KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, CMK'nin 100'üncü maddesindeki bu düzenleme herhâlde, esasında uygulayıcıların eksik uygulamasından kaynaklı olarak yola çıkılarak düzenlenmiş bir şey. Normalde uygulayıcılar doğru uygulayıcı şeklinde hareket etseler -Anayasa'nın 141'inci maddesinde, mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olacağı ifade edilir ve "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." deniyor- rutin şablonlarla tutuklamak yerine gerçekten tutuklamanın gerekçelerini içselleştirecek şekilde, her türlü etkiden uzak, Anayasa'nın 138'inci maddesinde bağımsız ve tarafsız bir hâkim görüntüsü içerisinde uygulamayı yapabilecek olsalar sorun belli ölçüde çözülecekti. Hatta, Anayasa'nın 19'uncu maddesini de göz önüne alarak bu çalışmayı yapmaları lazım. Burada, ağırlıklı olarak somut delil üzerinden düzenleme yapılmış. Hâlbuki, bizim Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (100/3)'e ilişkin ayrı bir değişiklik önerimiz var Ceza Muhakemesi Kanunu'nun değişikliğiyle alakalı vermiş olduğumuz önergede. Orada daha çok delil ve süje üzerinden somutlaştırma şeklinde bir düzenleme söz konusu. Doğru düzenlemenin böyle olduğunu düşünüyoruz. Sadece somut delil üzerinden hareket ederek, suç tipleri üzerinden de hareket ederek çoğu zaman sonuca ulaşılamayacağı kesin, net; doğru, sağlıklı bir sonuç alamayacağımız burada nettir. Ama özellikle dün ben burada ısrarla hem kanun teklifini getiren arkadaşlara sordum hem akademisyen dostlarımıza sordum ama net bir yanıt alamadım: Cinsel saldırı suçlarıyla alakalı, bu düzenlemeyi böyle getirdiğiniz zaman ne olacak? Çünkü bu somut delil kavramı cinsel saldırı suçlarında bugüne kadar Yargıtayın yerleşik içtihatlarını ve hakikaten hepimizin de bir şekilde içselleştirdiği koruma mantığını bertaraf edecek bir düzenleme şeklidir. Bu söylediğiniz kavramı cinsel saldırı suçlarında tam olarak bulamayabilirsiniz. Daha "soft" ve daha soyut alandan, özellikle tutukluluk tedbirinin çıkmış olduğu cinsel saldırı suçlarını burada sokağa salmış olursunuz. Bununla alakalı açıklama bekliyorum kanun teklifini getiren arkadaşlardan. Yargıtayın cinsel saldırı suçlarıyla alakalı, özellikle soruşturmanın başlatılması ve alınacak tedbirlerle alakalı, süreç içerisinde alınacak tedbirlerle alakalı yerleşik içtihatları var. Bu tablo hayata geçerse cinsel saldırı suçlarının pozisyonu ne olacaktır? Yerleşik Yargıtay kararları karşısında, cinsel saldırı suçlarında, tutuksuzluk ve tedbirsizlik gibi bir şeyle karşı karşıya kalma ihtimali vardır. Özellikle cinsel saldırı suçlarının ayrıştırılması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer açılardan baktığımız zaman da suç tipinden daha çok yani katalog suç tiplerinden daha çok varsayıma dayalı değil; delile ve süjeye dayandırılarak tutuklama müessesesinin çalıştırılması gerektiği düşüncesindeyiz biz. Anayasa'nın 141'inci maddesinin de doğru işletilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. 141'in doğru işleyebilmesi için 138'deki hâkim bağımsızlığı ve tarafsızlığının da hayata geçmesi gerektiği aşikârdır.

Teşekkür ediyorum.