| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Anadolu'dan Yeryüzüne Sivil Toplum Kuruluşları Vakfı (AYSİT) Başkanı Serpil Balat, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği Başkanı Hilal Gencay, Hazar Kültür Eğitim Dayanışma Derneği Başkanı Songül Ertem, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü Gülsun Kanat Dinç, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Temsilcisi Tuba Torun tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
ESİN KARA (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli misafirlerimiz, Komisyonumuza hoş geldiniz.
Neredeyse benim konuşmalarıma birebir değinildi ama bazı eksik noktaları da ben tamamlamak istiyorum ve fikirlerimi beyan etmek istiyorum.
Ülke olarak kadına şiddete karşı yapılan çalışmaları bizler de olumlu değerlendiriyoruz. Mesela, 2006 yılındaki Başbakanlık genelgemiz, 6284 sayılı Yasa'mız.
Genel olarak sizlerin konuşmalarınızdan bizler şunu anladık: Biz buraya yaklaşık 14-15 toplantıda değerli misafirlerimizi davet ettik. Burada amacımız şuydu: Toplumda her alanda herkesi dinlemek ve ne yapabiliriz? Yani yasama erki olarak bizler ne yapabilirizi... Şunu notu almıştım: 6284 güçlendirilmeli mi? Evet, yasanın -insan yapımıdır, kul yapımıdır, kusursuz değildir- bazı eksiklikleri olabilir; bu Komisyonun amacı da bu zaten. Bizler, burada sizlerin görüşlerini alarak, sizleri dinleyerek bazı eksiklikler varsa yasama erki olarak bu eksiklikleri, neleri, nasıl telafi edebiliriz, bunun çabasındayız. Açıkçası, Komisyonumuzun sonrasında da muhakkak ki kanunun güçlendirilmesine yönelik bir teklifin çıkacağına da inanıyorum.
Yine, Tuba Torun Hanım'ın konuşmalarında koruma kararları tatbikinin takibiyle ilgili bir bölüm vardı; ona biz de katılıyoruz. Özellikle elektronik kelepçenin kullanımının artırılması, bir kadınımız dahi herhangi bir şekilde ne şiddete maruz kalsın ne cinayete maruz kalsın, bunları biz de kabul etmiyoruz.
Sayın Gülsun Hanım'a sunumunda bir şey sormak istiyorum, tüm samimiyetimle: "Komisyonun varlık nedeninin kadınları geleneksel cinsiyet rollerine hapsetmek olduğunu düşündürecek kamuoyuna yansıyan söylemler, konuklar olması, esas amacın kadına yönelik şiddetle mücadele olmadığını düşündürmektedir." şeklinde bir ifadeniz var. Gülsun Hanım "Biz buraya ilk kimleri çağıralım?" derken "Mağdurlarla birlikte failleri de çağıralım, onlar ne düşünerek bu şiddeti uyguluyorlar ya da bu cinayeti işliyorlar, bunları da görelim." şeklinde bir ifade kullanmıştık. Aslında, biz buraya yanlış örnekleri ya da yanlış kişileri de -yani bir faili tabii ki hiçbirimiz şekilde tasvip etmiyoruz ama- dinlerken onlara katıldığımız anlamına gelmeyecek bu, emin olun. Bir de "Kamuoyuna yansıyan söylemler." derken siz Meclis tutanaklarından bu söylemleri teyit ettiniz mi? Sizi bu düşünceye, bu cümleyi yazmaya iten söylemler nelerdi? Onları paylaşırsanız sevinirim.
Bir de tabii ki gönül isterdi ki Cumhuriyet Halk Partisindeki arkadaşlarımız burada, bizimle beraber bir emek vermeye devam etsinler ve çalışmalarımız devam etsin. Ama bugün basın toplantısında açıklamış oldukları demeçten iki konuya değinmek istiyorum arkadaşlar. Bunlardan ilki, diyor ki: "Cumhur ittifakı tiyatrosu sergilemek istediğini daha ilk günden açık etmiştir." Arkadaşlar, ben tiyatroyu çok severim ama Milliyetçi Hareket Partisine kimse rol biçemez, tiyatro oynatamaz. Biz, milletimizden almış olduğumuz oyları, millî, manevi değerlerimizle birlikte onların hakkını en güzel şekilde savunuruz. Oturup da biz Cumhur İttifakı olarak şunu konuşalım, bunu yapalım, şöyle yapalım şeklinde, emin olun, bir değerlendirmemiz olmuyor, tiyatro sergilemek gibi bir şey yok, bu ithamdan dolayı da arkadaşları kesinlikle kınıyorum.
Diğer bir konu da burada hangi partiden olursa olsun hepinize soruyorum, evrensel insan haklarını savunmayan var mı aramızda? Kadının ikinci sınıf vatandaş olduğunu savunan var mı bu Komisyonda? 10-15 yaş arasındaki çocukların evlendirilmesinin doğru olduğunu söyleyen var mı bu Komisyonda, duydunuz mu? Ya da Türkiye'de yaşayan tüm kadın ve çocuklar adına tehdit oluşturulan bir ortam oldu mu bu Komisyonda? Arkadaşlar, bu ifadeler kullanılmış, ben bunların hepsini reddediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ya da Cumhur İttifakı olarak biz burada "10 ile 15 yaş arasındaki çocuklar evlensin." demedik, insan haklarına karşı çıkmadık "Kadın ikinci sınıf vatandaştır." demedik, bunu diyen bir kişi de çıkmayacaktır. O yüzden, tamamen taraflı ve yanlı olan bu demeci tamamen kınıyorum. Çünkü biz, burada, hiçbir şekilde sataşmadan, birbirimizle konuşarak, istişare ederek gittik. Evet, tamam, "Birkaç dakikayla konuşmalarımız sınırlı tutuldu." dedi Sayın Başkanım. Emin olun en az söz alan ve sözlerini kısa keserek konuşan arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Baktığınız zaman onların sayfalar dolusu açıklamaları varken sorularımızı en net ve kısa şekilde sunmaya çalıştık. Burada da bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Kim olursa olsun, siyasi parti gözetmeksizin bizim burada ortak paydamız kadındır.
Özellikle şunu da unutmayalım lütfen: Sadece aile içerisinde ya da evin içerisinde bir kadın dayak yerken, öldürülürken o şiddetin en büyüğüne maruz kalan çocuktur. Annesi dayak yiyen bir çocuğun hâlini ve psikolojisini düşünmemiz gerekiyor. Gözleri önünde annesi öldürülen çocuğu da düşünmemiz gerekir diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.