KOMİSYON KONUŞMASI

REFİK ÖZEN (Bursa) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; ben de tüm hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa teklifimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Göreve geldiğimiz günden bu yana Millî Savunma Komisyonunda Başkan Vekili olarak görevimizi sürdürüyoruz ve bu çalışma dönemi içerisinde gerçekten, Komisyon üyesi arkadaşlarımızla, yapıcı eleştirileri de alarak bu Komisyonun ruhuna uygun hareket etmeye gayret ettik ve bu anlamda da katkı koyan bütün arkadaşlara ben yürekten teşekkür ediyorum. Birçok yasaya birlikte imza attık ama bu yasa teklifiyle alakalı görüşmelerde -tamamını kastetmiyorum- Komisyonumuzun ruhuyla, bugüne kadar geldiğimiz noktayla örtüşmeyen, biraz daha günlük siyasi dil kullanarak işi biraz şova döken arkadaşlarımızın söylemlerini de üzüntüyle karşıladığımı ifade etmek istiyorum. Yapıcı eleştirileriyle, hassasiyetleriyle, o anlamdaki söylemlerini, eleştirilerini, uygun bir dille, gerçekten, Komisyonumuzun ruhuna uygun bir şekilde dile getiren arkadaşlara da ben teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, savunma sanayisinde özellikle AK PARTİ döneminde elde ettiğimiz kazanımları burada tekraren ifade etmek istemiyorum, oldukça zaman alır. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonla birlikte, özellikle -Savunma Sanayii Başkan Yardımcımız da aramızda- oradaki vakıf şirketlerimizin, özel şirketlerimizin ve MKE'mizin bu konudaki yapmış olduğu çalışmalar gerçekten dünya tarafından takdir ediliyor ve biz bunun çok daha ileri düzeyde, hem güvenliğimiz noktasında hem ihracatımız noktasında katkı koymasıyla ilgili MKE'mizin de bu konuda elde ettiği, az önce Uğur Bey'in ifade ettiği gibi, son iki yıldaki kâr rakamlarıyla elde ettiği başarıyı daha da ilerletme noktasında böyle bir çalışma içerisine girdi arkadaşlarımız, biz de grup olarak destekliyoruz.

Burada özellikle iki noktada arkadaşlarımızın hassasiyetleri var; özelleştirme ve çalışan arkadaşlarımızın durumu. O noktada, zaten 1984 yılından beri özelleştirme kapsamı içerisinde yer alan bir kurumdan bahsediyoruz ve biz yirmi yıllık iktidarımızda, özelleştirme kapsamı içerisinde yer alan bir şirketle ilgili böyle bir adım atmamışız. Buradaki hassasiyeti en fazla taşıyan gruptur AK PARTİ Grubu. Dolayısıyla, muhalefet milletvekillerimizin bunu ısrarla dile getirmesini üzüntüyle karşılıyorum, kaldı ki bu çalışmayla aslında özelleştirmenin hukuken de önünü kapatıyoruz; her ne kadar, hukukçu vekil arkadaşlarımız bunun her zaman mümkün olduğunu ifade etseler de bu ihtimal, zaten şu anda da mümkün olan bir ihtimal ama biz bu ihtimali daha da zorlaştırıyoruz aslında bu çalışmayla.

Çalışanlarımızın durumlarıyla alakalı, geleceğe matuf hassasiyetleri birlikte taşıdığımızı ve bununla ilgili yapmamız gerekenleri Sayın Bakan Yardımcımız, Genel Müdürümüz zaten ısrarla ifade ettiler. MHP Kırıkkale Milletvekilimizin özelleştirme noktasındaki teklifi de aslında var olan bir durumu daha da anlaşılır ve önüne geçme anlamında, sizin hassasiyetlerinizi de giderme anlamında konulan bir tekliftir. O anlamda, burada Komisyonumuzun ruhuna uygun bir şekilde bu çalışmalarımızı tamamlamayı arzu ettiğimi ifade etmek istiyorum.

Konumuzla alakası olmayan bazı özelleştirmelerin burada gündeme getirilmesini çok doğru bulmuyorum, oraların ayrı tartışma konuları olduğunu düşünüyorum. Özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde, cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuyla savunma sanayisinde atılan adımları hepimiz biliyoruz; Kayseri'de kurulan uçak fabrikası, özel sektörde yapılan yatırımlar, Nuri Killigil, Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş gibi, gerçekten müthiş adımlar atılmış ama geçmişe dair bazı örnekler vermemiz gerekirse, 1940'larda Kayseri'de kapatılan uçak fabrikamız var. Orada savunma sanayisinde gelişimini sağlayan özel sektörün önünü kesen uygulamalarla işletmelerini kapatmak zorunda kalan -Nuri Killigil, Nuri Demirağ gibi- firmaların durumlarını da belki değerlendirmemiz gerekecektir. Dolayısıyla, burada niyet okuyarak hareket edersek doğru bir yere varmamızın mümkün olmadığını düşünüyorum. Uğur Bey "Özelleştirilmek istenen firmalar önce zarar ettirilir, sonra da özelleştirilir." diye bir ifadede bulundu. MKE'yle alakalı burada, tahmin ediyorum, özelleştirme niyetimizin olmadığını kendisi vurgulamış oldu çünkü son iki yıldır gerçekten büyük kârlar etmiş bir MKE'miz var ve bizim arzumuz da bu MKE potansiyelini daha ileriye taşımak, daha fazla geliştirmek. Tabii, biz MKE'ye de sadece kâr gözüyle, kâr eden bir firma gözüyle de bakmıyoruz, zarar etse de biz zaten bu yapısını muhafaza etmişiz yirmi yıldan beri çünkü ülke güvenliğimiz açısından stratejik bir kurum. Bundan sonraki süreçte de zarar etse biz MKE'ye bugüne kadar sahip çıktığımız gibi sahip çıkacağız. Ama arzu ediyoruz ki teknolojik anlamda yatırımlarımızı artıralım. Elbette kârlılığını da bu son iki yılda gösterdiği somut örneklerle daha ileri seviyelere çıkaralım ve çıkaracağımıza da inanıyorum.

Ben bu duygu ve düşüncelerle, inşallah, bu yasa teklifimizle Komisyonumuzdan ve Genel Kurulumuzdan geçerek Makine ve Kimya Endüstrimizin hak ettiği yerde olacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum.

Tüm hazırunu saygıyla selamlıyorum.