| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Orman Grubu Temsilcisi Hayrettin Yıldırım'ın, Komisyon raporu için hazırladıkları korunan alanlarla ilgili, doğa korumayla ilgili tespitleri ve teklifleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .07.2021 |
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Evet, Hayrettin Bey'e teşekkür ederiz sunumunuz için. Tespitlerinize aynen katılıyorum, teşekkür ederim.
Tabii, bu konu önemli bir konu ülkemizin korunan alanları bakımından ama şunu söyleyebiliriz ki maalesef yeterli değil korunan alanlarımız yani dünyada en çok korunan alan olması gereken ülkelerin başında geliyoruz, coğrafi olarak zaten korunan alanının artırılması gereken, o kadar özellik arz eden alanlarımız var ki maalesef yeterli değil. Bu 2 kuruluşun ayrı olması da engelliyor bunu. Sizin burada yazdığınız bir maddeyi düzeltmek gerektiğine ben inanıyorum, şöyle diyorsunuz: "Ülkemizde korunan alanların sayısından ziyade alan miktarının artırılması..." Aslında hem sayısını artırmamız lazım hem alanlarını artırmamız lazım yani o konuda o kadar nokta yerler var ki bizim korunması gereken, o kadar özellik arz eden yerler var ki ve onlar maalesef yeterince koruma statüsüne kavuşturulamadı. Yani böyle bir zenginlik dünyanın başka bir ülkesinde olsa şimdiye kadar çoktan korunurdu diye düşünüyorum. Bu 2 kuruluşu birleştirme konusunda, kayıtlara geçmesi açısından da özellikle belirtmek istiyorum, şimdi çevre koruma ile doğa koruma farklı şeyler; bunu bir defa ortaya koymamız lazım. Çevre korumanın, çevre mühendisliğinin derslerinin içinde doğa korumayla ilgili bir tane ders yoktur, değil mi Sayın Bakanım?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, çevre koruma daha ziyade altyapı vesaire su arıtma tesisi, katı atık bertaraf tesisi...
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Evet. Çöp, atık su, katı atık, efendim, sularının kirlenmesi, toprak kirlenmesi, çöp, geri dönüşüm gibi konuları kapsar çevre koruma ama doğa koruma farklı bir şey.
Şimdi, biz çevreye doğa korumayı dâhil ettiğimiz zaman yani Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü dâhil olduğu zaman eksik kalıyor. Niye eksik kalıyor? Orada zaten konuyla ilgili uzman arkadaşlarımız da yok maalesef Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğünde, orman mühendisi yok, biyolog yok yeterli sayıda ama asıl uzmanlaşmış kadrolar Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğünde bulunuyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Koruma yetkisi de yok.
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Ayrıca.
Şimdi, sıkıntı oradan başlıyor. Sayın Bakanım biraz önce söyledi, doğal sitlerin sınırı belli değil. Ben görevdeyken bana bir yazı geldi, dendi ki: "Sarıkamış Ormanları doğal sit." Ya, Sarıkamış Ormanları nereden başlıyor, nereden bitiyor? Siz sonra millî park yaptınız, teşekkür ederiz.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet.
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Ama son zamanlarda doğal sitlerin tekrar statüsü falan belirleniyor, biraz daha ciddi bir şekilde yapılmaya çalışılıyor ama zamanında koruma statüsüne kavuşturulan yerler tekrar sanki koruma statüsüne kavuşturulmuş gibi de biz kamuoyuna anlatıyoruz, işte, "Falan yeri koruma altına aldık." Aslında zamanında koruma altına alınmış, yirmi yıl, otuz yıl önce, biz şimdi oranın statüsünü değiştirmişiz, tekrar koruma alanı yapmışız gibi kamuoyuna anlatıyoruz, o da ayrı bir konu zaten. Bir defa kesinlikle 2 kuruluşun birleştirilmesi lazım, birleştirilmediği için zaten biyolojik çeşitlilik yasasını çıkarılamadı.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Nerede birleşmesi gerekir?
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Birleşmesi gereken yer Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü, aklın yolu bir, taşra teşkilatı yok bir defa Çevre Bakanlığının, korumayla ilgili elemanları yok, yeterli uzmanlar yok ve taşrayla ilgili taşra teşkilatları olmadığı için yeterli bir şekilde oradaki koruma statüsüne kavuşturdukları özel çevre koruma alanları dâhil doğal sit alanları olmak üzere maalesef yönetilemiyor; inatlaşmanın da bir anlamı yok. Bunun birleşmesi gereken yer Tarım Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü, kime sorarsanız doğa korumayla ilgili bunu söyler.
Tabii, koruma alanlarının miktarını artırmamız lazım. Burada bir eksiklik daha söyleyeyim: Biyoçeşitlilik konusunu biraz açmamız lazım Sayın Genel Müdürüm, biyoçeşitlilik konusunu açmakta fayda var. Bir de yaban hayatı konusunu açmamız gerekiyor özellikle bu bölümde, bu konuları açarsak memnun olurum. Ayrıca yazılı olarak görüşlerimi size bildireceğim, ondan da yararlanabilirsiniz.
Bir konuyu daha kayıtlara geçmesi için söylüyorum: Tıraşlama yapılan alanların etrafı malumunuz dikenli telle çevrilir, dikenli telle çevrilen alanlarda yaban hayatını hiç gözetmeyiz biz. O dikenle çevrilen yerlerde kim bilir ne tür yaban hayvanlar var, o teli geçmeye çalıştığı zaman oraya takılıyor, hayatını kaybediyor, ölüyor. Bir defa yaban hayatına da büyük zararlar var tıraşlama kesimlerinin, onun da kayda girmesinde fayda var, en azından bu tıraşlama kesimi yapılan yerlerde dikenli tellerden ziyade yaban hayvanlarına zarar vermeyecek bir sistem kurulması lazım, dünyada bu uygulamalar devam ediyor, buna da dikkat edilmesi lazım. Aslında tıraşlama kesiminden vazgeçilip oradaki tıraşlama kesiminden doğan yaban hayatına verilen zararlar da bu şekilde önlenmiş olur diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.