KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ya, şimdi, şöyle: Biz dünden bu yana bu işlemlerin hukuka uygun olarak yapılması konusunda tüm görüşlerimizi ifade ettik ve dayanak noktası olarak da şunu dedik: "Bu Komisyona ilk defa böyle bir durum geliyor. Yani, 63 maddenin komisyona geri alınmasıyla ilgili bir işlem ilk defa bu Komisyonda cereyan ediyor." dedik. "O nedenle, yapılacak olan tüm işlemlerin hukuka ve İç Tüzük'e uygun cereyan etmesi lazım çünkü bundan sonraki uygulamalar için de teamül veya örnek teşkil edebilir." dedik ama şimdi bakıyoruz, sergilediğiniz tutum ve aldığınız kararlar maalesef bizim bu endişemizi gidermiyor.

Şimdi, diyoruz ki: "82'nci madde açık." Siz diyorsunuz ki: "Ben böyle yorumluyorum." Şimdi, yasada açık olan veya İç Tüzük'te açık olan bir duruma bir uygulayıcı "Ben böyle yorumluyorum" diyemez ki. Yani, öyle bir şey yok ki. Burada açıkça söylemiş: "İmza sahipleri katılır ise 5'er dakikayı geçmeyecek süreyle konuşabilirler." diyor.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Sadece bu parti için değil ki, bütün partiler için.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Efendim, herkes için, elbette diğerleri için de öyle. Biz "Sadece bizim partimiz için." demiyoruz, "herkes için" diyoruz. "Konuşabilirler." diyor. E, şimdi siz bu konuşma hakkını sınırlıyorsunuz ve 82'nci maddeyi uygulamıyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Ben böyle yorumluyorum." E, bu böyle yorumlamakla olmaz ki.

Şimdi, ikinci bir husus, dünden bu yana Sayın İdris Şahin önerge üzerinde söz alıyor. Şimdi, şeye bakıyoruz, İdris Şahin'in burada imzası yok, yok burada imzası. Peki, neye istinaden söz alıyor? Burada yok, bakıyoruz. Yani, şimdi, Mustafa Elitaş, Hüseyin Üzülmez, Mehmet Doğan Kubat, Mahir Ünal, Ramazan Can, Recep Özel.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Hepsinde imzam var.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Efendim, imzaladınız da sonradan imzaladınız.

BAŞKAN - Tamam.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tamam, yani, şimdi, sonradan imza...

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Başka milletvekilleri de imzalayabilir.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tabii, başka milletvekilleri de imzalayabilir o zaman, böyle şey...

ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Komisyon üyesi olmak kaydıyla imzalayabilir.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Nerede yazıyor, kural nerede yazılı?

BAŞKAN - Komisyonların çalışma usulleri var ya arkadaşlar.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tamam, evet, güzel. Komisyon üyesi olarak imzalayabilir. Peki, komisyon üyesi imzalıyor da niye komisyon üyesi konuşamıyor peki? Yani, komisyon üyesi imzalayabiliyor da o zaman niye konuşmuyor, niye konuşamıyor?

ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Konuşuyor da bir kişi konuşabiliyor.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bir dakika kardeşim. "Bir kişi konuşabilir." ibaresini bana göster, ben kabul edeceğim. Bakın, burada İç Tüzük var. "Bir kişi konuşabilir." diyorsa, öyle diyorsanız biz niye nefes tüketelim yani niye İç Tüzük'ü çiğneyelim? Bana onu gösterin, herkesin huzurunda onu gösterin, biz ona uyalım, İç Tüzük'e uyalım. "İç Tüzük'ü çiğneyelim." demiyoruz ki. Bizim amacımız, İç Tüzük'ün uygulanmasını sağlamak. Nerede var?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - "Komisyon üyeleri dışında kimse değişiklik önergesi veremez." diyor.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) -Peki, bu değişiklik önergesi mi?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Bu ne? Siz değişiklik önergesi mi verdiniz?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Siz değişiklik önergesi mi veriyorsunuz?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Verilen önergeyi tamamlıyoruz efendim.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Peki, komisyon üyesi dışında... Siz o maddeye göre şey ederseniz komisyon üyesi dışındaki adamların imzalamaması lazım, milletvekillerinin, o zaman onların imzalamaması lazım.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - O maddenin diğer fıkralarını da uygulamanız lazım.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, Sayın Başkan, bakın, bizim derdimiz, tekrar söylüyorum, üç dakika, beş dakika konuşma meselesi değil. Bizim derdimiz, bu Tüzük'ün uygulanmasıdır. Yani, bu artık yorumu gerektirecek bir durum değil ki. Efendim, diyor ki: "Komisyon üyesi imzalayabilir."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - E, komisyon üyesi imzalayabilir de niye konuşamıyor? Komisyon üyesi dışında kimse imzalayamıyorsa bu imzalar ne? Elitaş, Üzülmez, Doğan Kubat; bunlar ne peki?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Genel Kuruldaki önergeleri kimin vereceği açık.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Peki, bir önergede yarım imza onun, yarım imza onun mu oluyor, var mı öyle bir şey? Şimdi, biz kendimize göre usul ihdas edemeyiz ki. Burada ne yazıyorsa biz ona göre hareket etmeliyiz değerli arkadaşlar. Ya, şimdi, isterseniz ara verin, bu konuyu araştırın, ona göre bir çare bulalım. İstediğimiz gibi bunu uygulayamayız. Yani, şimdi, değerli arkadaşlarım, kimi okursak okuyalım, önerge sahipleri... Kimdir önerge sahipleri? Bunlar.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Sadece bir parti için değil ki söylediğiniz şey ya.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yani, bizatihi bulunanlar. Komisyon toplantılarına katıldıkları takdirde...

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Önerge sahipleri, hepsi ama, sen sadece bir partiyi düşünüyorsun.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ya, şimdi, kardeşim...

BAŞKAN - Ben cevap vereceğim.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ya, bir parti... Burada parti geçmiyor.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Tamam, çoğul diyorsun ya, önerge sahipleri... O da sahip, o da sahip, o da sahip.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ya, bir dakika, müsaade buyur kardeşim ya. Sen de söz al, sen de konuş, lütfen.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - E, siz de söz aldınız da bitti.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - E, ben söz alıyorum, konuşuyorum.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Bitti ama yani.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Öyle mi, bitti mi?

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Hayır yani, söz alma diyorsunuz da...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yani, şimdi, burada parti yok. Parti adı geçiyor mu? Yok.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Önerge sahipleri...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - "Önerge sahipleri" diyor. Her önergenin ayrı ayrı sahipleri var, tamam mı kardeşim?

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Evet, tamam. Önerge sahipleri, çoğul bu.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bizim önergemizde sahip 5 tane var, tamam mı? Bu önerge sahiplerinden toplantıya katılanlar var ise süresi beş dakikayı geçmemek üzere konuşma hakkı vermek zorunda. Bu, ister dört buçuk dakika yapsın, üç dakika yapsın, iki dakika yapsın, ne yaparsa yapsın ama konuşma hakkı vermek zorunda. Aksi hâlde, siz bunu çiğnemiş olursunuz. Okuyun. Bizim derdimiz "Efendim, beş dakika konuşalım, yok geciktirelim." meselesi değil. Ben diyorum ki illa beş dakika vermeyin, dört dakika verin, bir şey demiyorum ama vermek zorundasınız.

BAŞKAN - Sayın Serindağ, müsaade eder misiniz o zaman?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Vermezseniz bu Tüzük'ü çiğnemiş olursunuz, bu Tüzük'e aykırı işlem yapmış olursunuz.