KOMİSYON KONUŞMASI

SERAP YAŞAR (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Saygıdeğer Komisyon üyelerimiz, Belediye Başkanımız, Bakan Yardımcımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Sayın Başkanımız Mustafa Yel zaten motivasyonumuzu, süreçleri anlattı. Dolayısıyla ben de tekrara düşmek istemiyorum. Size tarihsel bir perspektiften -böyle bir yasada tarihsel bir ana da tanıklık ediyoruz- nasıl bu noktaya geldiğimizi, neler yapmak istediğimizi anlatmak istiyorum.

Öncelikle, hayvanseverler ve vatandaşlarımızca uzun zamandır beklenen ve yoğun bir şekilde üzerinde çalışılarak bugün görüşeceğimiz hâlini alan Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Öngören Yasa Teklifi'nin Komisyon aşamasına gelmesinden dolayı duyduğum memnuniyeti dile getirmek isterim.

Bundan iki buçuk sene önce Sayın Binali Yıldırım'ın önerisi ve Mecliste grubu olan tüm partilerin onayıyla, 20 Şubat 2019'da, hayvanların karşılaştıkları zorlukların tespit edilmesi ve korunmaları için geliştirilebilecek çözüm önerilerinin tartışılması amacıyla hayvanların haklarının korunması ile hayvanlara eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesine yönelik bir Meclis araştırması komisyonu kurmuştuk. Bu Komisyonda hayvanseverlerimiz, vatandaşlarımız, ilgili tüm STK'ler, Meclisteki tüm parti grupları, basın mensupları, meslek odaları, akademisyenler ve uzmanların katılım ve katkılarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantılarla ve yerinde incelemelerle çok verimli çalışmalar gerçekleştirdik ve sonuç olarak son derece kapsamlı bir rapor çıkardık. Ben bu hassas konuda samimiyet, özveri ve adanmışlıkla çalışan Komisyon Başkanımız ve Tekirdağ Milletvekilimiz Sayın Mustafa Yel'e, tüm Komisyon üyelerimize, soru, görüş ve önerileriyle konuya katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.

Bugün bu Komisyonda görüştüğümüz yasa teklifini, hazırlanış aşamaları ve bu hassas meseleyi ele alış biçimi bakımından tarihî bir adım olarak görüyorum. Zira, hem insan hem hayvan refahı, sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına ilişkin hazırladığımız araştırma raporuyla belirlenen, tedbir ve tavsiyeleri içeren, hem hayvanseverlerimizi mutlu edecek hem de vatandaşımızın güvenliğini ve sağlığını koruyacak son derece kapsamlı bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bu Komisyonda ve Genel Kurul'da yapılacak olan tüm konuşma, tartışma ve katkıların çok değerli olduğunu düşünüyorum ve Komisyonda tartışılarak son şeklini aldıktan sonra Genel Kurulda görüşülerek inşallah, en kısa zamanda kanunlaşmasını da ümit ediyorum.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki: Çevre ve canlıların korunması kültürel kimliğin de bir göstergesidir. Bizler sadece insanların değil, hayvanların da hakkına riayet edilmesini, onlara şefkat ve merhamet gösterilmesini emreden bir dinin ve medeniyetin de mensuplarıyız.

Tarihimizde son derece önem verilen vakıfların hizmetlerinden biri de hayvanlara yapılan hizmetlerdi. Bunu 1660'lı yıllarda Osmanlı'da görev yapan bir İngiliz elçilik görevlisi şöyle ifade ediyor: "Fakir insanlar için kurulan aşevlerinde insanlardan başka, kedi ve köpek gibi hayvanların da doyurulduğu gibi, kedi, köpek gibi hayvanlar için özel vakıflar da kurmak âdetti. Bazı şehirlerde kediler için yapılmış binalar vardı. Gıdaları için vakıflar kurulmuş, kedilere hizmet için vekilharçlar ve uşaklar tahsis edilmiştir.'' Ayrıca, Fransız şair Lamartine de "Doğu'ya Seyahat" adlı eserinde, Osmanlı'daki hayvan sevgisini şöyle anlatıyor: "Müslümanlar canlı ve cansız mahlukatın hepsiyle iyi geçinirler. Ağaçlara, kuşlara, köpeklere, velhasıl Allah'ın yarattığı her şeye hürmet ederler. Bizim memlekette de boş bırakılan veya azarlanan bu zavallı hayvanların hepsine şefkat ve merhamet teşmil ederler. Bütün sokaklarda mahalle köpekleri için belli aralıklarla su kovaları sıralanır. Bazı Türkler de ömürleri boyunca besledikleri kumrular için öldükten sonra onların hayatlarının devam etmesi için vakıflar tesis edip kendilerinden sonra da yem verilmesini sağlarlar."

Görüyoruz ki daha Avrupa'da hayvan haklarının esamesi okunmadığı dönemlerde, geçmişimiz ve Osmanlı vakıf tarihimiz ecdadımızın hayvanlara gösterdiği hizmet ve merhametin iyi örnekleriyle doludur. Kuşların yavrularını beslemeleri, soğuk ve tehlikelere karşı mimari yapının güneş alan tarafına ve rüzgârın esmediği cepheye yapılan kuşevleri, 1538 yılında Adana'da kurulan, hayvanlara mera açan Halil Bey Vakfı, 1614'te kurulan kuşlar ve yabani hayvanları besleyen Sultan Birinci Ahmet Vakfı, 1778'de Rumeli Hisarı çevresinde kurulan Sokak Hayvanlarına Ekmek Veren Hacı Mustafaoğlu Vakfı, 1822'de İstanbul'da Anadolu Hisarı civarında serbest gezen köpekleri beslemek için kurulan vakıflar, 19'uncu yüzyılda, kuşların göç yolundaki Bursa'ya kurulan, göç esnasında yaralanan tüm kuşları tedavi eden ve dünyanın ilk hayvan hastanesi olan Gurabahane-i Laklakan yani Düşkün Leyleklerevi bu örneklerden sadece birkaçıdır.

Vakıf belgeleri haricinde, kanunname ve şeriye sicillerine baktığımızda hayvanlarla ve hayvan haklarıyla ilgili ciddi ve önemli düzenlemeler yapıldığını görürüz. Hayvanlara eziyet edilmemesi, fazla yük yüklenmemesi ve günlük çalışma saatleri bu düzenlemelerde yer alan hususlardandı. Bugün de tüm düzenleme ve çalışmalarımız, geleneklerinde hayvan sevgisi olan, tarihinde hayvanların korunması için vakıflar, kuşevleri, hastaneler, barınaklar yapmış, bu konuda mazisi iyi örneklerle dolu milletimizin hayvan sevgisinin ve merhametinin tezahürüdür.

Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde yerel yönetimlerde sokak hayvanları için çalışma başlatılmış, İstanbul'da hayvan barınakları bu dönemde ilk defa yapılmıştı. 2004 yılında hayvanların korunması ve onlara yönelik şiddetin önlenmesi bakımından önemli bir mesafe kaydederek bu konuda müstakil bir kanun olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu"nu biz çıkardık. Bu, AK PARTİ'nin ilk icraatlarından biriydi.

Şimdi ise yine Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, geçen on yedi yıllık süre içinde ortaya çıkan yeni durumlar karşısında, bu kanunu güncel koşullara uyarlayacak değişiklikleri öngören yasa teklifini görüşüyoruz. Bu teklifle bugüne kadar uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi ve bir can olarak kabul ettiğimiz hayvanların daha etkin korunmalarını amaçlıyoruz. Hayvanlara yönelik öldürme, işkence, eziyet, kötü muamelenin toplum vicdanında açtığı yaraya merhem olacak daha güçlü tedbirler getiriyoruz ve gerçekçi bir bakış açısıyla, sürdürülebilir, sağlıklı bir çevre esası doğrultusunda, tüm canlıların refahının, sağlığının ve güvenliğinin korunmasını güvence altına alıyoruz. Ben de böyle bir yasa teklifinin ilk imzacıları arasında bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Komisyon çalışmalarımızın ve bu kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm Komisyon üyelerimize iyi çalışmalar diliyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.