| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Halk Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .06.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de kısa tutayım, hem Bedri Ağabey bizim hakkımızın bir kısmını kullandığı için hem de sizin de geçmiş kurumunuz olduğu için size de bir torpil yapalım diyelim.
Öncelikle hoş geldiniz ve yeni dönemin sizlere hayırlı olmasını temenni ederim.
Benim merak ettiğim birkaç tane husus var, çok uzun konuşmayacağım. Bu kamu-özel iş birliği kapsamında olan müteahhit firmaların yani şehir hastaneleri olsun havalimanları olsun, buna benzer otoyol tarzındaki çalışmalar olsun, bunların çoğunun genellikle dış fon, dış kaynak ve dışarıdaki bankalardan kredi bulunularak yapılacağı söylenmişti ve Hazine de bu konuda da teminat vermişti ama benim merak ettiğim, kamu bankası olarak -ola ki bu şirketlerin dışarıda kredibilitesi yeterli olmayabilir veya dışarıdan kaynak bulamayabilir- bu anlamda banka olarak sizler bu kamu-özel iş birliği projelerine destek verdiniz mi, kredi sağladınız mı, bunu merak ediyorum.
Bunun dışında, tabii ki Halk Bankası esnafın bankası diyebiliriz hep. Mutlaka diğer bankacılık işlemlerini de yapacaktır fakat gözüme çarpan şu oldu: Müşterilerin kullandığı kredilerin yüzde 23'ü Türkiye'nin ilk 100 firmasına ama esnaf olarak baktığımızda da KOBİ'lere ise bu oran yüzde 16, yüzde 17 civarında gibi görülüyor. Bu anlamda, Sayıştay raporlarında da baktığımızda, örneğin 1 milyon dolarlık bir kredinin geri ödemesinin yapılamadığı gibi bir durum var. Bunun yerine bu 1 milyon doları bir kişiye verip riski tek bir kişiye yüklemektense bu krediyi daha çok esnafa daha yaygın şekilde verseydik, riski yaysaydık, hem de esnaf bundan daha çok pay alsaydı olmaz mıydı, bunu sormak istiyorum.
Haricinde, bu kredi kullanımlarında bazı duyumlar da alıyoruz. Örneğin bu kredi kullanımlarında ekspertizin gitmediği yerler oluyor mu? Ekspertiz yerine oradaki krediyi kullandıran banka memuru kendi kafasından, örneğin inşaat hâlinde olan bir müteahhit firmaya, inşaat firmasına "Burası bittiğinde şu kadar eder." gibisinden bir durumla bu teminat olarak kabul ediliyor mu? Ola ki o firma işi yarıda bırakırsa, sektör de sıkıntıya girerse, dolayısıyla tamamlanmadığı için o bahsettiğiniz gerçek rakamlara ulaşmadığında bu teminat, aldığı krediyi karşılıyor mu ve gerçek değerinin çok altında kaldığında -o ihaleye mecburen rakam çok yukarıda olduğu için banka da katılmak zorunda oluyor ama- gerçek değere yakalanmadığı için de banka o teminat karşılığı olan rakamlara kadar çıkıp burayı kendi üzerinde, uhdesinde tutmaya çalışıyor mu? Burada da sonuçta yine Sayıştay raporlarında alacaklardan dolayı elde edilen varlıkları elden çıkarma sürecinde sıkıntı oluyor mu? Bunun bir etkisi de banka personeline tabii ki bu kredilerde belki prim veriliyor. Bu primlerde de sırf daha çok kredi bulabilmek adına personel bu konuda daha dikkatsiz, özensiz davranıyor mu gibi durumlar söz konusu. Bunun dışında, bir de bu krediler verilirken bazı yerlerde açığa senet alındığını duyuyoruz. Yasal süre dolmadan ola ki burada bir sıkıntı olduğunda veya dolduktan sonra bu açığa senet doldurulup kullanılıyor mu, bunun bankacılıkta yeri var mı, bunu merak ediyorum.
Bunun dışında diyeceklerim... Son olarak şunu söyleyebilirim: Bu Yönetim Kuruluna baktığımızda da siyasi saiklerle yapılan atamaları görüyoruz. Bu siyasi saiklerle yapılan atamalardaki Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımız toplantılara katılıyor mu, toplantılara katıldıklarında huzur hakkı alıyorlar mı? "Maaş" demiyorum, özellikle altını çiziyorum, huzur hakkı alıyorlar mı? Bunları merak ediyorum.
Teşekkür ederim.