KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Gündemimizde "Sanayi Politikaları ve Kamu Satın Alımları, Dünyada ve Türkiye'de Mevcut Durum ve Türkiye İçin Öneriler" başlıklı sunumumuz var. Şimdi, Komisyonumuzun ve bu anlamdaki ülkemizin sürecini değerlendirmek üzere ben kısa bir giriş yapacağım, daha sonra değerli hocalarıma ve Rektörümüze sözü bırakacağım. Bu vesileyle OSTİM OSB Başkanı ve Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanımız Orhan Aydın, Rektörümüz Profesör Doktor Sayın Murat Yülek ve OSTİM Teknik Üniversitesinin akademisyenleri, çalışanları hepinizi, tüm Komisyon üyelerimizi saygıyla sevgiyle, muhabbetle selamlıyor; Komisyonumuza hoş geldiniz diyoruz.

Değerli arkadaşlar, 18'inci ve 19'uncu yüzyılları etkisi altına alan Avrupa'daki yeni buluşlar, buhar gücünün üretimde kullanılmasıyla beraber makineleşmenin hızla yayılmasını sağlamıştı. 20'nci yüzyılın gösterdiği buhar gücü, yanına çok kısa sürede elektrik gücünü de alarak üretim süreçlerinin hızlanmasını ve daha seri bir hâle gelmesini sağladı ve bu dönemde dünya yeni kurum ve kuramlarla tanıştı. Sanayi evrim geçirmeye hiç ara vermedi, 1'inci ile 2'nci dönem arasındaki süreden çok daha kısa bir süre içerisinde elektronik ve bilgi teknolojileri, üretim süreçlerine dâhil oldu. 20'nci yüzyılın hemen başında seri üretimle tanışan dünya, bu yüzyıl henüz bitmeden "otomasyon" ve "bilgi teknoloji" kavramlarına da merhaba dedi. 20'nci yüzyıl bitip 21'inci yüzyıla geçerken sanayinin evrimi olarak nitelendirdiğimiz süreç giderek hızlandı ve sırasıyla bireylerin, firmaların, sektörlerin ve ülkelerin rekabet vizyonlarında köklü değişiklikler getirdi. Bu köklü değişikliğin adı, pek çok olayın yanında sanayi 4.0'dı. Siber fiziksel sistemler ve dinamik veri işleme yöntemleri üretim süreçlerinin daha hızlı ve aynı zamanda daha etkin hâle gelmesini sağladı. Bütün bunlara hızla gelişen ve geçtikçe dünyamızı aynı hızda dönüştüren teknolojik gelişmeler eklenince oyunun kuralları aslında yeniden ve baştan yazıldı. Artık bu dönem üretimde verimlilik dönemiydi, artık bu dönem sanayinin büyümeye büyük katkı sağladığı dönemdi, bu dönem teknolojinin tüm nimetlerinin hayatımızın her alanına entegre olduğu dönemdi.

Hepimizin bildiği küresel çalışmalar var, bunlardan bir tanesi de diyor ki: 2020 yılında dünyanın değerli 10 firmasından 6'sı. teknoloji firması. Ülke olarak biz de elbette bu hızlı dönüşüme ayak uydurmak için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Öyle ki nitelikli eğitimin anahtarı AR-GE harcamalarımızın millî gelirimize oranı 2002 yılında 0,51 iken bu oran 2009 yılı sonu itibarıyla 1,06'ya kadar yükseldi yani 2 katından fazla yükseldi. Söz konusu dönemde, özellikle millî gelire oranladığımız için AR-GE harcamaları -millî gelir bu dönemde çok ciddi anlamda arttığı için- 1,8 milyar TL'den 46 milyar TL'ye çıktı. Başarıyla yürütülen millî teknoloji ve sanayi hamlesiyle birlikte artık nitelikli üretim, gelişmiş beşeri sermaye ve beceri setimizdeki dönüşümü hızlandırmayı, karşımıza çıkan fırsatları avantaja çevirmeyi hedefliyoruz. Türkiye artık sanayinin her kolunda yenilikçi girişimlere ev sahipliği yapıyor. Bu topraklarda yetişen araştırmacıların, akademisyenlerin, mühendislerin ve girişimcilerin alın ve akıl terlerini dökerek sundukları ürünler savunma sanayisinden sağlık sektörlerine, enerjiden ulaşıma birçok alanda rakiplerimize kıyasla fark ortaya koymamıza, ülkemize katma değer sağlamamıza vesile oldu.

Kıymetli katılımcılar, Değerli Komisyon üyelerimiz; özellikle inovatif ve katma değerli alanlarda doğru yönetilen ve yönlendirilen kamu alımları ise -ki bugünkü sunumumuzun konusu- giderek çetinleşen rekabet ortamında ülkelerin rakiplerine göre bir adım öne geçmesini sağladı. Kamu satın alma politikalarını etkin tasarlanarak uygulamaya geçirmesiyle birlikte ülkeler rekabet güçlerini artırdı, daha yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme oranına sahip olurken aynı zamanda kalkınmanın da anahtarı olan nitelikli büyümenin de kapılarını açtı bir anlamda. Artık ulusal politikaların yeni ve inovatif bir rekabet anlayışı içerisinde şekillendiği bir dönemin içinden geçiyoruz. Kamu satın alma politikalarımızın ülkemizin teknoloji, bilim ve katma değerli sanayi alanlarındaki potansiyelini geliştirmeye odaklanması bu anlamda büyük önem arz ediyor. Nitekim, ulusal politika metinlerimizde de bu alandaki hedeflerimizi ve bu hedeflere ulaştıracak yol haritalarımızı çok net bir şekilde ortaya koyduk.

İşte, bütün bu çalışmalar sonucunda 2021 yılının ilk çeyreği itibarıyla yüzde 7 oranında gerçekleşen büyümemize 2,5 puanla en büyük katkıyı sağlayan sanayi alanında güçlü büyümemizin Parlamento, sanayi, akademi ve iş dünyası iş birliğiyle daha da güçleneceğine inanıyorum. Aynı zamanda ekonomimizin lokomotifi olan ihracatımızda haziran ayında tarihimizin en yüksek değerlerine ulaşmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. İhracatçılarımızın gücüyle birlikte dış ticarette salgından toparlanma sürecini en hızlı gerçekleştiren ülkelerden biri olduk malumunuz. Salgının derin etkilerine rağmen hızla toparlanan performansımızın sonucu olarak aylık ihracatımız haziran ayında 19,8 milyar dolarla cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık ihracat rakamına ulaştı. 2021 yılının ilk altı ayında ihracatımız 105 milyar dolara yükselirken haziran ayı itibarıyla ulaştığımız değerler hem aylık hem çeyreklik hem de altı aylık bazda cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamı değerleriydi. İşte, bütün bu çalışmaların içerisinde bugünkü konumuzu da doğrudan ilgilendiren imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracatımızdaki payının yüzde 94,1 olduğu bu önemli gelişmeler, sanayi alanındaki gelişmelerimizin de önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edeceğinin bir göstergesi oldu.

Ayrıca değerli arkadaşlar, bu noktada, sektörün ve dolayısıyla da ekonomimizin teknolojik dönüşümünü, ülkemizin büyümesini ve kalkınmasını hızlandıracağına inandığımız, demin de ifade ettiğim, kamu satın alımları alanında değerli hocamız, Rektörümüz, Profesör Doktor Murat Yülek Hocamızı ve beraberindeki heyetinin sunumunun çok kıymetli ve ufuk açıcı olacağına yürekten inanıyorum. Sadece gelişmekte olan değil, aynı zamanda, gelişmiş ülkelerde de büyümenin ve kalkınmanın katalizörü olarak tanımlayabileceğimiz kamu satın alımlarının sanayideki yeri ve önemi konusunda farklı ülke örnekleri ışığında siz değerli Komisyon üyelerimizin görüş ve önerileriyle birlikte, ülkemizin rekabetçiliği ile güçlü ve sürdürülebilir büyümesi için katkıda bulunacağına yürekten inanıyorum.

Bu vesileyle, hocamıza, Mütevelli Heyeti Başkanımıza ve diğer arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyor, sunumu gerçekleştirmek üzere sözü Sayın Yülek'e bırakıyorum.

Buyurun Hocam.