| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş.'nin, 2017 ve 2018 yılları bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .06.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkanım, kurumun değerli yöneticileri; tabii, Ziraat Bankasının ülke geneline yaygınlığına bakınca 1.752 şube, 364 yerde, tek noktada siz varsınız, diğerleri yok. Dolayısıyla, memleketin doğudan batıya, kuzeyden güneye her noktasında faaliyet gösteriyorsunuz. Biz burada yön göstermeye, yol göstermeye çalışıyoruz yani tespit ettiğimiz aksaklıklar üzerinden -gerek kamuoyunda gerekse kendi tespitlerimizde- size katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ben böyle algılanmasını isterim.
Tabii, asıl ihtisas alanı tarım. Şimdi, tarımda belli kredilerden bahsediyorsunuz, benim önümde de bazı rakamlar var. İşte, Ziraat Bankasının 2005 yılında yani ihtisas alanıyla ilgili kredilerinin oranı yüzde 37,2; 2010 yılında 26,2; 2015 18,5; 2020 yılında da 15,1. Bu, Ziraat Bankasının bağımsız denetim raporlarından alınan bir tablo. Yani gittikçe artması lazım gelirken genel büyüklük içerisinde maalesef düşüyor gibi ama buna karşılık bankanın büyüklüğü yani toplam en büyük 200 kredide Ziraat Bankası 2020 yılında yüzde 29, Halk Bankası yüzde 28 yani banka 1 numara ama giderek küçülen tarım kredileri, tarıma açılan krediler var bu şeylere göre.
Şimdi, her toplantıda söylüyorum, burada da söylemeyi gerekli görüyorum. Biz diyoruz ki: Tarım sektörü, savunma sanayisi kadar stratejiktir ve de desteklenmelidir. Dolayısıyla, özellikle bu pandemi sürecinde biz zaten bunun gerekliliğini bol miktarda gördük ve de yaşadık.
Şimdi, Türkiye tarım ülkesi gibi algılansa bile maalesef... Sayın Tarım Bakanı "100 küsur ülkeye ihracat yapıyoruz." diyor. 17 milyar dolar ihracat yapıyoruz, buna karşılık 10 milyar dolar civarında da ithalatımız var. Dolayısıyla, tarımda büyük mesafeler katettiğimizi söylüyor ama benim buna katılmam mümkün değil, netice itibarıyla şu an Türkiye'de ekilebilir alanlar azalıyor.
İki, çiftçinin yaş ortalaması yükseliyor yani çiftçi artık ekip biçmek yerine bulunduğu köyleri terk ediyor, şehre geliyor, bu gelenler de bir daha geri dönmüyor. Dolayısıyla, bizim, tam tersine, tarımda çalışan nüfus sayımız her geçen gün artması lazım gelirken maalesef düşüyor. Yani dolayısıyla, muhakkak suretle desteklememiz lazım. Yani buradaki oranın... "Şu an tarıma yüzde 20 destek veriyoruz. 685 bin müşterimiz var, 85 milyarı aştık, müşteri sayımız 709 bin." diyorsunuz. Bunun yüzde 35'i yatırım, yüzde 65'i üretim, seralardan, onlardan bahsediyorsunuz. Yeterli mi? Değil. Yani bu tür ihtisas bankalarının böyle 20'lerle değil, bence 40'lar, 45'ler... Tabii, artan kredi miktarlarınızı istediğiniz şekilde değerlendirebilirsiniz ama mümkün olduğunca yani hiç olmazsa 2005'li yılların rakamlarına geri dönmemiz lazım, oradaki rakamlar da yüzde 37. Her yönüyle desteklenmesi lazım -yani muhakkak tarımın alt bileşenleri var, tohumculuğu veya tarımın gelişmesine yönelik laboratuvar hizmetleri de dâhil- bu ülke hepimizin ve bu alanın net bir şekilde desteklenmesi lazım. Ne kadar kredi verseniz de bu rakamları biz en azından belli orana getirmediğimiz sürece geride sayılırız. Yani bugün Konya Ovası kadar olan Hollanda'nın tarımsal ihracatlarına baktığınız zaman, 100'lü rakamlar; yani, bizim 17'li rakamlarla övünüyor olabilmemizin hiçbir manasının ve anlamının olmadığını düşünüyorum, dolayısıyla, bu alanın desteklenmesi lazım.
Burada önemli bir şey de var; Tamer Bey ifade etti, siz sunumunuzda söylediniz: Takibe düşen kredilerde tarımsal kredilerin oranı normal standartların daha altında; işte, siz "yüzde 4" diyorsunuz, kendi rakamınızın -3 küsur- 1,62 diye ben... 1,26 mı diye not almışım...
T.C. ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ ALPASLAN ÇAKAR - Oran 1,57.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - 1,57. Yani, demek ki köylü, çiftçi, üretici ceketini satıyor ve borcunu ödüyor; buradan çıkan sonuç odur. Yani ödeme kabiliyeti, şartları... Sonuna kadar ödüyor çünkü... Buradaki arkadaşların yaş itibarıyla da tahmin ediyorum aşağı yukarı yüzde 75-80'i köy kültüründen gelen, tarım kültüründen gelen arkadaşlarımız yani şahsen ben ilkokulu gaz lambasında okudum; dolayısıyla, biliyoruz bunları. Bu manada, muhakkak suretle bu alanın desteklenmesi lazım yani bunun altını çizmiş olalım. Çiftçi her zaman ceketini satar, borcunu öder, "Borç namustur." mantığıyla bakar. Dolayısıyla, çiftçilere yönelik haciz işlemlerinin kesinlikle yapılmaması lazım yani böyle, traktörlere el konulması, tarım aletlerine el konulması gibi özellikle çiftçinin onurunu zedeleyen... Yani bir köyde bir adamın traktörüne el koymak yerine o adamı kurşunla vursan daha iyi; nasıl şehirde esnafın, üreticinin bir itibarı varsa -hani, çeki yazılsın istemez, bankalarda kredibilitesi düşsün istemez- çiftçideki durum da aynıdır, o çerçevede bakılmalıdır. Özellikle bu pandemi sürecinde -bir de biz "Türkiye su zengini." diye söylüyoruz ama hiç alakası yok, su fakiri bir ülke- bu sene kuraklık da var, üretimde, rekoltelerde de düşüş var; dolayısıyla, size çok görev düşüyor. Ben Ziraat Bankasını bir banka olarak görmüyorum; muhakkak adında "banka" yazsa bile bir noktada bir sürü kusurunu da ben şahsen bu faaliyetlerinden dolayı mazur görebilirim. Yani bu kârlılığa ben çok fazla bakmam; tam tersine, tabana ne kadar yayılmış yani çiftçiyi, üreticiyi ne kadar desteklemiş... Yani bence Ziraat Bankasının 1'inci hedefi, kâr etmekten daha çok bu alanı desteklemesi.
Şimdi, bunun paralelinde, fazla değinilmeyen yurt dışı şubeler meselesi var. Şimdi, bazen, yönetimler değişince... Şu son dönemde neredeyse bütün genel müdürler değişti. Yani ben biraz yurt dışını da dolaşan birisiyim. Tabii, bundan önce hizmet eden arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Kurumda süreklilik esas, devamlılık esas. Siz de zaten kurumun içinden geliyorsunuz. Yani bu değişiklikler zaman zaman farklı sonuçlar da doğuruyor. Hani, burada nedir? Burada belli bir çalışma süresi var, herkes süresini doldurup geri mi geliyor, yoksa farklı tasarruflar mı var?
Bu kurumların yurt dışı şubelerinin de çok büyük önemi var. İşte, burada; 18 ülkede 118 noktada faaliyet gösteriyorsunuz. Bunlar aynı zamanda bizim ihracat kapılarımız; o ülkedeki faaliyetlerimizi destekleyen, o ülkenin ekonomisiyle, ticaretiyle, siyasetiyle bizi yönlendiren kuruluşlar. Dolayısıyla, orada sadece, bankacılığın yanı sıra, bence... Ticaret ataşeliklerini de zaman zaman biz uyarıyoruz, hani, o ülkenin muhasebesi nedir, kanunu nedir, yönetimi nedir, bununla ilgili. Ben şahsen yurt dışına çıktığım zaman eğer orada Ziraat Bankasının şubesi varsa ilk önce oraya gidiyorum, mesela en son pazartesi günü Bakü şubesinde Selçuk Bey'i ziyaret ettim. Yani neticede oraya gittiğimiz anda en iyi bilgiyi onlardan alabiliriz. Neden? Her alanda müşterileri var yani tarımda da müşterileri var, inşaat sektöründe de, imalat sanayisinde de. Neleri destekliyorlar, nelere kredi veriyorlar, ülkede ticaret nasıl dönüyor, vergi mevzuatı nasıl... Yani sadece bir bankacılık faaliyeti yapmadığını vurgulamaya çalışıyorum. Dolayısıyla, oradaki deneyimli insanların... Çünkü her ülkenin kendine göre farklı şeyleri var, yönetim şekilleri var, muhasebe kayıtları var; bu manada da o kurumların net bir şekilde desteklenmesi lazım, sermayelerine gerekli katkının sağlanması lazım, oralara bizim ihracatçılarımız, iş adamlarımız gittiği zaman Ziraat Bankası orada net yanlarında olması lazım. Mesela, orada girdikleri ihalelerle ilgili alacakları teminat mektupları dâhil, o ülkede yapacakları yatırımlarla ilgili kullanacakları krediler dâhil veyahut buradaki mevcut kredilerinin oradaki şubeler marifetiyle kullanılması dâhil burada çok ciddi sorunlar yaşanıyor çünkü oradaki büyüklükler farklı, Türkiye'deki büyüklükler farklı; o ikisinin arasındaki senkronizasyonda zaman zaman sorunlar yaşanıyor yani oradaki teminatlar daha farklı algılanıyor... Mesela, yurt dışında daha çok proje teminatları alınırken Türkiye'de gayrimenkul türü ipotekleri üzerinde duruyorsunuz. Yurt dışına çıkınca ben orada gayrimenkulü nereden bulacağım? Zaten ilk defa gidiyorum. Yani bu tür teminatlandırmalara da özel önem verilmesi lazım. Bunun yanı sıra, belki bunları sigortalama üzerinden... Hani, sigortalanır, riskler biraz daha aşağı çekilir.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süremiz doldu Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - O zaman Sayın Yasin Öztürk'ün süresinden kullanacağım biraz, hiç olmazsa sorularımı sorayım, eğer Yasin de...
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ben az konuşacağım.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Neyse, konular uzun ama oradan biz devam edelim.
Haziran 2021 sonu itibarıyla bankacılık sisteminde toplam batık, sorunlu kredilerin 650 milyar TL'ye ulaşması bekleniyor; bu, toplam kredilerin yüzde 20'sine karşılık geliyor. Tahsili gecikmiş alacaklarla ilgili süre uzatımı dikkate alınmadığında, Ziraat Bankasının bu batık, sorunlu kredilerdeki payı ve miktarı nedir?
Sorunlu krediler hangi sektörde yoğunlaşıyor? İlk 10 kredi kullanıcısının toplamdaki payı nedir?
Ziraat Bankasının ihtisas yani tarım kredileri ile en büyük 100 kredinin toplam krediler içindeki payı nedir ve yıllar itibarıyla nasıl değişmiştir?
Ziraat Bankasının tarıma kullandırdığı kredilerin toplam krediler içerisindeki payı ne kadardır ve zaman içerisinde nasıl değişmiştir? Banka, çiftçiden uzaklaşıyor mu?
2020 yılında Ziraat Bankası dâhil 3 kamu bankası 21 milyar TL sermaye artırımı yaptı. Bu sene nisan ayında 3 bankanın zararı 432 milyon TL. Ocak-nisan kârlılığı bir önceki yıla göre yüzde 77,4 düştü, bunun sebebi nedir?
Mevduat faizinin altındaki bir oranda kredi kullandırmak mı... Böylesi şanslı müşterileriniz kimler?
Bankanın, kambiyo işlemlerinden zarar ettiği biliniyor. Ucuza döviz mi satıldı? Yeni bir sermaye artırımına ihtiyaç mı doğuyor?
Reklam giderlerinde tarım alanlarıyla ilgili reklamların oranı ne yani kredilerle doğru orantılı mı?
Yine, Demirören, Hürriyet kredisi teminatını -zaten anlattınız- ödemeye başladı mı? Taksitlerindeki son durumu nedir?
Yine, Merkez Bankası rezervleri nasıl ve hangi yöntemle geldi? Sattığı Merkez Bankası dövizlerinin karşılığı TL'leri Merkez Bankasına nasıl devrettiniz? Başta kendi dövizinizi satıp sonra Merkez Bankasından döviz mi talep ettiniz, yoksa başta Merkez Bankasına TL verip döviz mi aldınız? Yöntem nedir, bu konuyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Satış fiyatlarınızı nasıl belirlediniz? Merkez Bankasından aldığınız fiyattan mı sattınız, yoksa üstüne kâr koyup mu sattınız?
Merkez Bankası adına müdahale ettiğinize göre yalnız diğer bankalara mı döviz sattınız, yoksa kendi müşteri portföyünüzdeki şirketlere de satış yaptınız mı? Sattıysanız bu müşterilerin listesi...
Ben bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Yeni başladınız, hayırlı uğurlu olsun. Ben Ziraat Bankasının bundan sonra da gerek Türk tarımına gerek sanayisine gerekse diğer sektörlere ciddi katkı vereceğini inanıyorum. İnşallah bu...
Kredilerde de, tabii, bir sorun var. Yani ilk 100 kişi verilen kredilerin yüzde 25'ine tekabül ediyor; bu, yüksek bir oran. En büyük 100 kredinin toplam kredilerdeki payı yüzde 25; yine, verilen rakamlarda var. Mümkün olduğunca bu yüksek oktanlı kredilerin konsorsiyum olarak verilmesinde biz fayda görüyoruz; yani 750 milyon, 1 milyar, ne ise, diğer bankalarla, özel veyahut da kamu bankalarıyla ortaklaşa bir konsorsiyumla verilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Mümkün olduğunca bankacılık şeffaf yapılmalı, hesap verebilir olmalı. Bankaların üzerine belli sorunlar geldiği zaman -bu Demirören grubu da dâhil- bankanın bir yetkilisinin çıkıp kamuoyunu bir şekilde aydınlatması lazım ki bankanın üzerindeki şaibeler kalksın, uluslararası arenada da güvenilirliğine leke düşmesin diyor, yeni dönemde çalışmalarınızda başarılar diliyorum.