KOMİSYON KONUŞMASI

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Benim de bu Komisyondaki ilk görevim, umarım birlikte güzel çalışmalara imza atılır.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Hoş geldiniz diyorum.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim.

Tabii, iktidarın keyfine göre rakam açıklayan TÜİK'in bile her türlü işçiliği aşağı çektiği, işsizlik oranlarımız can yakarken, emeğinin karşılığını almak için hasat zamanını bekleyen ama hasatta yüzü gülmeyen çiftçilerimizin traktörüne haciz gelirken, kadın cinayetleri günbegün artarken, eğitim sisteminin mağdur ettiği öğrenci ve veliler isyan ederken, sağlık çalışanları bir yanda pandemi, bir yanda söz verilip de yerine getirilemeyen haklarının yerine getirilmesini beklerken, bu sorunlara çözüm üretmesi gereken iktidar partisi bir anda Türkiye'nin göz bebeği kuruluşlarından Makina ve Kimya Endüstrisinin yapısının değiştirilmesiyle ilgili bir kanun teklifiyle karşımıza çıktı.

Tabii ki ilk imza sahibi Sayın Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, konuşmasını yaptı, gitti. Sayın Kırıkkale Milletvekilini de diğer milletvekillerini de dinlemedim ve ben Sayın Can'ın gözlerine baktığımda, kendisi, babası, dedesi, Makina ve Kimya fabrikasında çalışmış, oranın ekmeğini yemiş, oradan avukat olmuş, oradan milletvekili olmuş Ramazan Can'ın gözlerinin içerisine baktığımda, gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördüm; ya sabaha kadar uyumadı Ramazan Can ya da...

İSMAİL KAYA (Osmaniye) - Gözlerinden ameliyat oldu.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Ameliyat olduysa kendisine çok çok geçmiş olsun diliyorum. Herhâlde attığı bu imzanın ne kadar ağır bir imza olduğunun kendisi de farkındadır. Keşke ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olsaydı ama Sayın Can'a da gerçekten geçmiş olsun diyorum.

Tabii, bu teklifle temelleri 15'inci yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'na kadar inen, cumhuriyetin ilk sanayi kuruluşu olan, tarihî bir geçmişe sahip Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun şirketleştirilmesi, bir anonim şirket hâline dönüştürülmesi amaçlanıyor ki bu teklif, karanlık bir tekliftir.

Bakın, bu teklifin genel gerekçesinde mühimmat üreten, silah üreten, roket üreten, patlayıcı üreten Makina ve Kimya Endüstrisinin hantal olduğu, bu hantallığın giderileceği, nitelikli personel istihdamının sağlanacağı, günümüz ticari hayatının gerçeklerine uygun dönüşümün sağlanacağı ifade ediliyor. Hantal olduğu söylenen Makina ve Kimya Endüstrisi 2019 yılında 517 milyon lira, 2020 yılında da 708 milyon lira kâr elde etmiş. Siz bu kârlılığı daha çok mu artırmak istiyorsunuz? O zaman ne işi var Genel Müdürlüğün Ankara'da? Gitsin, fabrikanın olduğu Kırıkkale'de kurulsun ve orada faaliyetlerini artırsın, kârlılık oranını daha da fazla artırırsınız.

Bakın, bu teklifte "Nitelikli personel istihdamı sağlanacak." diyorsunuz. Gerçekten, Sayın Başkanım, bunu okurken benim içimden gülmek geldi. Bunu da bir fıkrayla size anlatmak isterim: Bir gün Nasrettin Hoca ata binmek istemiş, sağdan atlamış olmuyor, soldan atlamış olmuyor; o kadar uğraşmasına rağmen ata binememiş ve attan düşmüş, düşünce de kendi kendine "Hey gidi gençlik ya!" demiş, mırıldanmış kendi kendine, sonra da sağına soluna bakmış, etrafta da kimseyi göremeyince "Ben senin gençliğini de bilirim." demiş. Yani, biz sizin gençliğinizi de biliyoruz, biz sizin çıraklığınızı da biliyoruz, biz sizin on dokuz yılda bu ülkeye neler yaptığınızı da biliyoruz. Ben inanıyorum ki sizler de kendi kendinize, baş başa kaldığınızda bu "Nitelikli personel istihdam edilecek." kısmına ya gülüyorsunuzdur ya da üzülüyorsunuzdur.

Sayın milletvekilleri, bu iktidar değil mi ki bu ülkenin nitelikli, yurtsever gençlerini saçma sapan sorularla eleyip, FETÖ'nün kirli çocuklarının eline sınav sorularını verip devletin kilit noktalarına yerleştiren iktidar? Bu iktidar. O yüzden, nitelikli mitelikli deyip buradaki insanların aklıyla dalga geçmeyin.

Şimdi, hep birden bu kanun teklifinin çok güzel olduğunu söylüyorsunuz, burada çalışan işçilerin mağdur edilmeyeceğini söylüyorsunuz, süslü yalanlarla işçi haklarının daha da iyileştirileceğini söylüyorsunuz. Tabii, bunları söyleyeceksiniz ama bugüne kadar süslü laflarla gündeme getirdiğiniz her değişiklik fos çıktı, emekçilerin hak kayıplarıyla son buldu. Bakın, örnek mi istiyorsunuz; özel istihdam büroları kurdunuz, güvencesiz, esnek çalışmayı bu milletin vatanperver evlatlarına reva gördünüz. Kiralık işçiliği bu milletin vatanperver evlatlarına reva gördünüz. Pandemi döneminde dediniz ki: "İşveren ve işçi, yüklerini eşit paylaşsın." Ne yaptınız? İşçinin İşsizlik Fonuna, kıdem tazminatına göz diktiniz. Dolayısıyla işçi konusunda gerçekten siciliniz çok bozuk.

Yine, sayın milletvekilleri, şu çok açık ve net bir şekilde görülüyor ki getirilen bu kanun teklifiyle asttan üste kadar tüm kurum personeli mağdur edilecek, kadro hakları ellerinden alınacak, memur hüviyetlerini bu kişiler kaybedecekler, kamu görevlileri işçileştirilecek, İş Kanunu'na göre düz işçi olacak. Bunun lâmı cimi yok. Keyfî dayatmalar olacak, diyeceksiniz ki: "Siz bu şartları kabul edin." "Kabul etmiyorum." Kabul etmiyorsanız işçiye birden çok şehri tercih edeceksin denilerek sürgün yolları göstereceksiniz. Getirilen teklif bu.

Sayın milletvekilleri, şunu açık yüreklilikle söylemek istiyorum ki biz "Bu teklifin şurasını düzeltin, burasını düzeltin." demiyoruz. Bu teklifi kökten reddediyoruz çünkü eğri cetvelden doğru çizginin çıkmayacağını biliyoruz. Gelin, sizler de bir tarihi, bir kültürü, bir geleneği yok etmeyin. Kırıkkale'ye, Türkiye'ye ihanet etmeyin. Siz "Nitelikli personel istihdam edeceğiz." diyorsunuz ve ben buraya takıldım. Nasıl edeceksiniz? Bakın, ben sizin nitelikli personel istihdamınıza birkaç örnek vermek istiyorum. Çikolata kutusunda rüşvet alan kişi büyükelçi olarak atanmadı mı? Atandı. Arabasında Türk Bayrağı taşıyor. TÜBİTAK'ın başına hayvanat bahçesi müdürü atanmadı mı? Atandı. Vakıflar Bankası Yönetim Kuruluna sahte diplomalı biri atandı mı? Atandı. Türkiye'nin göz bebeği eğitim kurumlarının, Boğaziçinin başına atanan ortada. Bakın, sizin nitelikli atamalarınıza -vaktim yetmeyeceği için- sadece bir kurumdan birkaç tane örnek vermek istiyorum. Tek bir kurumu aldım, nasıl olmuş? Şimdi, şunu soruyorum sizlere değerli milletvekilleri, değerli komisyon üyeleri; Türkiye'de tarım ve hayvancılık can çekişirken, çiftçimiz gırtlağına kadar borç batağındayken, ürünü tarlasında kalmış, traktörü haczedilmişken çiftçinin derdine kim derman olur Sayın Başkan? Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin Tarım Bakanlığı ve ona bağlı kurumlar olur, değil mi? Öyle. Şimdi, çiftçinin derdiyle dertlenmesi gereken Tarım Kredi Kooperatifinde hangi nitelikle atamaları yapmış bu siyasi iktidar, hep birlikte bakalım. Bakınız, kişilerin şahsiyetiyle ilgilenmiyorum, uğraşmıyorum, amacım bu değil ama atadığınız nitelikli örnekleri, atadığınız nitelikli atamalardan örnek vermek istiyorum. İsim zikrederken de amacım budur. Köksal Kacır; kim bu adam, Köksal Kacır? Tarım Kredi Kooperatifleri Yönetim Kurulu Başkanı. Niteliği ne? AK PARTİ'nin Bilecik Bozüyük Seçim Kurulu Başkanı olması. Bakınız, Ali Çoban; kim bu adam, niteliği ne? AK PARTİ Burdur eski Merkez İlçe Başkanı, niteliği bu. Bu adam demiş ki: "Siz benim soy ismimin Çoban olduğuna bakmayın, ben çobanlık mı yapacağım?. AK PARTİ Bilecik Bozüyük Seçim Kurulu Başkanına görev verdiniz, benim neyim eksik?" Ona da Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğinde yönetim kurulu üyeliği verilmiş. Peki, çiftçi ne yapıyor? Çiftçi de traktörünü satıyor, traktörü hacizli. Bakın, Adem Darımla, ismi Adem Darımla "Vallahi, darılırım, eski ilçe başkanına görev verdiniz, ben hâlihazırda Yozgat Akdağmadeni'nde İlçe Başkanıyım, daha da nitelikliyim." demiş, ona da Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği yönetim kurulu üyeliği verilmiş. İşte, sizin nitelikli atamalarınız bu. Millete yutturmaya çalışmayın, nitelikli atama yapacağız diye. Bakın, Selahattin Külcü; kim bu adam? "Vallahi, AK PARTİ'de çalışmaktan külümüz çıktı, AK PARTİ'de meclis üyeliği yaptım, ben de nitelikliyim." demiş, ona da GÜBRETAŞ Yönetim Kurulu Üyeliği verilmiş. Değerli milletvekilleri, hangi nitelikten bahsediyorsunuz?

Bakınız, Burhanettin Topsakal, bu da "AK PARTİ'den Trabzon Milletvekili aday adayı oldum." demiş, "Top sakalım da var, ben de nitelikliyim!" demiş, ona da TAREKS Genel Müdür Yardımcılığı verilmiş değerli milletvekilleri.

Bakın, bitmiyor; Osman Kıyak, soy isim de güzel! "Ben de AK PARTİ'den Çorum Milletvekili aday adayı oldum." Ee? "Soy ismim de Kıyak, bir kıyak da bana!" demiş, ona da TİGEM Genel Müdür Yardımcılığı verilmiş. Sayın Bakan Yardımcım, hangi nitelikli atamadan bahsediyorsunuz; hangi nitelikli atamayı yapacaksınız?

Bakınız, bitmiyor; Davut Arpa. Soy isme bak, maşallah "Arpa!" Bundan iyi nitelik aranır mı? "AK PARTİ Bilecik Gençlik Kolları Başkanlığı yaptım." Ne güzel. "Milletvekili danışmanlığı da yaptım." O da güzel. Bundan iyi nitelik aranır mı? Soy isim de arpalık, Tarım Kredi Kooperatifleri de AK PARTİ'nin arpalığına çevrilmiş. Sen misin bunu diyen? Bakın, neler verilmiş sayın danışmana? Sayın Milletvekilim, gözümün içine bakıyorsunuz. Bakın, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdür Yardımcısı Davut Arpa, TAREKSAV Yönetim Kurulu Üyesi Davut Arpa, Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Üyesi Davut Arpa, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Davut Arpa. Ya, bir yerde 5 tane yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliği verilmiş. Türkiye'de adam mı yok Sayın Milletvekilim, Sayın Başkanım? Yüzünüzü... Bakamıyorsunuz, görüyorsunuz. Bu atamalar nitelikli atamalarsa bunu siz bize lütfen izah edin.

İSMAİL KAYA (Osmaniye) - Gerekli açıklamaları yapıyorlar.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakın, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi yine Davut Arpa; Tarım Kredi Birlik Yönetim Kurulu Başkanı da Davut Arpa.

Danışmana 5 yerde 5 yönetim kurulu üyeliği verilir de eski Bilecik Milletvekiline bunun daha fazlası verilmesi gerekmez mi? Tabii ki gerekir. Bakın, bir kişi, bulunmaz Hint kumaşı! Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, GÜBRETAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, TAREKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Bereket Tekafül Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Bereket Emeklilik Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Bereket Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, GÜBRETAŞ Maden AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Tarım Kredi Sera Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz. Ben şimdi sizin vicdanınıza soruyorum: Ya, bir kişi 10 yerde yönetim kurulu başkanlığı yaparak o kuruma faydalı olabilir mi? Ya, toplantıdan toplantıya gitse vakti yetmez. Bir kişi 10 yerde yönetim kurulu başkanlığı yapıyorsa hiçbir şey yapmıyor. İçinizde hiç mi kişi yok, birine de bir başkası başkanlık etsin, hiç mi kişi yok? Yani bir kişi 10 yerde yönetim kurulu başkanlığı yapıyor.

İşte, sizin burada Makina ve Kimyada da yapacağınız budur, yapmak istediğiniz şey budur, bizim ısrarla itirazımız budur. Bu ülkeye, bu güzel vatana bu kötülüğü yapmayın, bizim itirazımız budur. Biz bu ülkeyi en az sizin kadar seviyoruz, en az sizin kadar seviyoruz ve sizden daha fazla sevdiğimizden de emin olasınız.

Bir taraftan çiftçinin traktörü hacizli olacak, bir taraftan gelecekler, Kızılay'a girmek isteyecekler, sokmayacaksınız; çıkacak Kahramanmaraş'tan "Mazotum yok." diyecek, yol da keseceksiniz ama diğer tarafta da bu sorunları çözmesi gereken kişilerde aradığımız nitelik sadece ve sadece AK PARTİ'nin ilçe başkanı, eski ilçe başkanı, danışmanı, milletvekili olacak. İşte, burada sizin yapmak istediğiniz bu düzenlemenin arkasında da bu ve görüyorum ki daha teklifin birinci imza sahibi olan Ramazan Can hâlâ -"Bu muhalefet ne diyor?" diye- salonda değil, ki herhâlde gelemeyecek.

Şimdi, Sayın Başkan, müsaade varsa sözüme devam etmek istiyorum.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Buyurun, buyurun.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Şunu da söylüyorsunuz teklifin genel gerekçesinde, diyorsunuz ki: "Günümüzün ticari hayatının gereklerine uygun yapısal dönüşüme ihtiyaç duyulmaktadır." Yani sizin ticari başarılarınızı dünya âlem biliyor, görüyor, bizler de görüyoruz. Sizin ticari hayatın gereklerine uygun yapısal dönüşümden ne anladığınız da ortada; babalar gibi satmaktır, bunu saklamayın. Türkiye'de satılmayan kurum kalmamıştır; hayırsız evlat gibi ülkenin kaynaklarını sata sata bitiremediniz.

Kısa bir örnek vermek isterim: Bakınız, yine sizin döneminizde, babalar gibi satmakla övünen Bakanınız döneminde, TÜRK TELEKOM Lübnanlı Hariri ailesine, 6,5 milyar dolara satılmış. 6,5 milyar dolara satılan TÜRK TELEKOM 14 milyar dolar net kâr elde etmiş, tam 2 katı. Vermişsiniz yabancıya 6,5'a, adam 14 milyar lira sadece kâr etmiş. O ne yapmış? Kârı alıp gitmiş, külfeti de milletin sırtına yüklemiş.

Bakın, PTT'de ne yapılmış? Gerçekten çok ilginç. AK PARTİ'nin atadığı isimler PTT kargo bünyesinde bir şirket kuruyorlar sayın milletvekilim. Ticari dehasıyla şeytana papucunu ters giydiren AK PARTİ'nin bürokratlarının kurduğu şirkette 1 başkan var, 7 yardımcısı bulunuyor ama hiç çalışanı yok bu şirketin; 1 başkanları var, 7 de üyeleri var. Bunlar ne iş yapıyorlar biliyor musunuz? Bunlar sadece birbirlerini işten çıkartıyorlar sayın milletvekilim. Şöyle bir madde koymuşlar: Kendilerine öyle bir iş akdi hazırlamışlar ki işten atılan ya da istifa edene 36 ücret tazminat ödüyor. Kendini işten attır 850 bin lira cebine koy, işte sizin ticari dehanız.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - İşten atılan var mı Sayın Milletvekilim?

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Var, birbirlerini çıkarmışlar Sayın Milletvekilim.

Sayın Ramazan Can "Biz özelleştirmeyeceğiz." dedi. Daha önce de aynı şeyleri söylediniz "Satmayacağız." dediniz ama gerçekten sattığınız kurumlara bakıyorum, Sayın Başkanım bu bir günümüzü alır, isterseniz tek tek sayayım. Hangi kurumlar Türkiye'de satılmış, hangi yabancılara satılmış Türkiye'nin göz bebeği kurumları? Vaktiniz varsa bunları tek tek sizlere... Bunları geçiyorum, bunlar sattığınız yerler. Tabii ki iş, ticari zekâ, kendi öz şirketlerinize geldiği zaman da vallahi şeytanın aklına gelen sizin bakanlarınızın aklına geliyor. Bir bakan düşünün ki kendi bakanlık ettiği kuruma kendi şirketinden olan bir şey satıyor.

Sayın Başkanım, ben diğer arkadaşların vaktini daha fazla almak istemiyorum, ticaretle ilgili kısmına da bir sonraki maddeler konusunda devam etmek istiyorum. Ama son söz olarak şunu söylemek istiyorum: Makina ve Kimya Kırıkkale demek, Makina ve Kimya vatan demek, Makina ve Kimya cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan bir sanayi kuruluşu demek. Gelin, cumhuriyetle hesaplaşmayın; gelin cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan kurumlarla hesaplaşmayın; gelin bu vatanla hesaplaşmayın, hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Daha önce de sizleri defalarca uyardık, FETÖ konusunda uyardık, her konuda uyardık ama elinizin tersiyle ittiniz, iyi niyetliyiz, samimiyiz.

Bu konuda gerçekten, Sayın Başkan, size de tarihi bir görev düşüyor. Şu konuyu Komisyondan çekin, alt komisyon kurun, haftaya bir daha tartışalım, bunu oldubittiyle geçirmeyin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.