ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geneli üzerinde yaptığım konuşmada "Nitelikli istihdam sağlanacak." denilmişti ve bugüne kadar on dokuz yılda Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığı, atadığı nitelikli istihdamları isimleriyle birlikte örnekledim ve de bunun bir aldatmaca olduğunu, Makina Kimyada da nitelikli bir atamanın olamayacağını ve bunun endişesini taşıdığımızı söyledim; bu gayet yapıcı bir eleştiriydi. Sonrasında da şunu söyledim, vaktinizi almamak için de kısa kesmiştim. Ticarete uygun dönüşümler yapacağınızdan bahsettiniz yani "Günümüz koşullarına uygun, ticarete uygun dönüşümler yapacağız." dediniz ve ısrarla Makina Kimyanın özelleştirilmeyeceğini, satılmayacağını söylediniz. Biz de diyoruz ki: Bizim endişemiz çok fazla. Bu zamana kadar getirilen her kanun teklifini bu şekilde getirdiniz, sonrasında "Satılmayacak." dediniz, "Özelleştirilmeyecek." dediniz ama maalesef ki sonra da çıktınız "Babalar gibi satarız." dediniz ve hayırsız evlat gibi ülkenin kaynaklarını bir bir, babalar gibi sattınız.

Bakın, yine, nasıl tedirgin olmayalım? Hariri Ailesi'nin kârını alıp borcunu bize yıktığı TÜRK TELEKOM satışı ortada. Yine, çayın ana vatanında ÇAYKUR zarar ediyor. Yine, 2018 yılında 216 milyon lira kâr eden PTT, Varlık Fonuna devredilmesinin ardından 2019 yılında 1 milyar 218 milyon, 2020 yılında ise 741 milyon lira zarar etmiş. Endişemiz şu: Siz bunu anonim şirkete çevirdikten sonra buranın gelirlerini de Varlık Fonuna aktaracak mısınız, aktarmayacak mısınız? Görüyorsunuz ki her özelleştirmenin ardından zarar edilmiş.

Yine, Sayın Başkan, açılış konuşmasında "basiretli tüccar" diye bir ifade kullandınız.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Türk Ticaret Kanunu'ndaki genel ibaredir o.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Evet, bunu kullandınız.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Roma hukukunda da "babanın sorumluluğu" gibi ifade edilir. Baba evladına ne kadar sorumluysa...

ÇETİN ARIK (Kayseri) - İlk konuşmamda ve geneli üzerindeki konuşmamda da kendi şirketlerinde gerçekten basiretli bir tüccar olduğunuzun örneklerini verdim.

Şimdi, "Satılmayacak." diyorsunuz ama Katarlılara peşkeş çekilen Tank Palet Fabrikası gerçeği, tüm çıplaklığıyla ortada, önümüzde duruyor. Şunu sormak isterim: Şimdi, AK PARTİ iktidarı bugün Katar'la dost olarak görünüyor, Tank Palet Fabrikasını onlara peşkeş çekiyor ama devletler arası ilişkiler, Sayın Valim, kişisel dostluklara göre yürür mü? Yürümez. Dün "kardeşim Esad" dediğiniz insanlarla bugün "Esed" oldu, düşmansınız. Yine dün salt Anıtkabir'e gitmesin diye İstanbul'da ağırladığınız, tüm devlet protokolünü ayaklar altına alarak otellerde ziyaret ettiğiniz, onlarca askerimiz öldüğünde yarıya indirmediğiniz şanlı bayrağımızı o ölünce yarıya indirdiğiniz can dostunuz Suudi kralın ülkesinde Türk düşmanlığını ve Türk mallarına yapılan boykotu hep beraber gördük ve görüyoruz. Peki, bugün Tank Palet Fabrikasını peşkeş çektiğiniz, onlar için bir kez daha İstanbul'da ihanet projesine hazırlandığınız Katarlılarla yarın düşman olmayacağınızın garantisini kim verebilir? Korkarım ki aynı Tank Palet Fabrikasında olduğu gibi Makina ve Kimya Endüstrisi de ilerleyen dönemlerde birilerine peşkeş çekilecek.

Peki, devletin tüm savunma teknolojilerini bir şekilde paylaştığınız bugünkü dostlarınızla Suriye'de olduğu gibi, Suudi Arabistan'da olduğu gibi yarın düşman olursak ne olacak? Ben burada yerli ve millî iddiasında olanlara sesleniyorum: Eğer gerçekten yerli ve millîysek Türk savunma sanayisinin omurgasını oluşturan Makina ve Kimya Endüstrisine sahip çıkalım.

Bakınız, sayın milletvekilleri, "dostum Putin"den aldığınız füzelerin dostunuz Trump'a parasını ödeyip alamadığınız F-35'lerin akıbetini düşünelim ve ona göre karar verelim. Türk savunma sistemini de zaafa uğratmayalım, hiç kimsenin Türkiye'yi savunmasız bırakmaya hakkı yoktur. Bu teklif, ilerde Türkiye'yi savunmasız bırakmanın yolunu açacak bir tekliftir. Bu teklif, Türkiye'nin göz bebeği bir kuruluşun birilerine peşkeş çekilmesinin yolunu açacak bir tekliftir. Bu teklif, Makina ve Kimya Endüstrisiyle bütünleşen Kırıkkale'ye, Kırıkkale halkına, -bir kez daha söylüyorum- Türk milletine ihanet teklifidir.

Değerli milletvekilleri, geneldeki konuşmamda da söyledim. Biz sizi defalarca uyardık, bir kez daha uyarıyoruz. FETÖ'yle yol yürürken uyardık, teröristleri kırmızı halıyla karşıladığınızda uyardık, BOP Eş Başkanı olduğunuzda uyardık, Mısır'daki tutumunuzda uyardık, Suriye'deki tutumunuzda uyardık. Özetle, biz sizi bu ülkenin aleyhine attığınız her adımda uyardık ama bir kere daha uyarıyoruz, gelin bu tekliften vazgeçin, bu teklifi bu millete layık görmeyin diyorum, teşekkür ediyorum.