| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .03.2015 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkanım, dünden beri devam eden ve ısrar ettiğiniz bir yanlış var ama şimdiki sözlerinizle bu yanlıştan bir parça yan şeride kaymış görünüyorsunuz. Yani, İç Tüzük'ün 88'inci maddesi çerçevesinde Komisyonumuz gündemine getirilen 684 sayılı Tasarı'nın bir bölümü yine, aynı, İç Tüzük'ün 82'nci maddesine göre müzakere edilecek. İç Tüzük'ün 82'nci maddesi bir yandan gelen tasarının ilgili maddelerini, bir yandan da gelen önergeleri ihtiva eden bir hüküm içeriyor. Orada söylenen şey şu: "Evet, Genel Kurulda verilen önergeler işleme tabi tutulur ancak o önergeler kabul edilebilir, reddedilebilir, yeni bir metin ortaya çıkarabilir." diyor; 82 açık.
Şimdi, bunun anlamı şu: Genel Kurulda verilmiş olan önergeler kabul edilirse sorun yok, reddedilirse yine sorun yok ama reddedildikten sonra yeni bir metin ortaya çıkabilir. Bu ihtimal de İç Tüzük 82'nci maddede hüküm altına alınmış. Yeni bir metnin ortaya çıkması demek yeni bir önergenin verilmesinin yolu açılması demektir, yeni bir müzakerenin yapılmasının imkânı var demektir. Dolayısıyla, bizim burada bu Komisyonun önüne gelen 63 maddeyle ilgili ilk defa bu Komisyona böyle bir tasarı geliyormuş gibi usul benimsememiz gerekiyor. Ancak, niye önergelerle ilgili, bir Genel Kurul çalışmalarıyla ilgili o maddede bir düzenleme var, o önümüze gelecek. Önce diyor "Bunu bir şeye bağlayın, ondan sonra diğer müzakereleri yapabilirsiniz." Ben böyle anlıyorum. Herkes de böyle anlıyor diye düşünüyorum.
Diğer taraftan, söz hakkıyla ilgili, önergede yani "Genel Kurulda verilmiş önergede imzası olan arkadaşlardan başkası konuşamaz." diye bir usul tertip ettiniz, artı, burada Komisyon üyesi olan milletvekillerinin konuşamayacağını söylediniz. Yani, "Önergeye konuşulursa bir kişi konuşur." dediniz. Artı, bu Komisyonun üyesi olmayan, diğer komisyonlara üye olan, ya da neyse, milletvekili olan arkadaşlarımızın hiç konuşamayacağını söylediniz ve dün, bir hanımefendi milletvekilimiz de burayı terk edip gitmek zorunda kaldı. Sizin bu tavrınız yanlış. Bu, İç Tüzük'e aykırı Başkanım. Bu tasarruf doğru değil. Burada yani İç Tüzük'ün 31'inci maddesi ortada -tabirimi hoş görün- kabak gibi dururken o hüküm çerçevesinde bütün milletvekillerinin her komisyonda söz hakkı olduğuna dair düzenleme var iken "Efendim, işte, sadece önergede imzası olanlar konuşur, Komisyon üyeleri bile konuşamaz." demeniz bu, bir dayatmadır, bu, İç Tüzük'e aykırı bir tavırdır; bu bir.
İki: Genel Kurulda önerge veriyoruz, diyoruz ki: "Cuma Bey, grubumuz adına konuşacak." Cuma Bey'in o gün o saatte bir mazereti oluyor, gelemiyor. Grubumuzda çok yaşıyoruz bunu hani moderatör arkadaşlar bilir, İdris Bey de bilir. Mesela, önergeye imza attığı hâlde konuşma sırası... Bazen davet ediliyor, orada olmuyor, salonda olmuyor. Ne yapıyoruz? Diyoruz ki: "İşte, Cuma Bey yok, Sayın Hacı Bayram Bey buyursun." diye... Hatta, Başkan da uyarıyor, diyor ki: "Ya, imzanız yok." gidiyor kürsüde...
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Veya konuşmadan sonra atıyor.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Ya da sonra işte. Yani, orada bile, Genel Kurulda bile böyle bir imkân var, siz bize diyorsunuz ki "Hayır, bu Genel Kurulda önergeyi veren adam..."
Cumhuriyet Halk Partisinin ön seçimi 29 Martta herhâlde değil mi?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Evet.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - 21'inde de var, 29'unda da var.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin çoğu sahada. Şimdi, o Genel Kurulda Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızdan önergeye imza atmış olup da arazide olup Genel Kurula katılamayan ya da Komisyona katılamayanlar yok ise ne olacak kimse konuşmadan mı geçecek Başkanım? Yani Parlamento konuşulan yer demektir Başkanım. Yani, biz burada konuşamayacağız, biz bunları müzakere edemeyeceğiz de insanlar sokakta birbirine taş mı atacak yani böyle mi anlaşacağız biz? Dolayısıyla, tarzınız yanlış. İç Tüzük'e aykırı iş yapıyorsunuz. Bu, kabul edilebilir bir durum değil. Ben, bunu kabul edemedim.
Toplantıya geç kalmamım sebebi de Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek'le bir müracaatım üzerine görüşme sebebiyle geciktim. Sizden şimdi istirham ediyorum, Milliyetçi Hareket Partisi Komisyon üyelerinin adına, benden başka da üye yok ama kendi adıma ve diğer arkadaşlarım adına sizden rica ediyorum: Meclis Başkanına verilmiş bir müracaatımız var, lütfen o müracaatı sonlandırın, onlarla görüşün, ondan sonra oradan gelecek takdir neyse biz de o takdire uyarız Başkanım.