| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş ile 63 Milletvekilinin; Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3697) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Şimdi, Başkanım, yapılan düzenlemeyle kasten adam öldürme suçlarının boşanılan eşe karşı işlenmesini nitelikli hâl olarak değerlendirerek cezayı artırıyoruz. Bu düzenlemeyle aslında ceza hukuku açısından genel bir hüküm olan birinci derece akrabalara karşı işlenen suçlarda yapılan ceza artırımına boşanmış eşi de ekleyerek akrabalar gibi dikkate alınması sağlanmış oluyor.
Şimdi, özellikle şunu belirtmek istiyorum 2015 yılında açıklanan bir araştırmaya göre, Avrupa Birliği raporuna göre kadınların şiddete maruz kalma oranı yüzde 22, Danimarka'da bu oran yüzde 52, İsveç'te yüzde 46. Bu oranlar gösteriyor ki kadın erkek fırsat eşitliğinde başı çeken ülkelerde dahi kadına yönelik şiddetin bir sorun olmaktan çıktığını söylemek mümkün değil yani küresel bir sorun ve aslında şiddet bir insanlık suçu.
Biz dün olduğu gibi bugün de samimi, gayretli, yeni çözümler üretme mücadelesi içindeyiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans ilkesini benimsiyoruz, bir tek kadının dahi burnunun kanamaması için mücadele ediyoruz. Bu konudaki kararlılığımız da iktidar olur olmaz başlamıştır. Az önce bahsettiniz, 2004'te Anayasa'da "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür." hükmünü biz getirdik. Yine, 2010'da Anayasa'da 10'uncu madde "pozitif ayrımcılık" ilkesini yine biz getirdik. Biz daima kadını politikalarımızın merkezine koyduk. Yine, kasten adam öldürme suçunun töre saikiyle işlenmesini ağırlaştırıcı sebep sayılmasını yine biz düzenledik. Daha sonra, biliyorsunuz, UYAP-POLNET altyapı oluşumu, 81 ilde şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurulması, Alo 183, KADES uygulamasını hayata geçirdik, son olarak 25 Kasım 2019'da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı arasında eş güdümlü mücadele için bir protokol imzaladık. Yani biz bu sorunun sadece mevzuatla çözülmeyeceğine inanıyoruz, hem siyasi partilerin hem STK'lerin hem de üniversitelerin topyekûn bir iş birliğini gerektiriyor ve siyasi çekişme malzemesinden de çıkarılması gerekiyor.
Yine, biz kadınlarımızın hayatın her alanında var olması için önündeki engelleri de kaldırdık. Özellikle, ekonomik hayatta var olması için hibe desteklerini hayata geçirdik. Dün demişlerdi ki "Kadını eve kapatıyorsunuz, istihdam oranları düştü." Hayır, öyle bir şey yok, kadına istihdam oranları da arttı. Ayrıca hem girişimci kadın hem de kırsal alanda kadın kooperatiflerinin kurulması yönünde çok önemli düzenlemeler yaptık ve biz kadına şiddetle mücadelede de birçok ülkeden aslında çok daha ileri düzenlemeleri hayata geçiriyoruz.
Yani bizim bu konudaki samimiyetimiz açık ve bunun öncelikli bir mesele olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda, yine, yapılan çalışmalardan bir tanesi, tedbir mahkemelerini kurduk, özel soruşturma bürolarını açtık, bunları yaygınlaştırıyoruz. Elbette mevzuat önemli ancak burada sağlıklı bir aile yapısının da çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü sağlıklı, huzurlu bir ailede yetişen çocuk şiddet uygulamaz; şiddet, öğrenilen bir davranış. Bu noktada da aile ve kadını birbirine alternatifmiş gibi göstermenin de doğru bir yaklaşım olmadığı inancındayım.
Son söz olarak da bizim buradaki samimiyetimiz ayrıca, kız çocuklarını dağa kaçıran, onları terörist olmaya zorlayan -terörle mücadelemizde de açık görünüyor- diğer bir deyişle, kadına şiddetten ve kadın haklarından bahsedenlerin de terörle mücadelede aynı kararlılığı göstermemesini samimiyetsizliğin bir göstergesi olarak düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.