyken şimdi, artık dünyaya dizilerimizi pazarlıyor hâle gelmemiz bizim için, sizler için, sinema ve medya sektörümüzün onur verici, gururlandırıcı bir durum ama bu noktada bazı itirazlarımız var. Ben, kadınların cinsel obje olarak sinemada ya da dizilerde yer almasını istemiyorum. Niçin? Çünkü genellikle çıplaklıklarıyla ya da belirli sahnelerle kadınlar hep bu konuda sömürülmekte ya da istismar edilmekteler diye düşünüyorum.
Kadın kahraman konusuna gelirsek madem bu kadar güzel çalışmalarımızı yurt dışına satabiliyoruz, bizim kendi kadim tarihimizden örnekler alarak, işte, bir Nene Hatun'dur, bir Tomris Hatun'dur, bir Halime Çavuş'tur birçok kadın kahramana sahibiz. Bunlar da dizi ya da sinema olarak dünyaya tanıtımımızda kullanılamaz mı? Bu noktada sizlerin de büyük katkıları olacağını düşünüyorum.
Dedik ya, hayatta ne varsa senaryoda da yaklaşık olarak o var. Yoksa senaryoda ne varsa hayatta da o mu dönüyor? Yani o şuna benziyor: Tavuk mu yumurtadan çıkıyor, yumurta mı tavuktan çıkıyor? Ben buna benzetiyorum. Suzan Hanımın mesela bir dizi daha eleştirmesini beklerdim. Bizim tam böyle yeni gençlik dönemlerimiz...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Hepsine zaman yok, Başkan izin vermiyor.
ESİN KARA (Konya) - Kavak Yelleri'ni izlediniz mi Suzan Hanım? "Kavak Yelleri" diye biri vardı. Biz, orada işte gençlik dizisi diye izliyoruz. Ya, öyle bir şeydi ki üç-beş erkek, üç-beş kız her türlü kombinasyonda çıktılar ve her türlü evlendiler. Yani böyle bir mantığı bizim Türk aile yapısında görmedik. Yani üniversite ortamımızı da biz böyle görmedik, arkadaşlık ortamımızda da görmedik. Yani arkadaşının çıktığıyla sen çıkıyorsun, üç ay sonra öbürünün sevgilisi oluyor, o oluyor, her türlü kombinasyon yani matematik bile işin içinden çıkamayacak hâle gelmişti.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ya, aşkın değeri kalmadı, sevginin... Vallahi billahi...
ESİN KARA (Konya) - Bakın, size katıldım, herhâlde bugün 10'uncu kurbanı keseceksiniz. Yani Suzan Hanıma ben de katıldım. Sayın Başkanım, Suzan Hanım artık bayağı bir kurban kesecek.
Yani şunu söylemek istiyorum: Anormal şeyleri normalleştirebilirsiniz, sizin elinizde çok büyük bir silah var ve bunu çok güzel bir şekilde kullanabilirsiniz.
Bir de efsane diziler vardı az önce siz söylediniz, Burhan Bey dedi ki: "Süper Baba." Evet, Ekmek Teknesi, bir Perihan Abla, bir Bizimkiler, bunlar içerisinde şiddeti barındırmayan, toplumumuzun içinde ne varsa onları yaşatan dizilerdi ve bugün, bu dizileri andığımız zaman hepimiz kendimizden o kadar bir şeyler buluyoruz ki gözlerimiz doluyor. Yani şiddet de olmadan, çok süper kahraman, çok yakışıklı kahramanlara, çok güzel kadınlara da ihtiyaç olmadan, mahalle ortamının da canlandırıldığı, normal Türk aile yapısının da canlandırıldığı diziler dizi tarihine ya da sinemaya da, medya tarihine de imza atabilir diyorum.
Tekrar hepinize teşekkür ediyorum.