KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Değerli arkadaşlar, tüketici derneklerini ve vakfı dinledik. Bu Komisyonda tüketici haklarıyla ilgili hep beraber çok önemli bir çalışma yaptık, tüketici haklarında önemli, bankacılık sektöründeki bir iki küçük adım dışında, çok önemli bir yasa düzenledik. Artık ekonomide de, siyasal ve sosyal anlamda da tüketici baş tacı olsun diye bu yasada çok önemli bir girişimimiz vardı.

Şimdi, burada ne yapıyoruz? Tüketici haklarından çok ciddi geri gidiş yapıyoruz. Konuşmamda söylediğim gibi, bir kere de hukuk ihlali yapıyoruz. Barodan gelen değerli temsilcimizin söylediği gibi, hukuk ihlali, Yargıtayın dayandırdığı Anayasa'nın, 2'nci ve 5'inci maddelerine aykırı bir şekilde yeni bir kanun çıkarmaya gayret ediyoruz.

Bunu yaparken, bu Bakanlığın ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun ne kadar tüketiciye haksızlık yaptığını ve ne kadar tüketiciyi düşünmeyip, dağıtımı düşündüğünün bir örneğini vereceğim size.

Elimde bir rapor var, onu okuyayım. Herkesin dikkatle dinlemesini istiyorum. Diyor ki: "Türkiye'nin geneli aylık abone elektrik tüketimi 500 kilovatsaat iken, Dicle Elektrik'te bunun 2,5 katı 1.266 kilovatsaat seviyesindedir." "Yüzde 75 mertebesinde kayıp, kaçakla elindeki bütün olanaklarla mücadele eden..." diye kendisini tanımladıktan sonra, bazı rakamlar veriyor: "Elektriği kesme ve kaçak elektrik kullanımı denetleme işlemleri bölgede büyük sosyal infiallere yol açmaktadır. Kaçak elektrik kullanımında israfın her gün artması neticesinde, bölgede bir iki yıl öncesine kadar 30-40 metre derinden yer altı suyu çıkarılırken, geçtiğimiz yaz 600-700 metre derine inildi. Bu durum bölgede ekolojik felakete yol açmaktadır." diyerek devam ediyor, diyor ki: "İsrafın boyutu yaklaşık 8 milyar kilovatsaat seviyesindedir ve parasal karşılığı da yaklaşık 2,8 milyar Türk lirasıdır. Bölgede yaşanan kaçak elektrik kullanımı..."

Osman, dinlemeni rica ediyorum.

OSMAN BOYRAZ (İstanbul) - Dinliyorum.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - "...Keban ve Karakaya barajlarının yıllık ürettiği elektrik miktarının üzerindedir. Bedelsiz enerji tüketim hakkı, elektrik enerjisinin tüketildiği her alanda büyük israflara yol açmaktadır. Elektrik enerjisinin bedelsiz karşılanması nedeniyle, elektrik tüketimi yüzde 215 artmakta, yaz aylarında 5-10 trafo aşırı yüklenme sebebiyle patlamakta ve yaklaşık bu anlamıyla 130 milyon civarında sadece trafolardan dolayı yıllık bir bedel ödenmektedir."

Bazı başka rakamlar veriyorlar: "O bölgedeki toplam 1,5 milyon elektrik abonesinin 377 bin adedi aylık hiç tahsilat yapmıyor, hiç ödemiyor. Toplam 1,5 milyon elektrik abonesi yaklaşık 1 milyon adeti de 45 liranın altında ödeme yapıyor. Toplam 331 bin köy abonesinin 140 bin adedinden aylık hiç tahsilat yapılamıyor, bu yüzde 42'sine geliyor. Toplam 331 bin köy abonesinin yaklaşık 299 bin adedinden 45 liranın altında tahsilat yapılıyor ve böylece diyor ki "Yüzde 75'in üzerinde kayıp kaçağımız var."

Bakın arkadaşlar, tüketicinin kazandığı davada tüketicinin kazandığını elinden almak için, yeni bir kanun çıkarmak için bu Komisyona getiren Hükûmet -az önce Alim Bey okudu- 17'nci maddede bu şirketi kurtarmak için bir madde koyuyor. "1/1/2016 tarihine kadar teknik ve teknik olmayan kayıpların oranı ülke ortalamasının üzerinde..." Çünkü bu noktada Dicle Elektriğe 2015 hedefi yüzde 49 verilmişti, bunlar şimdi yüzde 75'in üzerinde, yüzde 80'deler. Bir geçici madde konuyor: "1/1/2016 tarihine kadar teknik ve teknik olmayan kayıpların oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde..." Neresi? Bu bölge. "...ve diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapılmasına." Yani biz bu bölgedeki dağıtım şirketine farklı düzenleme yapacağız, hedef, kayıp kaçak oranlarının bir önceki yılın gerçekleşmelerini dikkate alarak yapacağız ve son uygulama dönemleri dâhil olmak üzere yeniden belirlenmesine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu olarak karar vereceğiz. Biz o dağıtım şirketini kurtaracağız, 36 milyon elektrik abonesini ve 80 milyonun anayasal hakkını elinden alacağız. Torba kanundaki madde budur. Bu iktidar ondan sonra da çıkıp diyor ki: "Biz halkı düşünüyoruz, biz şunu düşünüyoruz, bunu düşünüyoruz." Yok, siz belirli lobilerin ve güçlerin çıkarlarını düşünüyorsunuz, çok net ve açıktır. Bunun açık ifadesini size burada rakamlarıyla net bir şekilde veriyorum.

Şimdi, arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun. Az önce de söyledim. Yıllardır mücadele etmiş tüketicilerin kazandığı hakkını, hukuku dolanarak bir yasal düzenlemeyle elinden alan, bir yasal düzenlemeyi burada getiren insanlar vicdanlarında bunun hesabını nasıl verecekler ve vatandaşa nasıl gidecekler? Onun için, bu kanunun hiçbir şekilde çıkmaması lazım. Bu şekilde çıktığında bunun izahı olamaz.

Şimdi, dedim baştan. Arkadaşlar dediler ki: "Özelleştirmede paraları aldınız, yatırım yapmıyorsunuz devlet olarak." Ben şunu açıkça söylüyorum: Kayıp kaçakla doğru düzgün mücadele edin, hak edin. Ayrıca sosyal devlet olarak elektrik kullanma hakkında belirli miktarın altındaki insanlardan elektrik parasını bile almazsınız, almamanız lazım, sosyal devlet budur. Az önce tüketici derneklerinin söylediği olay odur. Hani, aldığı maaşla ödediği elektrik faturasını dünyayla karşılaştırdığımız zaman elektrik fukarası, fakiri çıkar noktasındaki olay budur. Bunu yapabiliriz. Bu ülkede ihtiyacı olan, muhtaç olan insanlara suyu, elektriği yani insani yaşama koşullarını, kömürünü, gıdasını, aylık maaşını vermeliyiz, sosyal devlet olarak bunu yapmalıyız. Ama bunu yaparken bunun yasal olarak altyapısını oluşturup düzenlemesiyle yapmalıyız ve kayıp kaçak değil, teknik olan kayıp kaçaklar dışındaki her şeyi vatandaştan almalıyız. Haksız, hukuksuz bir kullanım hakkı olamaz. Bugün haksız, hukuksuz kullanım hakkı vardır.

Bir noktayı da söyleyip tamamlayayım: Ben polemiğe girmek istemiyorum ama Türkiye Cumhuriyeti tüm bunları bu ülke insanının emeğiyle yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti 2002'ye kadar toplam 95 milyar iç borç yapmış. 2003 ile 2014 arasında siz 97 milyar iç borç yapmışsınız. Bakın, 1923-2002 arası 95 milyar iç borç yapmış bütün Türkiye'yi kurarken. O Keban'ı, barajları, elektrik santrallerini, dağıtım ağını, her şeyi yaparken... Dış borç olarak da 1923 ile 2002 arasında 129,6 milyar dış borç yapmışlar, siz 2002 ile 2014 arasında 267,2 milyar dış borç yapmışsınız, 60 milyar da özelleştirme yapmışsınız. Borçlandığınız paralar burada, diğer kullandığınız bütçeler burada. Bu memleket yıllarca dişiyle tırnağıyla elektriğe yatırım yapmış, barajlar yapmış, dağıtım ağları yapmış. Gelmişsiniz, bunu özelleştirmişsiniz, vermişsiniz dağıtıma. Daha kaliteli bir dağıtım olacak, daha iyi noktaya gelecek, tüketici daha ucuz elektrik kullanacak diye allayıp pullayıp ihale yapmışsınız. Ondan sonra da gelmişsiniz, bugün kayıp kaçak oranlarını denetleyemediğiniz, ciddi bir şekilde devlet olmanın gereği hiçbir yatırımı denetlemediğiniz bir noktada tüketicinin sırtına 33 milyar lira kayıp kaçak bedelini yüklemişsiniz. Şimdi bunlar hukuki yoldan bunu elde etmişler. "Hayır, alamazsınız." diye hülle yapıp kanun çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bu kanunu bu Parlamentodan çıkarırsınız ama milletin vicdanından çıkaramazsınız. Bunu iddia ediyorum: Bu yasa Anayasa'ya aykırıdır. Hukuktan da, adaletten de gerekli yanıtı alacaktır. Bu çerçeve içerisinde sizi, bu Komisyonun değerli üyelerini bir kez daha düşünmeye davet ediyorum, vicdana davet ediyorum, tüketiciyi ve vatandaşı korumaya davet ediyorum.

Teşekkür ederim.