KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Abdullah Bey, bir hususu belirtmem lazım. Özellikle, tabii, bu enerji depolaması, enerji sistemlerinin optimum şekilde çalıştırılması çok önemli. Bu o kadar önemli ki çünkü çok kaynak var; rüzgâr, güneş, jeotermal, hidrolik vesaire, doğal gaz çevrim santralleri, kömür santralleri. Bunlar için gerçekten çok ciddi bir optimizasyon programı yapmak gerektiği kanaatindeyim. Yani bazen eksik oluyor, falanca kaynağa yüklenelim deniliyor. Dolayısıyla, bunları bir ele almak gerekir. Yani enerji sistemlerinin optimum işletilmesi, bu konuya temas ederseniz isabet olur.

İkinci husus da özellikle madencilerin talebi şu: Tamam, sondajları kolaylaştıralım ama maden ruhsatı verirken Maden Dairesi -şimdi Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü oldu- bu birim mutlaka bütün kurumlardan gerekli izin, müsaadeleri alarak ruhsatı ona göre versin. Aksi takdirde iş adamlarıyla, madencilerle kurumlar arasında sürtüşme çıkıyor. İhale edilmiş, masraf yapıyor, ondan sonra... Yani bunu lütfen koyu harflerle yazın. Aksi takdirde çok şikâyet oluyor, o şikâyetler siyasilere geliyor, diyor ki: "Biz ruhsat aldık, parasını ödedik, geri de alamıyoruz fakat falanca birimden izin alamıyoruz." Sulak alanmış veya korunan alanmış veyahut da Doğa Koruma ve Millî Parklar sit alanıymış. Tamam da bunu önce -lütfen, bütün kurumlar için söylüyorum- önce ruhsat edilecek alanların, bütün izinleri alınıp ona göre yapılması lazım. Bir de planlama yapılması lazım yani birbirine yakın çok sayıda taş ocağı olmaz. Planlarsınız aynı... Bunun için Maden İşleri Genel Müdürlüğünün önce etüt çalışmalarını hızlandırması gerekir. Yani kaynaklarımızı devlet bulsun, taş ocağı nereden alınacaksa bunları tespit etsin, uygun alanlardan, sonra onları bölüp aynı alanı işleticilere, madencilere tahsis etsin, ruhsat versin. Biz bunu talep ediyoruz.

Bir de tabii, enerjiyle ilgili; jeotermal enerjide gerçekten reenjeksiyon pek yapılmıyor; araziye salınıyor ve araziyi kısa zamanda çoraklaştırıyor. Bunu ya sizin Enerji Bakanlığının ilgili birimleri kontrol etsin veyahut DSİ'ye verin, yer altı sularında sorumlu yüzey sularını DSİ kontrol etsin. Bunların çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

Bir de arkadaşlar, mümkün olan yerlerde galeri madenciliği yapalım. Ben bir tarihte bir maden sahasına gittim, Sayın Bakan -ben DSİ Genel Müdürüydüm- sunum yapıyorlar. Baktım ki bir mühendis olarak dedim ki: Burada galeri madenciliği yapılması mümkünken bütün 15-20 metre kalınlıktaki alanı, toprağı kaldırıyorsunuz, bu kadar para veriyorsunuz, tonunu 100 dolara mal ediyorsunuz, yanında galeriyi de işletiyor, 15-20 dolara kömürü üretiyordu. Bu konularda mümkün mertebe galeri işletmeciliğine önem vermek gerekir diye düşünüyorum.

Tabii, şu dediğiniz hususlar çok önemli: Eğer galeri işletmesi mümkün değilse, sıyırma varsa artık bu toprağın oluşması asırlar alıyor. Bunun mutlaka sıyrılıp bir yerde depolanıp bunun kontrol edilmesi lazım. Lütfen bunları yazalım.

Bir diğer husus da yenilenebilir enerji kaynakları... Yani bunları verirken gene orman zorlanıyor. Efendim, güneş panellerini ormana koyacak. Kardeşim, ormanda güneş panellerine müsaade etmedim. Bu doğru bir şey değil yani. Ormanın başka şeyi var yani. Bir gitsin, biraz masraflı olur. Çok güzel, basit sistemler var. Az önce de dediğim gibi, DSİ'yle ilgili yönetmelik çıkardık, mevzuat mümkün. Mümkün olduğu kadar açık kanallar üzerine, göletler üzerine bu işi yapsın ve böylece güneş enerji sistemleri için mümbit arazileri kullanmasın.

Evet, ben bunu söylemek istiyorum.

Şimdi, Murat Bey'in de söyleyecekleri var. Evet, Murat Bey söz sizde.