| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .03.2015 |
OSMAN AYDIN (Aydın) - Sayın Başkan teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, biz nükleer enerjiye acaba yeni bir teknoloji için mi girdik, yeni bir teknoloji kazanmak için mi girdik? Yani bizim nükleer enerji anlaşmalarımızda, gördüğüm kadarıyla teknoloji transferi diye bir şey söz konusu değil, sadece Ruslar gelecek, orada bir nükleer santral kurup, çalıştırıp bize elektrik satacaklar.
Şimdi, bizim esas sorunumuz, bizim ekonomimizin esas sorunu nükleer enerji veyahut da bir başka enerji değil, enerjiyi millîleştirmek, millî kaynakları devreye sokmak, millî ekonomiyi harekete geçirmek çünkü bizim ekonomimize enerji en büyük darbeyi vuruyor. 100 milyar dolarlık dış ticaret açığının aşağı yukarı 65 milyar dolarlık kısmı enerjiden kaynaklanıyor, enerjiden geliyor. Bu nedenle sorunumuz büyük, derdimiz büyük, problemimiz büyük. Öncelikle enerji ihtiyacımızı karşılamamız lazım ama bunu karşılarken de bu 65 milyar dolarlık dışarı verdiğimiz, dışarı transfer ettiğimiz, enerji ithalatına verdiğimiz bu kaynağı kendi kaynaklarımızdan sağlamamız lazım ki güçlü bir ekonomiye geçelim, güçlendirebilelim, istihdama, işsizliğe çözüm üreten bir şekle gelebilelim.
Şimdi, arkadaşlar, biz nükleer enerjiyle ilgili yeni bir kaynak bulduk sevinciyle, işte, ihtiyaçlarımızı karşılayacağız sevinciyle hareket edemeyiz. Bizim orta ve uzun vadeli olarak kendi kaynaklarımızı harekete geçirecek, esas olarak onları devreye sokacak çözümler üretmemiz lazım ki hem bu ihtiyacımızı karşılayalım hem ekonomimizi güçlendirelim hem de şu anda dış ticaret ithalat kaleminin içindeki 65 milyar dolarlık enerji ithalatını da minimize edelim, aşağı doğru çekelim.
Şimdi, bizim kaynaklarımız yok mu? Bizim kaynaklarımız var arkadaşlar. Yeni teknolojiyse hedef, yeni teknoloji üretmekse, yeni teknoloji geliştirmekse bizim kaynaklarımızı devreye sokan yeni teknolojilere kaynak aktarmamız lazım, yoksa Rusların getirip burada 20 milyar dolara kurup da 40 milyar dolar götürecekleri bir şeye meyletmekten ziyade, kendi kaynaklarımızı devreye sokacak teknolojik çalışmalara öncelik vermemiz lazım.
Nedir bunlar? Biz dünyanın en büyük toryum rezervlerine sahibiz diye övünçle söylüyoruz, dünyanın en büyük toryum yataklarına sahibiz diye övünç duyuyoruz. Güzel de bunu doğada bıraktığınız zaman hiçbir işe yaramaz, bununla övünmenin bir sebebi yok, övünmenin gereği de yok.
Dünyanın en büyük bor yataklarına sahibiz diye övünç duyuyoruz, öyle değil mi? Ama enerjide borun devreye girmesiyle ilgili ne kadar kaynak aktarıyoruz? Dünya ülkeleri bu konuda otomobili bordan sağlanan enerjiyle yürütmek için büyük teknolojik AR-GE'ler yapıyorlar. Bugün balistik füzelerin hepsine bor enerjisiyle uçuruyorlar, bunu otomobilde kullanmak için teknolojik araştırma, AR-GE yapıyorlar, buna milyonlarca dolar para aktarıyorlar, ayırıyorlar. Dünyanın en büyük rezervlerine sahip olan Türkiye olarak, biz buna gerekli kaynağı, gerekli AR-GE kaynağına harcamadan seyirci olarak kalırsak on sene sonra nükleerin elinde... Nükleer teknolojisi geliştirileli kaç yıl oldu arkadaşlar? Çernobil faciası oldu, terk edilme noktasına geldi. Başka şeyler arıyor dünya, başka taraflara geçmek istiyor.
Onun için, bizim esas olarak kendi kaynaklarımızı devreye sokacak olan AR-GE'lere yatırım yapmamız lazım, kaynak aktarmamız lazım, kaynak ayırmamız lazım ki bu 65 milyar dolarlık dış ticaretteki enerji kaynağını, hem millî kaynaklardan temin ederek aşağı çekelim hem de istihdamı artıralım, ekonomimizi güçlendirelim ve hakikaten de gerçekten teknoloji getirdik diyebilelim. Yoksa "Nükleer enerji teknolojisini getirdik." diyerek, hiçbir hedefi olmayan, amacı olmayan, dış ticaret açığını devam ettiren bir nükleer enerjiyi savunmak mümkün değil. Biz uranyum çubuğu mu üreteceğiz de Türkiye'de nükleer enerjiyi millîleştiriyoruz? Millî coğrafyanın içinde üretileni millî mi sayıyoruz yani? Bizim Türkiye sınırları içinde üretilecek diye millî bir kaynak mı keşfettik zannediyoruz? Hayır, nükleerin çubuğunu da Rusya getirecek, parasını da Rusya götürecek, bunun hiçbir faydası olmayacak. Ama biz, hem nükleerde hem de nükleerin diğer konularında kendi kaynaklarımızı harekete geçirecek, devreye sokacak teknolojik araştırmaları, teknolojiye sahip olacak çalışmaları şimdiden yaparsak, başlatırsak belki on sene sonra bu tedbirleri, bu kaynakları devreye sokarak bu çözümü üretmiş olabiliriz.
BAŞKAN - Osman Bey, ben şunu anlıyorum, eğer uygun görürseniz...
OSMAN AYDIN (Aydın) - Onun için, Mustafa Bey'in dediklerine kesinlikle ve kesinlikle katılmıyorum. Bu yeni bir teknoloji icadı veyahut da yeni bir teknoloji transferi değil, tam aksine dışa bağımlı enerji olaylarının devamından başka bir kazandırmayacaktır memleketimize. Ama şunu özellikle sizlerden rica ediyorum: İktidar olarak toryumun, borun enerjide kullanılması için, kendi kaynaklarımızın devreye sokulması için ciddi AR-GE yatırımlarının, AR-GE çalışmalarının devreye sokulması gerekiyor diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.