| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .07.2021 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli basın emekçileri, bu salonda bulunan herkesi; saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, ben milletvekili olalı altı yıl oldu, şu salonda tek bir reform maddesi görüşemedik. Herhâlde böyle gidecek bu, altı ay, bir sene, iki sene daha ve bu şekilde bu dönemi de tamamlamış olacağız.
Demokrasilerin kalitesini bence biraz da yasama kalitesi belirler. Orhan Bey'in getirdiği teklifteki maddelere bakıyorum da -Orhan Bey siz Komisyonumuzda yenisiniz ama- getirdiğiniz maddelerin neredeyse tamamını biz altı ay, bir sene veya iki sene önce görüşmüşüz. Bunlara dair umarım ki bizim yaptığımız muhalefeti de dinlemişsinizdir orada, mesela tütünle ilgili olan düzenlemeye ne şekilde muhalefet ettik, keşke bir okusaydınız ama o zamanlarda AKP Grubu "Ferman padişahındır." deyip el kaldırdı buna. Dedik ki bunun vebali var, yüz binlerce tütün üreticisi var. Bunlar mağdur olacaklar dedik, yapmayın, bu yola girmeyin dedik, gelin, daha derinlemesine bu meseleyi tartışalım dedik, oralı olmadılar.
Sonuç olarak siz diyorsunuz ki: "Çok önemli yasal düzenlemeler yapacağız." Aynı şeyi sizin yerinizde oturan, o zaman kimdi bilmiyorum hani teklif sahibi, o kişi de aynı şeyleri söyledi, aynı cümlelerle ifade etti "Çok önemli düzenlemeler yapıyoruz." diye ama sonuç olarak çok önemli düzenlemeler yapmamış demek ki bak, tütün üreticisi vatandaşlarımızı mağdur ettik.
Peki, ne oldu tütün üreticisi mağduru vatandaşlar? İsyan ettiler öyle değil mi? Geçen gün Kâhta yolunu kapattılar, Malatya ve Adıyaman'da isyan ettiler ve bu isyanlarını dile getirdiler. "Ya, bizim ekmek kaynağımız tütün." dediler. "Siz 3-5 tane kartelin çıkarlarını savunuyorsunuz. Philip Morris'in, Japan Tobacco'nun çıkarlarını savunuyorsunuz, bu iktidar bunların çıkarlarını savunuyor." dediler. İsyan ettiler. "Yerli tütünü bitiriyorsunuz." dediler, isyan ettiler. Ama biz bunları aynen bu şekilde söyledik Sayın Başkan, dedik ki: Bu yola girmeyin. Adıyaman, Malatya, Bitlis'i bitirirsiniz, yüz binlerce çiftçimiz var. Ama maalesef bu şekilde bu yasayı buradan geçirdiniz. Ne oldu sonucu Sayın Başkan? Demek ki fermanlar her zaman doğru olmuyormuş, saraydan gelen fermanlar her zaman doğru olmuyormuş. Belki saray bu tütün kartellerinin etkisi altında olabilir, onların çıkarlarını savunuyor olabilir tek adam ama burada da milletin vekilleri var. Ben de Malatyalıyım, Malatya vekillerimiz var, Adıyaman vekilimiz var, Bitlis vekillerimiz var, geldiler burada saatlerce dil döktüler, dediler ki: "Bu yasa yanlıştır, yapmayın, bunu çıkarmayın." Sonuç ne oldu? Yasa çıktı, tütün üreticileri, ticaretini yapanlar hapse girdiler, isyan ettiler. E, peki, isyan edenler ne oldu Orhan Bey, size söyleyeyim: 10 kişi arkadaşlar, dün sabah şafak vakti gözaltına alındı, bugün şafak vakti tutuklandı. Anayasa devletiyiz ya, hukuk devletiyiz ya, Anayasa'mıza göre protesto bir haktır. Bir iktidar yanlış yoldaysa, yanlış yapıyorsa, yerli ve millî olan tütünü yok sayıyorsa, bitirmeye çalışıyorsa, saraydakiler bu yabancı kartellerin etkisi altındaysa halk ekmeğine sahip çıkar, buna karşı protesto eder. Fransa'da da bu böyledir, Almanya'da da böyledir. Hadi çıksın bakalım Fransa'da yabancı karteller lehine bir yasa. Çiftçi yola çıkar, bütün otobanlarını kapatır ama orada anayasal haktır, kimse tutuklanmaz ama biz hukuk devleti bile değiliz, işte hem siz yerli tütünü bitiriyorsunuz yerli ve millî olduğunuzu iddia ederek yerli ve millî tütünü bitiriyorsunuz hem de bunu protesto edenleri bir şafak vakti kapılarını kırarak gözaltına alıyorsunuz, ondan sonra gene bir şafak vakti 10 tütün üreticisini, tüccarını tutukluyorsunuz. İşte bu şartlardayız Sayın Başkan, neden bahsediyorsunuz Orhan Bey? "Yasama kalitesi, çok önemli düzenlemeler yapıyoruz..." Bu zihniyeti değiştirebilecek miyiz acaba? Buna baktınız mı? Bu yasa maddesiyle bu zihniyeti değiştirebilecek miyiz? 1 Ocak 2022'ye erteliyormuşsunuz. Ne kaldı 1 Ocak 2022'ye? Beş ay kaldı. Beş ay sonra ne olacak? Yine vatandaşlarımızı tutuklamaya devam edeceksiniz bu yasayla, yine yabancı kartellerin lehine olan bu yasa düzenlemesi devam edecek. Yurttaşlarımız yine sokağa çıkıp protesto edecekler. Siz onları gene tutuklayıp hapse atacaksınız. Bu mudur yani "Çözüm." dediğiniz şey? Çok önemli düzenlemeler getirmişsiniz.
Arkadaşlar, işte bunun ilgili tali komisyonda görüşülmesi gerekmez mi? O zaman da dedik Tarım Komisyonumuz var, görüşsün bunu, sosyal taraflar gelsin, Adıyamanlılar, Malatyalılar, Bitlisliler gelsinler buraya. Bir de çağırın bakalım o bundan yararlanacak Japan Tobacco'yu, Philip Morris'i, onlar gelsinler bakalım. Bu milletin vekilleri kimin çıkarlarını savunuyor acaba, bunları konuşalım. Bu milletin vekilleri bu halkın tütün üreticisinin çıkarlarını savunmalı. Japan Tobacco, bilmem neymiş, onların çıkarlarını savunmamalı.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çıkan yasanın tamamında bizim milletin çıkarlarını savunuyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bırakın Allah'ınızı severseniz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu teklifi veren benim ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen o teklifi verdin ne oldu?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yapma şunu ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Burada getirilen ne? Yasayla ne ilgisi var?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 1 vatandaş hapse girdi, hapse girdi vatandaş.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kartellere değil, tam tersi, bizim yaptığımız...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bir şuna müdahale eder misiniz ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, müdahale etmeyelim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yalan, doğru değil!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, kartellerin çıkarlarını savundunuz arkadaşlar işte. Benim babam Maltepe sigarası içerdi.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Teklifi veren benim. Yalan!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, dinleyelim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benim babam Maltepe sigarası içerdi arkadaş. Şimdi yabancı sigaralar içiyorsunuz. Hadi, bunu sorgulamayacak mıyız? İki tane kartelin çıkarlarını mı savunacak burada milletin vekilleri?
Değerli arkadaşlar ve bunu protesto... Bakın, Anayasa'mıza göre protesto bir haktır, özellikle de bir insanın ekmeğine dokunuyorsanız.
Bakın, değerli arkadaşlar, Malatya ve Adıyaman'da çok büyük bir işsizlik var, çok derin bir işsizlik var. Ya, insanlar ekmeğini nerede buluyor? Tütünde buluyor, tütün yetiştiriyor ve tütün satıyor, burada ekmeğini buluyor. Siz, bu insanların ekmeğini kesmişsiniz, bıçak kemiğine dayanmış, vatandaş "Yandım anam." deyip sokağa çıkıyor, protesto ediyor, o vatandaşları bir şafak vakti gözaltına alıp, bir şafak vakti tutukluyorsunuz. Bu mudur hak, bu mudur adalet, bu mudur yerlilik ve millîlik değerli arkadaşlar?
O açıdan, Sayın Başkan, burada görüşeceksek gerçek anlamda reformları görüşelim. Altı ayda bir olmadı bir daha, olmadı baştan, olmadı bir daha yasal düzenlemelerle hiçbir çözüm bulamayız. Sosyal taraflar da gelir, ilgili tali komisyonda bu ülkenin tütün üreticisinin çıkarlarını da savunacak... Evet, vergi boyutu varsa bu meselenin vergiyi de hazinenin nasıl daha etkin alabileceğini sağlayacak, bu işin kaçak boyutu varsa o kaçak boyutunu giderecek, gerçek anlamda tütün meselesini çözüme ulaştıracak bir reform tartışılır. Ama sosyal boyutunu yok sayıp "Bana ne arkadaş, Japan Tobacco, Philip Morris üretsin, ben de -Hazine temsilcileri burada- vergimi alırım, bana ne sosyal boyutundan." derseniz, işte orada bir sosyal yıkım yaratırsınız. Şu anda Türkiye'de bir sosyal yıkım yaratılıyor çünkü her şeyde karteller düşünülüyor. Önce, Migrosun, A101'in BİM'in çıkarları düşünülüyor. Bakkalın, yerel esnafın çıkarları düşünülmüyor. Her şeyde Philip Morris'in, kartellerin çıkarları düşünülüyor. Halkın, üreticinin, tütün üreticisinin çıkarları düşünülmüyor.
Değerli arkadaşlar, sonuç olarak, Sayın Başkan, bakın, yasama kalitesi çok önemli, yasama kalitesinde büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. Sayın Başkan, bakın, ya Allah'ınızı severseniz, Çek Yasası'yla ilgili düzenlemeyi 3'üncü kez görüşüyoruz. Dedik ki "Üç aylık uzatma olmaz, pandeminin etkileri devam ediyor." Üç aylık uzatmayla çıkardık, üç aylık uzatma yaptık. "Yetmez, olmaz, pandeminin etkileri devam ediyor." dedik. 3'üncü kez bu yasa buraya geliyor. Hangi yasama kalitesinden bahsediyoruz değerli arkadaşlar?
Sayın Başkan, biz, burada, pek çok yasada şurada görüştüğümüz maddelerin tamamına yakınını görüştük. Şu anda Meclisin kapanmasına iki gün kala diyorsunuz ki "Hadi bugün yalapşap görüşün, gece sabaha kadar çalışın, yarın da Genel Kurulda bunu görüşeceğiz, bitireceğiz." Bir yasama kalitesi olacak mı? Altı ay sonra tütünle ilgili düzenleme tekrar gelecek.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; demokrasi krizi ekonomik krizi yaratmıştır. Bir OHAL rejiminde yaşıyoruz, bir hukuk devleti rejiminde asla yaşamıyoruz, bir OHAL rejiminde yaşıyoruz. Orhan Bey getirdiği teklifle diyor ki "OHAL devam etmeli." Bu milletin bir vekili -attığı imzada ve onlarca başka arkadaşı da imzalamış- diyor ki "OHAL rejimi devam etmeli." Ne zaman diyor? Darbe girişimi olmuş, o zaman dediniz ki "Ya, arkadaş geçici bir süre OHAL rejimine ihtiyaç var -biz karşı çıktık ama- hani, geçici bir süre buna ihtiyaç var." Ya, Orhan Bey, darbenin üzerinden beş yıl geçti, farkında mısınız bilmiyorum, beş yıl geçti. Evet, toplumlar sarsıntılar yaşayabilirler, o da sizin hatanızla oldu. Ya, bu sarsıntı üç ayda giderilir, altı ayda giderilir. Hadi, bir yılda gideremediniz, iki yılda gideremediniz; beş yıl olmuş, diyorsunuz ki: "Bu beş yılda OHAL rejimi bize yetmedi... "
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun Sayın Paylan tamamlayın lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, on dakikam daha var değil mi?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun tamamlayın, vaktiniz var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, diyorsunuz ki "Bize üç yıl daha OHAL yetkisi verin."
Bakın, değerli arkadaşlar, ben size söyleyeyim: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu ülke 20 Temmuz sivil darbesiyle karşı karşıya kaldı ve Meclis yetkisi maalesef saraya taşındı ve saray bunu Allah'ın bir lütfu olarak gördü, beş yıldır da bir OHAL rejimi altında bu ülkeyi yaşatıyor.
Şimdi, biz milletin vekilleri olarak... Sarayın tabii ki keyfi yerinde olabilir, diyebilir ki: "Ben ülkeyi bir istibdat altına aldım, herkesi susturdum, herkesi hapse attım ve bunun tadına da vardım. Bu baskı rejimi altında ben gücümü devam ettirebiliyorum. Bu yetkiyi bana üç yıl daha verin." Ama buna karşı milletin vekillerinin demesi lazım ki: "Arkadaş, beş yıldır size OHAL yetkisi verdik. Peki, sonuçları ne oldu?"
Orhan Bey, size şunu soruyorum: Demokrasi krizini yaratan bir OHAL rejimi var, bunun etkileriyle ilgili herhangi bir analiz yaptınız mı? Ya, siz diyebilirsiniz... Saray diyor ki: "Şu terörist." "Bu terörist." "O terörist." "Her sokağa çıkan terörist." "Adıyaman'da -efendim- tütün için, ekmeği için mücadele eden insanlar terörist." "Hepsini ben hapse atarım." diyor bu saray rejimi. Siz diyorsunuz ki milletin bir vekili olarak: "Bu OHAL rejimi üç yıl daha devam etsin." Bunun etki analizini yaptınız mı? Adalet konusunda düştüğümüz krizin, derin krizin farkında mısınız? Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde son sıralara, Afrika ülkelerinin bile gerisine düştüğümüzün farkında mısınız acaba bir OHAL rejimi yüzünden? Bu OHAL rejimi yüzünden toplumun kamplaştığını, kutuplaştığını, insanlarımızın birbirini ötekileştirdiğinin farkında mısınız? Bu OHAL rejimi yüzünden Osman Kavala hâlâ cezaevinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor OHAL rejimi yüzünden. Bu OHAL rejimi yüzünden Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve binlerce arkadaşımız cezaevinde. OHAL rejimi yüzünden gazeteciler cezaevinde. Ya, diyorum ya; tütünü, ekmeği için protesto eden, anayasal bir hakkı olan yurttaşlarımız cezaevinde bu OHAL rejimi yüzünden ve bunu "Allah'ın lütfu" olarak gören bir saray var, diyor ki: "Bu bana yetmez, ben seçimlere de yeniden OHAL rejimi şartlarında gireceğim."
Bu, tek adam rejimine geçtiğimiz referandumu OHAL şartlarında yaptı, bir istibdat şartlarında yaptı ve yüzde 51'le öyle böyle kazandı. 2018 seçimlerine OHAL şartlarında gittik. Yerel seçimlere OHAL şartlarında gittik. "Yetmez. Ben şu anda oy kaybediyorum. Şu anda pandemi de bitiyor. Pandemi döneminde muhalifleri de susturdum. Şu anda bu açıdan daha da bir mobilizasyon söz konusu olacak, bunu kırmam lazım. Ne yapmam lazım? OHAL rejimini üç yıl daha devam ettireceğim."
Değerli arkadaşlar, 12'nci madde ne diyor? Baktınız mı, bilmiyorum, değerli arkadaşlar?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyor?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Söyleyeyim Değerli İbrahim Bey.
12'nci madde, bakın, arkadaşlar. Niye buna ihtiyacı var acaba sarayın, hep beraber değerlendirelim.
Değerli arkadaşlar, 12'nci maddeye göre bakın... Şimdi, arkadaşlar, OHAL rejiminde insanlar gözaltına alındılar ve günlerce, bir hafta, daha sonra on dört gün gözaltı süreleri verildi. Şimdi, diyor ki bu 12'nci madde: "Benim daha uzun gözaltı sürelerine ihtiyacım var. Efendim, ben insanları bu uzun gözaltı sürelerinde içeride tutarım, onlara bir çeşit cezalandırma yaparım, bir "tweet" atanı bile dört gün, bir hafta içeride tutarım ve ondan sonra da onu tutuklarım ve tutukluluğa itiraz da yüz yüze yapılmaz." Bakın, "Tutukluluğa itiraz ve tahliye talebi dosya üzerinden karara bağlanır." diyor. Dosya üzerinden karar bağlıyor. Yani "yüz yüzelik ilkesi" devre dışı bırakılıyor. Yani düşünün ki tutuklanan kişinin "Ya arkadaş, sen beni yanlış bir şekilde tutukladın, ben masumum." yüz yüze bunu hâkime deme hakkını devre dışı bırakıyor bu üç yılda. Arkadaşlar, şu anda, o sarayın talimatlarını yerine getiren yargıçlar, bu çeşit özel görevlendirilmiş yargıçlar, savcılar, bu şekilde dosya üzerinden tutuklama yapıyorlar beş yıldır ve diyorsunuz ki: "Üç yıl daha yüz yüze itiraz yapamayacak mağdur olanlar; hâkim göremeyecek, dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmeleri yapılacak." "Tahliye taleplerine en geç otuzar günlük sürelerle dosya üzerinden karar verilebilir." diyor, bakın madde. Ya, ne ilgisi var arkadaşlar?
Orhan Bey, bunları incelediniz mi acaba, siz hukukçu değilsiniz, biliyorum ama bunları incelediniz mi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Biz inceledik.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, siz incelediniz, güzel.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Geçen hafta da karşı çıkıyordunuz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İtiraz yollarına karşı çıktınız. Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu 100'üncü maddesinde en fazla hakareti HDP yaptı, siz yaptınız.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Yüzyüzelik ilkesi" Sayın Güler, siz biliyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - "Somut delil" kavramı konusunda en büyük hakareti siz yaptınız.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz müsaade edin, müsaade edin.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sanık haklarını iyileştirme noktasında siz yaptınız.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Müdahale etmeyelim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kadın ve çocukla ilgili yaptık.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ne alakası var?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kadın ve çocukla ilgili...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya, Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu evrenseldir.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Suça göre...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu evrensel mi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Her şey evrensel.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yüz yüze olmadan, dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesi yapılması nerede evrensel karar?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya, önce bir ilkeli olun.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, müdahale etmeyelim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesi yapılır mı? Dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesinde hangi evrensel ilke var?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Geçen hafta Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu 100'üncü maddesine itiraz ediyordunuz, ondan sonra bunda da ikiyüzlü davranıyorsunuz, yapmayın ya!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nda var bu, yeni bir düzenleme değil?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede var? Hangi evrensel ilkede var?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İşinize gelince...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Müdahale etmeyin.
Sayın Paylan, devam edin lütfen konuşmanıza.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dünyanın neresinde var? Hangi demokratik ülkede dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesi var?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Her ülkede var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi ülkede var, Zambiya'da mı var?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zambiya'da mı var, Haiti'de mi var? Hiçbir yerde yok.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, karşılıklı konuşmayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesi var.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Önce bir ilkeli olun, ilkeli.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dosya üzerinden tutukluluk değerlendirmesi yapılacak.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, devam edin.
Sayın Güler, karşılıklı yapmayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, şu anda bir OHAL rejiminde yaşıyoruz ve bu OHAL rejiminin sürmesi hem huzurumuzu hem refahımızı yok ediyor. Demokrasi krizi ekonomik krizi yaratmıştır ve demokrasi krizinden çıkamadığımız sürece ülke sarayın vesayeti altında, sarayın çıkarları altında yargıya talimatlarını devam ettirirken insanları bu çerçevede mağdur ettiği sürece biz ne huzuru bulabiliriz ne refah bulabiliriz değerli arkadaşlar.
Bakın, bu gözaltı süreleriyle ilgili size çarpıcı bir şey daha söyleyeceğim: Ya, bir "tweet" atan çocuğu dört gün, yedi gün gözaltında tutuyorsunuz, öyle değil mi? Niye? Cezalansın diye, yatağından alıyorsunuz gecenin bir vakti, yedi gün gözaltında tutuyorsunuz. On beş gün önce İzmir'de İzmir İl Başkanlığımıza ırkçı bir saldırı düzenlendi, yarattığınız nefret iklimi yüzünden bu saldırı düzenlendi çünkü saldırgan açıkça söylüyor "Ben bu iklimden etkilendim ve nefret saldırısını gerçekleştirdim ve pişman değilim." diyor. Niye? Çünkü her gün HDP'ye küfrediliyor bu ülkede, her gün HDP'ye hakaret ediliyor saraydan ve İçişleri Bakanlığından. Şimdi, bu şartlarda böyle bir saldırı düzenlendi, saldırgan katliam için girdi İzmir İl Başkanlığımıza...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan, sürem var iki dakika.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hayır, "Her gün küfrediliyor." dediniz ya iddia ettiğiniz kurumlar bizim Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumları.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Küfrediliyor efendim.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Oradan küfredilmesi mümkün değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ediliyor efendim, ediliyor. Ben iddiada bulunurum siz müdahale edemezsiniz Sayın Başkan.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, ben Başkanlık Divanı olarak düzeltmek isterim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Düzeltemezsiniz Sayın Başkan, ben hakaret etmiyorum "Küfrediliyor." diyorum; küfrediliyor.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yanlış bilgi veriyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Öyle bir şey mümkün olur mu? Hayır, mümkün değil, öyle bir şey olmaz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Oluyor efendim, oluyor; siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Oluyor, her gün küfrediliyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Süreniz az kaldı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama süremi çalıyorsunuz siz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Çalmıyorum ben Başkanlık Divanı olarak, on saniye çaldıysam da veririm.
Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, "küfür" hakaret demek değil, gerçeği altüst ediyor, bu anlamda söylüyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, düzelttiniz yani şu anda.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, küfrün kelime anlamını söyledim.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, bunu tartışmayalım, ben Başkanlık Divanı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarının küfür edemeyeceği, etmeyeceği anlamında bir düzeltme yaptım.
Buyurun devam edin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Küfrün kelime anlamı neyse onu dedim Sayın Başkan.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun devam edin, bunu tartışmayacağım sizinle.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tartışıyorsunuz ama.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İzmir İl Başkanlığımıza saldırı düzenlendi değerli arkadaşlar; bakın, bu ülkede nasıl bir düşman hukuku ve ikili hukuk uygulandığının net bir örneğidir; düşünün ki herhangi bir kişiyle ilgili diyelim ki bir iddia varsa o kişiyi alıyorsunuz, günlerce gözaltında tutuyorsunuz, hatta hâkim erteleme kararı alabiliyor; bu kişi on sekiz saat sonra tutuklandı arkadaşlar, on sekiz saat sonra. Ya, bunun bir örgüt bağlantısı var mı, önünde arkasında bir şey var mı, birisinin yönlendirmesiyle mi yaptı, bir provokasyon mu, nedir; kim yönlendirdi, kim yaptı...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kendi kendinizle çelişkiye düşüyorsunuz ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, on sekiz saat sonra...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bir karar verin ya, gözaltı uzun olsun mu, olmasın mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - On sekiz saat sonra... Bir "tweet" atanı günlerce içeride tutuyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya, uzun olsun mu, olmasın mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir "tweet" atanı...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - "Uzun olsun." mu diyorsun?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Sayın Başkan, nedir bu şimdi ya?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Allah Allah! Kısa tutuyorsun "Niye uzun değil?" diyor, uzun tutuyorsun...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, ben size söz vereyim, onları anlatın.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, çifte standarttan bahsediyorum, çifte standarttan; ikili hukuktan bahsediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Karar ver, karar.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Düşman hukukundan bahsediyorum, ikili hukuktan bahsediyorum, ikili hukuk.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yetki alacaksınız, kimin için alıyorsunuz bu yetkiyi, kimin için alıyorsunuz? Muhalifler için alıyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, sözünüz tamamlandı, kayıtlara geçmiyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uzun tutukluluk yetkisini kimin için alıyorsun? Muhalifler için alıyorsun.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Şu anda süreniz tamamlandı, mikrofonunuz kapandı.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Teröristler için. Terörle Mücadele Kanunu, çok önemli.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - OHAL Kanunu, bu ülkeyi süresiz olarak OHAL rejiminde yaşatmak için ama buna müsaade etmeyeceğiz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, bu arada süreniz tamamlandı, ben sözünüzü tamamlamak üzere açıyorum.
Lütfen tamamlayın sözünüzü.
Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, sonuç olarak Orhan Bey'in getirdiği bu teklifte, açıkça söyleyeyim arkadaşlar, OHAL rejiminin üç yıl daha sürmesi demek bu ülkede kaosun, gerginliğin, umutsuzluğun, kutuplaşmanın üç yıl daha sürmesi demektir. Bakın, darbeye doğru giderken, 15 Temmuz darbesine doğru giderken uyardım, "Bakın, bu yola girmeyin." dedim, pek çok yerde bombalar patlıyordu, "Bu bir darbe dinamiğidir." dedim, dinlemediniz. Ankara Gar'da, şurada burada, pek çok yerde bombalar patlıyordu, "Darbe dinamiğidir, yapmayın." dedik.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, teşekkür ediyorum. Tamamlar mısınız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Darbe yolundan çıkın, ülkeyi demokrasi yoluna sokun." dedik, dinlemediniz, darbe oldu. Ardından 20 Temmuz darbesini yaptınız 20 Temmuz 2016'da, beş yıldır ülkeyi darbe rejiminde yaşatıyorsunuz ve ülkeyi üç yıl daha darbe rejiminde yaşatmak istiyorsunuz. Demokrasi krizi sürdüğü sürece hiç kimse iflah olmaz; bu iktidar da iflah olmaz, bu ülke de iflah olmaz. Demokrasi krizini bitirmeden de bu maddeleri, bu uygunsuz torba yasaları görüşmeye devam ederiz arkadaşlar.