BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok teşekkür ederiz. Yani hakikaten çok şümullü, kapsamlı bir sunum yaptınız.

Teşekkür ediyoruz.

Esasen sizin Komisyonumuza değer verip bizzat sunum yapmanızdan dolayı da ayrıca teşekkür ediyoruz.

Tabii, sorular var Bakanım, bilemiyorum, vaktiniz müsait mi?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MURAT KURUM - Buyurun Başkanım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Gerçi Bakan Yardımcınız ile Genel Müdürleriniz burada, onlara da sorabiliriz.

Basınımıza da çok teşekkür ederim.

Şimdi özellikle Sayın Bakanım, ben bir hususu belirtmek istiyorum. Bu müsilaj meselesinde ben Bakanken bir çalışma yapmıştık, Karadeniz'den yani Karadeniz'e akan derelerden gelen toplam azot ve fosfor miktarını hesap etmiştik. Burada şunu ifade edeyim: Sayın Bakanım, 22 Kasım 2017 tarihinde, bu değer takribi olarak Karadeniz'den gelen toplam azot miktarının yüzde 42'sini teşkil ediyor. Yani bu da çok önemli buna da dikkatinizi çekmek istedim.

Sayın Bakanım, fosfor olarak da yüzde 37 yani bu gerçekten çok büyük miktar; esasen daha önce çok daha fazlaydı. Yani kirliliğin yüzde 60-70'i Tuna Nehri vasıtasıyla, diğer nehirler vasıtasıyla Karadeniz'den boğazın üst akıntısıyla Marmara'ya intikal ediliyordu ama biliyorsunuz, Karadeniz'in kirlenmesinin önlenmesiyle alakalı bir çalışma grubu var. O ülkelerle yaptığımız temaslarla bir miktar arıtma tesislerini kurdular ama daha yeterli değil. Bu konuda, Marmara'yı temizlemek için aynı zamanda Orta Avrupa ve diğer gerek Tuna, Dinyester, Dinyeper'e atıklarını veren ülkelerle de görüşmek gerekir diye dikkatlerinize sunmak istedim Sayın Bakanım.

Bir de şunu belirteyim: Susurluk Nehri'nden gelen kirlilik de toplam azot olarak yüzde 50'sini teşkil ediyor, ona dikkat etmenizi ben özetle istiyorum. Toplam fosfor olarak da Susurluk'tan yüzde 40'ı yani Susurluk'a atık sularını veren Susurluk Nehri de Marmara'ya aktığı için bunlara dikkat etmenizi özellikle arzu ediyoruz.

Bir de arkadaşların mutlaka bazı tavsiyeleri oldu efendim. Misal olarak, yani bütün her yerde daha az beton kullanılmasını teklif etmişlerdi Komisyondaki değerli üyelerimiz. Yani millet bahçelerinde de mümkünse çok minimum seviyede beton kullanılması, okul bahçeleri, hastane yollarında, inşaatlarda vesaire; en azından suyun sızacağı toprak alanların da olmasının, tamamen betonla kaplanmasının uygun olmadığı, bir de binalardaki ısı tecritine çok daha büyük önem verilmesini daha önceki toplantılarda arkadaşlarımız söylemişti ama ben sözü müsaade ederseniz onlara bırakayım.

İlk sözü isteyen Manisa Milletvekilimiz Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu Beyefendi.