| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .03.2015 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de tutumunuzun aleyhindeyim.
İki açıdan değerlendireceğim tutumunuzu: Birincisi, vardır yoktur bilmiyoruz ama eski mahkeme kararlarında "maznunun evvela salbine, sâniyen delâilin toplanmasına" diye bir tabir vardır. Türkçesi bunun şudur: Adamın önce idamına, sonra da delillerin toplanmasına. Sizin tutumunuz aynen bu. Önce maddeyi kabul edelim, sonra konuşursak konuşuruz, zaten konuşturmayacağız demektir. Bu yanlıştır.
Niye yanlıştır Sayın Başkanım? Bakın, bir cümleden nereye gidiyoruz. Hem başkanlık sisteminde hem parlamenter sistemde "denge ve denetim mekanizması" diye hepimizin bildiği bir kural vardır. Denge ve denetim mekanizması iki kelimeden ibaret değildir. Başkanlık sisteminde çok daha serttir ama biz parlamenter sistemdeyiz, parlamenter sistemde muhalefet olarak iktidar gücünün parmak çoğunluğuna mahkûmuz. Bu mahkûmiyetimizi iktidar çoğunluğunun daha iyi düşünebilsin diye İç Tüzük'ün bize verdiği yetkiler vardır. Bu yetki de engelleme yetkisidir. Bunu biz sonuna kadar kullanacağız. Bu hakkımızı size vermeyeceğiz. Bu hakkımızdan hiçbir şart altında da vazgeçmeyeceğiz.
Şimdi, bu hakkı, eleştiri olsun diye söylemiyorum bilgi olsun diye söylüyorum. Denge ve denetim mekanizması, parlamenter sistem içerisinde parlamentoda ve komisyonlarda iktidar gücüne karşı, parmak çoğunluğu üstün olduğu için iyi işlemiyor. Parlamenter sistemin de temel sorunu burada. Bunu kompanse edebilecek, bunu düzeltebilecek başka bir araç vardır -ki o çalışırsa parlamenter sistemde çok daha iyi sonuçlar alınabilir- o da şudur: İktidar partisinin kendi içerisinde iktidar yetkisini vermiş olduğu Hükûmeti dengelemek ve denetlemek. Bu, günümüze gelirsek, geçmişte zaman zaman uygulanmıştır Anavatan ve Doğru Yol Partilerinde. Kendi bakanlarını gensoruyla düşürebilecek kadar o hükümler çalıştırılmıştır. Ancak AKP'de -arkadaşlarımız alınmasın- bu hiç çalışmamaktadır ve tek adam iradesi parlamenter sistemin hükûmeti yaratan parlamento çoğunluğuna sahip grubunda işlememektedir. İşlememesi buraya da yansımaktadır. Buraya yansıması İdris Bey'e sataşıyorum anlayabilir, söz verebilirsiniz, onun konuşmalarının zatıaliniz üzerinde tahakküm gücünden de kaynaklanıyor.
BAŞKAN - Ben kendime sataşma kabul ederim de, cevap vermeyeceğim.
FARUK BAL (Konya) - Cevap da verebilirsiniz, ben de bunu hani ispat hakkı tanırsanız ispatlayabilirim de.
Şimdi, böyle bir durumda yani Hükûmeti teşkil eden parti Parlamentonun denge ve denetim araçlarını kendi kullanmıyor, bu onun sorunu. Parlamentoda kullandırmıyor. Bu kanun çerçevesi içerisinde geneli üzerinde konuşamıyoruz, hepimiz oradaydık, görmedik mi yani? Kürsü işgal edilmedi mi? Hem AKP işgal etti, hem HDP işgal etti hem MHP işgal etti hem CHP işgal etti. Öyle bir ortamda kanun çıkarılabilir mi? Çıkarılamaz. İşte gerginliği yaratan nedenler bunlar. Bu gerginlik şimdi buraya taşındı. Burada geldik şimdi tutumunuzla ilgili. İç Tüzük'ün 82'nci maddesi çok açık, çok net yani bu 82'nci maddeyi okuyup da zatıaliniz gibi anlamak, yani çok hafif konuşayım, okuduğunu anlamamak demektir. Şimdi, bir daha okuyalım Sayın Başkan, belki doğru anlayabiliriz. Bir de başta açıklama yapayım bir cümleyle. Bu bir istisnai hükümdür. İstisnai hükümler hukukta dar yorumlanır, geniş yorumlanamaz. İstisna genişletilemez. Dolayısıyla, burada muhalefetin hakkını siz sadece değişiklik önergeleriyle ifade ettiğiniz bir kişiyle sınırlandırabilirsiniz, onun dışında muhalefetin konuşma hakkını elinden alırsanız biraz önce anlattığımız denge ve denetim mekanizmasının hem Mecliste hem de Komisyonda bozulduğu anlamı çıkar. Bu anlamın da ortaya çıkardığı doğal sonuç şudur: Burada biz demokrasicilik oyunu oynuyoruz. Burada biz işte verilmiş bir talimatın gereğinin yerine getirilmesi için rol alıyoruz anlamı çıkar. Bunu yakıştıramıyorum ne Komisyona ne zatıalinize ne de Meclise yakıştıramıyorum. Bu nedenle tekrar İç Tüzük'ü okuyorum ve aklınıza, mantığınıza hitap ediyorum: "Bir kanunun bir maddesi hakkında birçok önerge verilmiş ve madde değişikliği önergeleriyle birlikte komisyona geri alınmışsa komisyon önergeleri görüştükten sonra -oylar demiyor çünkü oylama maddesi de var burada- eski maddeleri kabul edebilir veya reddedebilir veya yeni bir metin hazırlayabilir." Üç şey yapacağız, bu üç şeyin üçü de birbirine tamamen aykırı ve bu aykırı olan üç işlemi biz yapabilmek için müzakere etmemiz lazım, konuşmamız lazım. Siz de diyorsunuz ki: "Sizin konuşma hakkınız yok." Bu, doğru bir şey değil Sayın Başkan. Ben sizin mantıklı bir insan olduğunuzu düşünüyorum. Yani isterseniz ara verin, konuşacağız yerlerle konuşun, danışacağınız yerlere danışın, buradan bir sorun çıkmadan müzakereleri uzarsa uzasın ne yapalım, uzayabildiği kadar uzasın ama nazik bir ortam içerisinde ayrılalım.