ESİN KARA (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de değerli misafirlerimize sunumlarından dolayı teşekkür ediyorum. Benim sorum, öncelikle, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna olacak.

İnternet artık hayatımızın bir parçası hâlinde ve vazgeçilmezimiz. Biz, tabii, kadından bahsederken aynı zamanda gelecek nesillerimiz olan çocuklarımızı da korumak durumundayız. Çocuklarımızın elinden interneti kısıtlama gibi durumumuz yok, bütün anne ve babaların, ebeveynlerin en büyük şikâyetleri de bu noktada olmaktadır. Eğitimciler de bu konuda ikiye bölünmektedir, yani bizlere bilgi verirken...Çocuktan tamamen cep telefonu, tableti alamıyorsunuz, mecburen bir şekilde iletişim içerisinde ki işte, pandemi döneminde çocuklarımız internet aracılığıyla eğitimlerine devam ettiler; yani bir şekilde, iyi bir şekilde de kullanmak durumundayız.

Şimdi, çocuklarımız çevrim içi oyunlar oynamaktalar ve dönemine göre işte yeri geldi "Mavi Balina" oldu intihara sürükledi çocuklarımızı, yeri geldi işte belirli bir yaş grubunda "Roblox" oldu vesaire oldu ve bu oyunlar çevrim içi. Yani dünyanın her yerinde herkes oynayabiliyor ve çocuklarımız tamamen "subliminal" mesajlara açık bir durumda. Bazen çocuklarımız oyun oynarken onlar aynı zamanda mesajlaşabilmekte ya da konuşma şeklinde iletişim hâlinde olabilmekte, kendilerinden yaşça çok daha büyük insanlardan argodan tutun çok daha farklı şeyler öğrenebilmekte. Özellikle, bu oyunlara reklamlar düşmekte yani çocuklarımız bir anda oyun oynarken reklamlar gelmekte bu reklamların içerisinde LGBT+'dan tutun cinsel içerikli ögelere varıncaya kadar ya da makyaj yapan erkeklere varıncaya kadar çok farklı şeyler çocuklarımıza görsel olarak ya da işitsel olarak verilebilmekte. Bununla ilgili olarak sizlerin bir çalışması var mıdır? Ne yapmamız lazım? Anne, babaları, ebeveynlere bu konuda siz nasıl bir destek vereceksiniz? Hani, "Sadece şu siteden güvenli oyun oyna çocuğum." dediğiniz zaman bir müddet sonra çocuk kendisi zaten o alanın dışına çıkacaktır; siz engelleseniz de engellemeseniz de onlarla karşı karşıya gelecektir.

Bir de çocuklarımız oyun oynarken artık çok farklı oldu. Biz eskiden ailelerimizden para alırdık da bakkala giderdik, kendimiz bir şeyler alırdık, artık sanal paralar devrede. Yani bu kripto paraların haricinde oyunlarda geçerli olan paralar var ve bunlar kredi kartımız sayesinde oyun içerisinde alınmakta, işte, oynamış oldukları o kimse karakterleri, ona çanta almaktalar, kıyafet almaktalar. Bu para puanlar oyunla da sağlanırken bir yandan da ebeveynlerin kredi kartlarına da dokunmaktadır. Bir anda, baktığınız zaman siber suçlara da girmekte; çocukların sanal hırsızlıkla kimlikleri çalınabiliyor, oyundaki kimlikleri çalınıyor ve büyük bir yıkıma uğruyorlar. Bana bu konuda ebeveynler de ulaştılar. Aslında, şu var, bir çocuğun elinden bisikletini alıp gitmekten bir farkı yok bunun. Yani sanal bir hırsızlık ama siber âlem, yani bu sanal âlemle ilgili olarak ulaştığınız zaman siber suçlarda belirli bir yere kadar müdahale edebilmekteler; yabanca menşeli oyunlarda mesela, bunlar geri alınamamakta ve çocuklarımız dolandırılmaktalar. Bununla ilgili ne yapabileceğiz?

Yine, özellikle de tüm vekil arkadaşlarımızın da büyük bir sıkıntı yaşadığı durum: Bizler, siyasi görüşlerimize göre bazen çalışmalarımızı yapıyoruz ve Twitter, Facebook, İnstagram sosyal medya hesaplarını sıkça kullanıyoruz. Öyle oluyor ki, yeri geliyor ki o hesaplarımızdan şahsımıza, şahsımızı geçiyoruz anne ve babamıza varıncaya kadar ağır hakaretler görüyoruz. Özellikle FETÖ'nün yönlendirdiği belli bir kesim oluyor. Ben, mesela, şahsıma gelen veya anne babama gelen hakaretlerle ilgili avukatıma dedim ki: "Dava açın, kazandığımız her tazminat şehit ailelerine bağışlanacaktır." şeklinde talimat verdim ama biz bu kişilerin kimliklerine ulaşamıyoruz, maalesef ki ulaşamıyoruz. Yani şu var, siyasetin içerisindeki bir anne olarak, bir kadın olarak söylüyorum hiç fark etmez bir erkek olarak da... -Hiç kimsenin sizin şahsınıza küfretmesi gibi, anne ve babanıza saygısızlık yapması gibi hakkının olmaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de bizler için de koruma gibi bir şey yapılabilecek mi? Bunu merak ediyorum.

Yine, çocuklarımız üzerinde TikTok'tur, vesairedir çok farklı ortamlar var ve zararlı görüyoruz. Bunlarla ilgili bir önleminiz olacak mı? Ben özellikle YouTube'da "fenomen" adı altında çocuklarımızı tamamen maddi olarak istismar eden bazı kimselerden şikâyetçiyim çünkü 25-30 yaşına kadar gelmiş, hiçbir baltaya sap olamamış ama eline almış bir çocuk oyununu, 7-8 kişi bir araya gelmiş oyun oynayıp o karakterleri seslendirerek binlerce, milyonlarca çocuğumuzun tıklaması sayesinde para kazanan ve iyi para kazanan kişiler var. Bu kişiler bu söylemleri arasında -benim de dikkatimi çekiyor- küfür de kullanıyor, argo da kullanıyor ve bizim çocuğumuzu etkilemede onlar emin olun anne-babadan daha öteye çıkıyor. Bunlarla ilgili de bir önlem almamız gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak da sorum, Sayın Fatih Kara'ya olacak.

Söyleminizde benim de katıldığım bir nokta var. Aile içerisinde hem işitsel hem fiziksel şiddete tanık olan çocuklar da aslında şiddetin en büyüğüne maruz kalıyorlar ve bu çocuklarımızın psikolojisi açısından çok büyük sıkıntılar yaşadığını ve gelecekte de bunun öğrenilen bir davranış olduğunu düşünürsek belki uygulayıcıları olacaklar belki de içine kapanıp tamamen sessiz kalacaklar. Sizin bu konuda bir çalışmanız var mı? Şiddete uğrayan kadınların çocukları için ne yapıyorsunuz diyorum?

Tekrar hepinize teşekkür ediyorum.

İŞKUR'un ve KOSGEB'in desteklerinden dolayı da gurur duyuyorum çünkü ben de bir mali müşavirim, benim de kadın mükelleflerim var. Destekleriniz bizler için çok önemli, kadınlara da pozitif ayrımcılık yaptığınızdan dolayı teşekkür ediyorum, sağ olun.