| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş ile 63 Milletvekilinin; Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3697) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu mevcut olan teklifte, 5271 sayılı Yasa'nın 110'uncu maddesindeki değişiklik, adli kontrol altındaki kişilerin ne kadar bir süreyle devam edeceğine ilişkin bir düzenleme. Biz her şeyden önce bunun gerçekten çok uzun bir süre olduğunu düşünüyoruz; ağır ceza mahkemesinin görevine giren ve aynı zamanda ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlar bakımından çok ciddi bir süreç yer alacağını düşünüyoruz. Bu aynı zamanda şu mantığı da dile getiriyor, şöyle bir mantık da önümüze koyuyor: Bu, yargılamaların ceza hukukundaki o ceza yargılama sisteminin ne kadar uzun sürebileceğinin de bir başka göstergesi. Şimdi, hesapladığınızda birçok suçta adli kontrol süresi neredeyse beş yılı geçebilecek durumda. Şimdi, biz bu mantıkla şöyle bir sonuca varıyoruz: Uygulamada bir ceza dosyasında bir kişinin yargılaması yıllarca devam edecek yani bu mantık aynı zamanda onu da önümüze koyuyor. Dolayısıyla, süreç anlamında en azından yargılamaların biraz daha hızlı cereyan etmesi açısından da mevcut olan uygulayıcıları, mahkeme hakimini ve heyetini bu anlamda teşvik etmek açısından da sürenin bir hayli aşağı çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öte taraftan, biraz önce Sayın Genel Müdürümüzden de aldım bilgiyi, 127 bin kişi adli kontrol sistemi altında; düşünebiliyor musunuz, 127 bin kişi, az değil. cezaevindeki kişilerle mevcut olan... Bu hani lekelememe hakkı var ya bununla ilgili toplumu, toplumun içerisindeki bu kadar kişiyi lekelemekle yüz yüze bırakıyorsunuz. Kişinin ruh dünyasına, kişinin aile yapısına, kişinin özgürlük alanına gerçek anlamda bir müdahalede bulunuyorsunuz.
Değerli Başkan, bir diğer tarafta, şimdi, bütün bu düzenlemelerde, Adalet Komisyonuna gelen bütün kanuni düzenlemelerde bir nebze, az da olsa bir özgürlük alanı tanınıyor, arkasından "Ancak Terörle Mücadele Yasası'ndan kaynaklı olan suçlar..." denilmek suretiyle yine de Türkiye'deki demokratik mücadele alanına ilişkin hiçbir gram, bir santim bile özgürlük alanı tanımıyorsunuz. Bu, gerçek anlamda üzerinde durulması gereken önemli bir şey. Bakın Terörle Mücadele Yasası kapsamı içerisinde olan -önceki maddelerde de dile getirdik- düşünce açıklaması, bir avukatın kendi müvekkilini savunması, bir gazetecinin bir haber yapması, bir siyasetçinin seçim meydanında konuşması, bir milletvekilinin kürsünün dışında kendi seçim bölgesinde herhangi bir konuyu eleştirmesi... Bunların hepsi Terörle Mücadele Yasası kapsamında yer alıyor. Bunlara diyeceksiniz ki "Sen beş yıl geleceksin, bu imzayı atacaksın. Sen, beş yıl yurt dışına çıkmayacaksın. Sen, beş yıl ev hapsinde kalacaksın." Ya, böyle bir şey olabilir mi Sayın Başkan? Ya, bu mantığı bir değiştirmemiz lazım, bazı şeylerin artık üzerine gerçekten düşünmemiz gerekiyor. Türkiye toplumu bunu artık kaldıracak durumda değil. Binlerce, yüz binlerce insan şu anda lekelenmiş durumda, fişlenmiş durumda, imza atmak zorunda, evinde zaman geçirmek zorunda veya şehrini terk etmemek zorunda veya süpürgeyle herhangi bir yeri temizlemek zorunda; bunların hepsi adli kontrol tedbiri. Dolayısıyla, bu hem suçlar arasındaki o ayrım yapma Anayasa'daki eşitlik kuralına aykırı, öte taraftan da zaman anlamında da çok uzun bir süre. Siz mahkemeye diyorsunuz ki: "Al sana beş yıl, ağır ceza mahkemesini teşkil edecek olan suçlarda adli kontrol devam etsin, sen de yargılamaya devam et. Bu mantığı anlamak mümkün değildir, bu nedenle önergemizde de açık bir şekilde açık bir şekilde dile getirdiğimiz gibi önergemiz çerçevesinde o şekliyle değiştirilmesini talep ediyoruz.
Teşekkür ederim.