KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, bu önerge, Hükûmetin vermiş olduğu Genel Kuruldaki tezkere... Bu Meclisin bütün Anayasa, İç Tüzük, kanunların çiğnendiği gibi, o gün bir usul de çiğnendi. Çiğnenen usul şudur: Başkana gelen, gruplar tarafından ya da Hükûmet, komisyon tarafından verilen önergeler parti gruplarına dağıtılır. Parti grupları birkaç adım sonra hangi önerge konuşulacak, hangisi işleme alınacak bilir; ona göre de herkes kendi değerlendirmesini hazırlar ya da konuşmacısını hazırlar; bilirsiniz bu usulü. Bu tezkereden, Hükûmetin tasarının 63 maddesini geri çekme -tezkeresi diyorlar, neyse- önergesinden biz okunurken haberdar olduk. Bu, tutanaklarla sabit. Hiçbir gruba -sizin partinizin grubu dâhil- bu önergenin fotokopisi gönderilmedi. Kavaslar o arada dolanır dururlar. Ne yapar onlar? Bu fotokopileri dağıtırlar. Bu gelmedi.

Dolayısıyla, biz AKP'nin sözünde duracağını zannediyorduk. Her zamanki gibi... Bu bizim hatamız; gerçekten size güvenmek, partinize, Meclisteki AKP Grubuna güvenmek çok büyük bir hata çünkü bize denildi ki: "72'nci maddeye, bölüme kadar konuşacağız; bugün 5 madde, yarın 5 madde." şeklinde bir program yapılmıştı ama 67'de pat diye ve önergenin bir örneği, fotokopisi bize gelmeden... Yani Başkan Vekili oradan okurken biz haberdar olduk bundan. Bakın, bunların hepsi önerge, tasarının bundan sonraki bölümleri için hazırlanmış önerge. Biz önergelerimizde tabii İç Tüzük'ten kaynaklanan bazı haklarımızı kullanmak için farklı önergeler vermek durumunda kaldık. Anayasa'ya aykırılık önergelerimizi çekip değişiklik önergesi ya da tasarı metninden çıkarılma önergesi vermek durumunda kaldık çünkü iktidar partisinin de baktık ki ona göre bazen Komisyonun ve Hükûmetin katıldığı tarzda bir üslup benimsemesi bizim de orada önergelerimizi değiştirmemize sebep oldu.

Bakın, bu bizim bu tasarının içerisinde "evet" verdiğimiz önergelerle ortak olan önergelerimiz yani iktidar partisi, CHP -belki HDP'nin de vardır- aynı mahiyette olan önergelerimiz. Bizim önergelerimizin hepsi bu tasarının daha doğru, daha hukuki, daha Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışır hâle gelmesi yönündeydi ama şey değişti, iktidar partisinin Genel Kurul içerisindeki bu... Dışarıda da öyle, dışarıda da bir yandan PKK'yla, HDP'yle kol kola, sarmaş dolaş, kucak kucağı -neyse, bir sürü tabirler kullanıldı- o vaziyette; bir taraftan gelip vatandaşa "Efendim, işte, CHP, MHP -neyse- iş birliği yaptılar, terörle mücadeleyi önlemek istiyorlar, bonzaiyle mücadeleye karşı çıkıyorlar." falan gibi bir algı operasyonu. Dolayısıyla, iktidar partisinin bu konuda ne söylediği, ne yaptığı belli değil ama neticede bu tasarının maddelerinin de tek tek geçtiğini gördük.

Biz, demin de söylediğim gibi, ne hukuk devletine ne Türkiye Büyük Millet Meclisine ne de Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayan bölümlerini düzeltmeye çalıştık. Ancak, bu 67'nci maddeden sonra bu önergenin ortaya çıkması ve bu önergenin de bizlere dağıtılmamış olması sebebiyle o önergeleri çok acele bir şekilde... Çünkü iktidar partisinin niyetini anlayınca biz de o önergeleri çok acele bir şekilde hazırladık, zaten anlaşılıyor şeklinden şemailinden. Dolayısıyla, bizim orada İç Tüzük'e uygun bir zamanda vermememiz iddiasının yanında, Hükûmet tarafından ya da Bakan tarafından verilen önergenin de İç Tüzük'e uygun bir şekilde işleme alınmadığının da yanına konulması lazım, ikisini beraber değerlendirmek lazım. Konu budur.

Bu çerçevede de hâlâ bizim önergelerimiz işleme alınmak istenmiyorsa buyurun, buyurun.