KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan Yardımcısı, değerli milletvekilleri, komisyon üyelerimiz ve diğer misafir gelen milletvekili arkadaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Perşembe günü yapmış olduğumuz değerlendirmede çok ayrıntılı şekilde itirazı, kayıtlarımızı düştük. Bugün tekrara girmeden yine 8'inci madde özel bir madde, bu konudaki görüşlerimizi ileri süreceğiz.

Toplantı bittikten sonra bize Makine ve Kimya yetkilileri, Sayın Bakan Yardımcısı, Sayın Genel Müdür bir ürün kataloğu sundu, onu inceledim ayrıntılı bir şekilde. Pazarlama ve İhracat Dairesi Başkanlığı her ne kadar 98 kişiden 2'si yabancı dil bilse de çok güzel bir şey hazırlamışlar yani hakkı takdir etmek lazım, gerçekten çok güzel bir katalog. Kataloğu ayrıntılarıyla inceledim

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sadece 2'si mi yabancı dil biliyor?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Bakan Yardımcısı öyle ifade etti "Pazarlama ve İhracat Dairesi Başkanlığında 2 kişi yabancı dil biliyor." dedi. Yani bu konuda kim sorumludur ona ayrıca bir Meclis araştırma önergesi vermek lazım, niye bugüne kadar yabancı dil bilenleri almamışsınız o ayrı bir olay yani Sayın Bakan Yardımcısı, Sayın Genel Müdür de tabii aynı şekilde ama bir şeyi gerçekten içten takdir ediyorum, çok güzel çalışmalar yapmış Makine ve Kimya. Bunu -yani milletvekili olarak- takdirle karşılıyoruz, onu ifade edeyim ama 11 fabrika var ve 2 işletme var. Bu 2 işletme de güzel üretimler yapmış ama bu ürün kataloğuyla alakalı bazı şeyler söyleyeceğim şimdi sözlerimin ilerleyen dakikalarında.

Şimdi, bütün arkadaşlarım, bizim milletvekili arkadaşlarımız da ileri sürüyor, kaygımız şu: Temel noktada ayrılıyoruz yani AK PARTİ'deki arkadaşlarımız ile bizim muhalefet olarak temel noktada ayrıldığımız nokta bunun bir özelleştirmeye gideceği konusunda kaygımız var, sizler de buna ilişkin, özelleştirme olmayacağına ilişkin teminat veriyorsunuz; Sevgili Ramazan Can da konuşmalarında bunu taahhüt ediyor, Sayın Bakan Yardımcısı bunu söyledi. Sayın Genel Müdürün hafta sonu Yeni Söz gazetesiyle yaptığı mülakatı okudum, -yanılmıyorsam Yeni Söz gazetesiydi- orada bir mülakat vermiş; Genel Müdür özelleştirmenin bir an önce olmasını istiyor. Ben Sayın Genel Müdürü son Mohikan'a benzettim, son genel müdür, son başbakan gibi. Yani kurumun genel müdürünün, kurumun birinci sahibinin aslında kurumu savunması lazım yani statükocu olması lazım ama Sayın Genel Müdür bizi geçmiş, AK PARTİ milletvekillerini de geçmiş, bir an önce anonim şirket olmasını istiyor. Mülakatınızı ayrıntılı okudum, yanlış demiyorum herhâlde, böyle böyledir diye.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Yasin Bey, sadece not alın.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Özür diliyorum, anonim şirket özür diliyorum.

BAŞKAN İSMET YILMAZ - İkisi arasında fark var.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Tabii tabii. Hayır hayır özür diliyorum yani ben yanlış telaffuz ettim, sehven söyledim. Anonim şirket diye diyor yani şey değil, doğrusu o. Ayrıntılı okudum, bir an önce AŞ olmasını istiyor, bizim de bu konuda kaygılarımız var.

Şimdi, arkadaşlar, şeye baktığınız zaman, geçen perşembe günü yapmış olduğumuz toplantıda sevgili Halil Bey burada dedi ki: "Buna ilişkin bir yasal düzenleme koyalım maddelerin içerisine MHP Kırıkkale Milletvekilimiz ve "Özelleştirme olmasın." dedik. Haklı olarak Ramazan Bey de sonra ben de yaptığım konuşmalarda bu şekilde bir koruma zırhının olmayacağını, -biz hukukçuyuz- bu koruma zırhıyla buna ilişkin kimseye teminat verilmeyeceğini yarın bir gün aradan üç gün geçtikten sonra da buna ilişkin bir önergeyle, yasa Meclisten geçtikten sonra bile bir kanun değişikliğiyle bunun değişeceğini söyledik. Ramazan Bey de aynı düşüncedeydi ki hak verdi.

İSMAİL KAYA (Osmaniye) - "Bugün de yapılabilir." dedi hatta.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Anayasa'ya da koysak Anayasa'yı da...

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Hayır hayır ben onu eleştirmiyorum, yani bugün de yapılabilir denildi, o konuda hemfikiriz.

Şimdi, baktım, bir önerge veriliyor, "Şirketlere devredilemez." falan diye. Şimdi, demek ki şu var: Ne kadar biz bu zırhı koysak da ne kadar buna ilişkin kaygılarımız olsa da buna ilişkin yasal bir bariyer koysak da muhtemelen bunun sonucunda ileriye doğru özelleştirmeyi engelleyecek bir hukuksal bariyerle alakalı kimse garanti veremez, bu konuda hemfikiriz, bütün arkadaşlar herhâlde bu konuda hemfikirler bundan dolayı.

MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Gaziantep) - Yasama bunun için var zaten yoksa yasamanın mantığı olmaz ki.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, bakın, o zaman, şimdi bir önerge veriyorsunuz işte, şeylere devredilemez. "Devredilemez." deyince şimdi arkadaşların verdiği bir önerge var. "Şirketin hisseleri ve bağlı ortaklıkları satış, kiralama, işletme hakkının devri veya sair başka tasarruflar yoluyla yerli veya yabancı özel hukuk gerçek tüzel kişilerine devri konu edilemez." Aradan bir hafta geçer, devredilir dersiniz yani kamuoyunun gazı alındıktan sonra iş biter, Makine ve Kimya...

MKE GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKDERE - Peki, ne yapmamız lazım?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Müsaade edin, işte onu konuşacağım, onu anlatmaya çalışıyorum. Kamuoyunun ilgisi Makine ve Kimyadan...

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Efendim, yarın siz iktidara gelirsiniz siz kanun değiştirirsiniz, özelleştirirsiniz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ağzından bal akıyor sevgili Ramazan. Ağzından bal akıyor bir şey demiyorum yani o ilk kelimesine katılıyorum, ağzından bal akıyor. Ramazan eski dostum olduğu için ağzından bal akıyor, ona bir şey demiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlarım şimdi olay şu: Bir şeyi paylaşmak istiyorum tutanaklara geçmesi açısından. 481 sayılı bir Karar var, Tank Palet kararı. Şimdi, burada aramızda hukukçu olan arkadaşlar var, hukukçu olmayanlar da sadece onlar da tahmin ediyorum hukukçu olmaya gerek yok çünkü kelimeler çok yalın ve net. Kararı böyle affınıza sığınarak üç dakikanızı alıp kararı tam okuyacağım. "Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait ve Milli Savunma Bakanlığına tahsisli Sakarya ili, Arifiye ilçesi, Hanlıköy Mahallesinde bulunan 1075 ada 5 parsel numaralı 1.804.132 m2 yüzölçümlü taşımaz ile üzerinde bulunan MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin özelleştirmeyle hedeflenen genel amaçlarının karşılanmasının yanı sıra; milli savunma sanayinde ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması ile fabrikanın işletme veriminin artırılması ve yeni iş üretim imkânları oluşturmaya yönelik yatırımların özel sektör tarafından yapılması amacıyla özelleştirme kapsam programına alınmasına -2'nci kere kullanılıyor- üç özelleştirme uygulamasının, işletme hakkının verilmesi yöntemiyle gerçekleştirilmesi ve işletme hakkı süresinin 25 yıl olarak belirlenmesine -4'üncü kere yine "özelleştirme" diyor- özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar fabrikanın MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü tarafından işletilmesine devam edilmesine, fabrikada Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik mal ve hizmet üretiminin devamının sağlanması ile MSB'nin kontrolünde yeni yatırımların yapılması da dâhil olmak üzere, ihale dokümanında ve işletme hakkı sözleşmesinde yer alacak hususların Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve MSB tarafından belirlemesine, -5 kere geçti- özelleştirme uygulamasında -6 oldu- teklif sahiplerinin savunma sanayi işletme deneyimleri, mali yeterlilikleri gibi MSB ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca uygun görülecek sair hususların -7 oldu- ön yeterlilik kriteri olarak belirlenmesine -8 oldu- Özelleştirme işlemlerinin 31.12.2019 tarihine kadar tamamlamasına,

4046 sayılı Özelleştirme Uygulama Hakkında Kanun'un 3'ünce ve geçici 29'uncu maddeleri gereğince karar verilmiştir." diyor; altında Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanının imzası var. 10 kere "özelleştirme" kelimesi geçiyor, tam 10 kere. Biz de haklı olarak bunu söylüyoruz. Muhalefet yetkililerine, bize, hani bazen kızıyorsunuz ya, "Niye bunu dediniz?" diye. Sayın Cumhurbaşkanına bunu sordular, Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki: "Hayır, bu özelleştirme değildir, bu işletme devridir." Hiç yorum yapmıyorum, bunun altında Sayın Cumhurbaşkanının imzası var arkadaşlar. Bu ülkede öyle bir sistem getirdiniz ki tek adam sisteminde

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanun hükmünde, evvelden KHK vardı, biz kanun hükmünde kararnamelerin böyle bir...

BAŞKAN İSMET YILMAZ - Değil, kanun hükmünde değil.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Yani kanun gibi geçerli, siz "değil" diyorsanız mutlu oluruz Sayın Başkan. Sayın Bakan çok mutlu oluruz yani tavsiye ederim çok mutlu oluruz, siz öyle diyorsanız ama yani fazla sessiz demeyin bana göre böyle böyledir diye, çok mutlu oluruz ama şu var: Buna ilişkin bir düzenlemede Sayın Cumhurbaşkanı, kendi altına imza atmış olduğu, içinde 10 kere "özelleştirme" kavramının geçmiş olduğu bir kararnamede, "Hayır bu özelleştirme değil, işletme devri." diyorsa, sizin bugün burada yapacağınız düzenlemede "Hayır biz bunu yapmayacağız." demenize ilişkin daha önce yapmış olduğunuz, bu konuda ki kafamızda soru işaretleri olan uygulamalarınız olduğu için buna inanmıyoruz arkadaşlar. Bu konuda bir problem var.

Bakın Makine ve Kimya, Tank Palet burada. "Bu özelleştirme değil, işletme devri." diyorsunuz. Şimdi diyorsunuz ki: "Şu anda yapmış olduklarımızla beraber biz bunu özelleştirmeyeceğiz." Şimdi, önergeler getiriyorsunuz buna ilişkin. MHP'deki milletvekili arkadaşımızın da kıymetli arkadaşımızın da kaygısı var; ilk konuşmasında dedi ki: "Buna ilişkin bir düzenleme koyalım özelleştirme yasağıyla alakalı, devir yasağıyla alakalı." Dedim ki :"Demek ki böyle bir talep varsa MHP'deki arkadaşımızdan buna ilişkin bir boşluk var kanun hükmünde, bir kaygı var ileriye doğru. Yani burada şeyle alakalı bir kaygı var.

Şimdi, siz ne dediniz genel gerekçede: "Mevcut kurumun yine gelişen teknolojiye ayak uydurması, üretim imkân kabiliyetlerinin artırılması, nitelikli personel." Şeye baktım gerçekten, bu şeyle buradan çıkan sonuç; şunu görüyorum: Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürü veya Sayın Bakan Yardımcısı tabii, bu talimat yukarıdan gelmiştir onları tenzih ediyorum yani durup dururken bu olmamış, daha önce 2 kere olmuş bu iş, hafta sonu da inceledim, buna ilişkin kısmen böyle bir gündeme gelmiş, geri çekilmiş hatta bir milletvekili arkadaşımız dedi ki: "Siz engel oldunuz." Vallahi dedim engel olmuşsak helal olsun bize, yani buna düşünce hâlindeyken bile biz buna engel olmuşsak bizim için çok büyük bir olay buna engel olmuşsak.

Şimdi, Makine ve Kimya, orada da ifade ettik, çok stratejik bir kurum. Karadeniz'de de benim bölgemde de ÇAYKUR aynı, mesela orada da öyle bir kaygı var, özelleştirmeye gidebilir diye, örneğin FİSKOBİRLİK, buralar Türkiye'nin stratejik kurumları. Biz bu kurumları pamuklarla sarıp kimsenin dokunmayacağı böyle el bebek gül bebek yetiştireceğimiz kurumlar diye görüyoruz. 2019 ve 2020 mali bütçesine baktık, gerçekten de -sağ olsun Sayın Genel Müdür bize bilgi verdi- daha önceki tarihlerde bir iki kere zarar olmuş ama onun dışında bu kurumun başarı kriterleri var, müthiş şeyler üretmişler yani Türkiye, bir yandan iç şeyinde terörle mücadele ediyor, dış tarafta ve bununla alakalı da ihracat rakamları var, dışarıya da ihracat yapıyor bunların bir bölümünü ve her şeyi üretiyor.

Bakın, şimdi, bize hijyen seti geldi, hijyen setini verdiniz, sağ olun. Yani bunu çok kısa bir süre içinde -siz bahsettiniz, onu da takdir ediyoruz- çok kısa bir süre içerisinde pandeminin nereden nasıl geleceğini bilmeden Makina Kimya o entegrasyonu sağlamış ve hijyen üretmiş.

Şimdi, bu mali tablo şunu gösteriyor: Burada bir şey var yani bura çok cazip, birileri o oranın çok cazip olduğunu görüyor. Belki ilk aşamada direkt bir özelleştirmeyle karşı karşıya kalmayacağız, evet, bir çekince var, kamuoyu tepkisi var, Kırıkkale'de insanlar var, Kırıkkale'deki insanlar buna ilişkin çok ciddi tepki gösteriyorlar, kamuoyunda Makina Kimyayla alakalı bir direnç oluşuyor, daha önce de Tank-Palet'te bu şekilde oldu ama aradan zaman geçtikten sonra burada yeni bir yasal düzenlemeyle kurumun statüsünün değişeceğine ilişkin kaygılarımız var, bunları tarihe not düşeceğiz arkadaşlar. Ha, siz diyorsunuz ki: "Siz gelirseniz siz yapın." Hayır, bizim öyle bir niyetimiz yok. Biz diyoruz ki: "Bu kurumun hataları olabilir, eksikleri olabilir istihdamda problemleri olabilir." Mesela bu bizim problemimiz değil, Sayın Bakan Yardımcısı dedi ki: "İhracat Daire Başkanlığına 98 kişi alınmış, 2 tanesi yabancı dil biliyor." Bu bizim problemimiz değil, niye almadınız Sayın Genel Müdür? Yani siz yabancı dil bilen alıyordunuz da mı mevzuat mı size engel oldu, gerçekten çok merak ediyorum, mevzuatta mı bir engel vardı? Veya alacağınız kişilerin çocukları yabancı dil bilmiyorlar mıydı, öyle bir problem mi vardı? Yani çok incitmek de istemiyorum ama yani niye 2 kişi aldınız, İhracat Daire Başkanlığına yabancı bilmeyen kişiyi... Demek ki o zaman yönetimde bir problem var. Öyle değil mi yani? Niye 2 tane yabancı dil...

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ücret, ücret...

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Bakın, İhracat Daire Başkanlığı...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ücret ödemiyorsa Ramazan Can'a sor; çift maaş, 5 maaş nasıl...

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - "Ücret" mi dedi? Duyamadım onu, pardon.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ramazan Can bilir bu işleri.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, bakın, bu ülkede -isim de veririm size- basın ataşeliğine Almanya'da yabancı dil bilmeyen adamı aldılar, adama 7 bin euro maaş veriyorlar, 2019'da yönetmelikler değiştirildi Dışişleri Bakanlığında.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynen.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - 100 aday memur aldınız, 70 tanesi yabancı dil bilmiyor. Dışişleri ya, Dışişlerine yabancı dil bilmeyen adam aldınız, biz Makine Kimyaya niye almıyorsunuz diye... Yani gerekçe bu değil, gerekçe bu değil, bunu bırakın yani. Bu, işin muhik sebebi, hani biz hukukçular deriz ya: "Haklı neden" diye, muhik sebep. Bu, işin ne derler jölesi kamuoyuna; bak yabancı dil bilmiyorlar da, biz mecbur bunu anonim şirket yapacağız. Değil. Burada bir pasta var, biz bunu görüyoruz. İleride bu koltuklarda olmayacağız, bura bize şey değil, yani mahkeme kadıya mülk değil, biz de buralardan gideceğiz. Ama bu tutanaklar ileride okunacak, diyecekler ki: "Burada, bak, milletvekilleri tarihe not düştüler, bu çekincelerini ortaya koydular."

Bakın, yüz yıllık bir kurum; 1921 ki aslında altı yüz, yedi yüz yıllık bir kurum ve gurur abidesi bir kurum. Her parti gelmiş, her siyasal gelenekten gelmişler. Size ilk konuşmamda, perşembe günü anlattığımda şunu söyledim: Bize şöyle bakmayın, bakın, Makine Kimya... Biz hepimiz bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletvekilleriyiz ve ortak paydamız, iç politikada genel şeylerde görüş aylıklarımız olabilir ama Makine Kimya öyle böyle, kör topal, bugüne kadar eksiklikleri olabilir, bunları tolere edelim, Genel Müdüre yetki verelim, KİT'lerle alakalı sorunlar olabilir ama bunu biz başka türlü kamuoyuna anlatamayız, kamuoyunda kaygı var, yaptığınız uygulamalardan dolayı kaygı var. Belki bugün buradan çıkartırsınz, oy çoğunluğuyla bu Komisyondan geçer, belki Genel Kuruldan da geçer ama yarın bir gün bununla alakalı...

Bakın, şey de olmayabilir, 11 fabrika var, Sayın Bakan Yardımcısı, 11 fabrika, 2 işletme var; şey de olabilir kısmı anonim şirkete dönüştürme de olabilir yani burada bununla alakalı da engel yok, ileriki maddelerde bunu anlatacağım, yani 11 fabrikayı özelleştiriyorsunuz falan diye bir şey de yok. Dersiniz ki: "11 fabrikanın içerisinde ben Kırıkkale Silah Fabrikasını veya şuradaki mühimmat fabrikasının özelleştireceğim." Burası şey yapmıyor ve şu da var: AŞ olduğu zaman, Türk Ticaret Kanunu hükümlerini inceledim, basiretli bir tüccar -Sayın Başkan, Sayın Bakan bunu demişti, bir arkadaşımız yanlış anladı- kendi anonim şirketi eğer zarar ediyorsa anonim şirketin ki siz öyle diyorsunuz: "Devleti anonim şirket gibi yönetmek istiyoruz." Kâr-zarar marjıyla bakıyor, kâr ediyorsanız Allah yolunuzu açık etsin ama zarar eden bir anonim şirketi kimse tutmaz, tutuyorsa basiretli tüccar değildir veya onun akli melekelerinde bir problem vardır. Eğer zarar ettirilirse ki Türkiye'deki genel uygulamalar özelleştirmeyle alakalı şudur: Önce zarar ettiriliyor arkadaşlar, içleri boşaltılıyor, önce zarar ettiriyor yani önce alınıyor, müthiş bir bilançosu var, bir bakıyorsunuz ki altı ay, sekiz ay sonra içi boşaltılıyor, zarar ettiriliyor. Türkiye'de bununla alakalı örnekler de var. Yani oralara girersek şimdi onları da anlatırım ama girmeyelim onlara. Diyoruz ki: Bunu burada yaşamayalım. Niye? Bura stratejik bir kurum, bura savunma sanayimizin gururu. Yani Tank Palet elimizden gittikten sonra... Makine ve Kimya gibi yani bu şekilde ayrıntılı ürün üreten, Türkiye'deki her şeyde, savunma sanayisinde, özellikle kamunun en büyük alıcı olduğu başka bir kurum yok; belki de bu kâr marjı bundan dolayıdır, kamu en büyük alıcı olduğu içindir. O nedenle biz diyoruz ki: "Anonim şirketle, ha, elinizdeki prangalardan kurtulacaksınız." yani öyle diyorsunuz. Elinizdeki prangalardan kurtulmanın temel nedeni, bana göre buradaki temel, bir, nedir, uluslararası piyasaya açılmayla alakalı belki önümüze bir temel argüman koyuyorsunuz ama esas temel neden içindeki hantal yapıyla alakalı, sizce yani. Siz diyorsunuz ki: "Bu hantal yapı uluslararası rekabeti ve ihracatla alakalı bütün dünyanın kabul ettiği normları taşıyamıyor." Ha, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.

O nedenle -sözlerimi fazla uzattığımın farkındayım Sayın Başkan, sizin de sabrınıza teşekkür ediyorum- bu hususları bir kere daha şerh olarak, milletvekili arkadaşlarımızın bir kere daha değerlendirmesi açısından kayda geçirmekte yarar görüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.