MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Partimizin Merkez Yönetim Kurulu toplantısı var, o nedenle öncelikle konuşma talebim oldu.

Değerli arkadaşlarım, tabii, usulle ilgili tartışmalarda görüşlerimizi ifade etmedim, kısaca onu ifade etmek istiyorum öncelikle. Yani bu etki analizi, torba kanun... Her teklifte gerek Genel Kurulda gerek Komisyonda sürekli tartışıyoruz. Bunun çözüm yolu da belli ki bunu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine mal etmenin de hiçbir dayanağı yok çünkü bu, yılların meselesi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hep söylüyoruz, "Torba Hukuk" diye kitap bile yazdık geçmiş dönemde karşılaştığımız sorunlar nedeniyle. Dolayısıyla, bu konunun çözümü şudur: Tüm partilerin bir araya gelip bu İç Tüzük'ü değiştirmesi; daha verimli, daha etkin bir yasama çalışmasının sağlanması.

Şimdi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine eleştiriler yapıldı, özellikle Meclisin güçsüz olduğu ifade edildi. Ben şunu sormak isterim: Parlamenter sistemde olduğu gibi yetki kanunuyla hükûmete KHK çıkarma yetkisi versek daha mı iyiydi? Yani şimdi eğer parlamenter sistem olsaydı hükûmet bir yetki kanunu getirirdi; zaten hükûmet Parlamento içinden çıktığı için yetki kanunu çıkarma gücü de vardı, dolayısıyla, rahatlıkla KHK'lerle düzenlemeleri yapabilirdi. İşte burada Meclis güçlendirildi yani yasamanın yetkisini elinden alan uygulama kaldırıldı yani yasama yetkisini Meclisin elinden alan uygulama kaldırıldı. Başka ne yapıldı? Cumhurbaşkanına yönelik suçlandırma mekanizması getirildi Anayasa'da; Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcılarına, bakanlara yönelik Yüce Divan yolunu açan düzenleme yapıldı. Yine, Meclise Hâkimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu seçme yetkisi verildi, nitelikli çoğunlukla seçme yetkisi verildi.

Şimdi, bazen şu da yapılıyor, "Efendim, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri şu kadar çıktı, kanun şu kadar çıktı." diye madde sayısı itibarıyla bir karşılaştırma yapılıyor. Bu da yani çok anlamsız bir karşılaştırma çünkü köklü bir değişim yaşandı, yönetim sisteminde değişikliğe gidildi. Ben hemen söyleyeyim: 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539 madde, 4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 721 madde. Çok normal. Niye? Çünkü bütün kamu idarelerinin görev ve yetkileriyle ilgili düzenlemeler bu Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapıldı, elbette madde sayısı o nedenle çok fazla yani ilk çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde madde sayısı fazla.

Yasama yetkisi münhasıran Meclise ait, milletvekilleri tarafından teklifler verilmekte. Bu teklifler neye göre verilmekte? Elbette yürütmenin ihtiyaçları, talepleri var, vatandaşımızın talepleri var, sivil toplum kuruluşlarımızın talepleri var; bunlar değerlendirilerek kanun teklifi veriliyor. Şimdi, bu karşılıksız çek uygulaması nedeniyle hapis cezasıyla karşı karşıya kalan vatandaşlarımızdan inanıyorum ki hepinize, hepimize aylardır talepler geliyor. Bu konuda Orhan Bey'i eleştirmek yerine teşekkür etmemiz lazım; bu düzenlemeyi getirmiş, teşekkür etmemiz lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama "Üç ay yetmez." demiştik, "Üç ay yetmez." demiştik.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bir dakika ya, üç ayı kim dayattı, kim dayattı üç ayı? Muhalefet dayattı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, bak tutanaklara.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, bakın, siz...

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bak tutanaklara.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın tutanaklara.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar...

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İYİ Parti Grup Başkan Vekiliniz... Yapma Allah aşkına!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz "Yetmez." dedik efendim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Biz bir yıl teklif ettik.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tutanaklara bakın.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yapmayın ya!

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Aynı konu burada da... Aslında, Garo Bey, çelişkiye de düşülüyor; nasıl, biliyor musun? Tütün ticareti yapanlarla ilgili özellikle Adıyaman, Malatya'daki tütün üreticisi çiftçimizin bir hapis cezasıyla karşı karşıya kalma durumu söz konusu; hepimiz bunu gündeme getiriyoruz. Orhan Bey'in bu konuda bu cezanın bir yıl daha ertelenmesini öneren teklifi var, teşekkür etmemiz lazım, soruna da çözüm getirmemiz lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz gelmesin mi dedik? Ben o konuda teşekkür ediyorum ama soruna çözüm getiremedik biz burada.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Benim bildiğim, bir yönetmelik mi ne çıkması lazımmış herhâlde.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tutanaklara bakın.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, Sayın Kalaycı konuşuyor.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bu konuda elbette yöredeki çiftçimizle de istişarede bulunarak bu konuya köklü bir çözüm getirmemiz gerekiyor. Ama burada Orhan Bey'i eleştirmek değil, teşekkür etmek lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir saat bağırdı oradan.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ben Başkana bağırdım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet arkadaşlar, lütfen...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yine, değerli arkadaşlarım, bütçe döneminden hatırlarsınız, hep dile getiriyoruz. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundaki tabipler ve eczacılar döner sermayeden pay alamıyor, SGK ve Sağlık Bakanlığına göre bu kurum personeli mağdur dedik. Ee, bu konuda düzenleme getirmiş; çok doğru, yerinde bir düzenleme, teşekkür etmek lazım.

Yine, Emniyet, Sahil Güvenlik, Jandarma personeline -biliyorsunuz- ödüllendirme yapılıyor kaçakçılıkla mücadele kapsamında, büyük yararlılık gösterenlere. Bu konuda gümrük muhafaza personeline de ödüllendirme getiren bir düzenleme var yani çok doğru, yerinde bir düzenleme yani o açıdan ben Orhan Bey'e teşekkür ediyorum.

Tüm maddelere baktığımız zaman, mesela, Sağlık Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı protokol yapmış, eğitim düzenlemiş, 2011-2015 arası bu eğitime girenler var. Bunlar diş protez laboratuvarlarında çalışabilsin diye madde getirmiş, çok yerinde, doğru bir düzenleme.

Esas tartışılan konuya geleyim. Nedir? İşte, 12, 19, 22; yani terörle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla gözaltı süresine ilişkin, TMSF'nin kayyum atamasına ilişkin ve memuriyetten çıkarmaya ilişkin süreler uzatılıyor. Başta Avrupa olmak üzere, birçok demokratik ülkede iç güvenliği tehdit eden olaylardaki terör suçlarındaki uygulamalar dikkate alınmadan burada abartılı eleştiriler, değerlendirmeler yapılıyor. Şimdi, baktığımız zaman, örneğin İngiltere... İngiltere uygulamasında bazı suçlar yönünden kırk sekiz saatlik gözaltı süresinden sonra hâkim kararıyla yedi günlük uzatma süreleri bulunmakta, bu süre toplamda on dört güne kadar uzatılabilmekte.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ama bu elli yıldır böyle, belki daha da fazla.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili kararlarında da yakalanan kişinin hangi sürede bağımsız bir yargı mercisinin önüne çıkarıldığına dikkat çekmektedir. Yani yapılan düzenleme Anayasa'mıza da uygun çünkü Anayasa'mızda açık bir şekilde hâkim kararıyla 2 defa uzatılabileceği öngörülüyor 19'uncu maddede, burada da Anayasa'daki düzenlemeye paralel bir düzenleme yapılıyor. Yani şunu da hiç unutmayalım: 15 Temmuz hain darbe girişiminden bu tarafa, perşembe günü itibarıyla beş yıl geçiyor, beş yıl oldu; hâlen kripto tespitleri var, her gün FETÖ'cülerle ilgili yakalamaları, gözaltıları görüyoruz; yurt dışından güvenlik birimlerimizin, istihbarat birimlerimizin yakalayıp getirdiklerini görüyoruz. Hâlen ihtiyaç var, bu anlamda da bir düzenleme yapılıyor. Yani öncelikle Türk milleti bu 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünü asla unutmayacak ve unutturmayacak da yani 15 Temmuz bir milat ve bu konuda gerek PKK gerek FETÖ belasından Türkiye'nin tümüyle kurtulması lazım yani getirilen düzenlemeler bu kapsamda, bunu sağlamaya yönelik düzenlemeler. Diğer ülkelere baktığımız zaman, birçok örnek var, mutlaka sizlerde de vardır; Danimarka'da, Avusturya'da -İngiltere'nin dışında- benzer terör suçlarına yönelik daha uzun gözaltı süreleri öngören düzenlemeler var. Yani değerlendirme yaparken bunların da dikkate alınması gerekir diyorum.

Maddelerle ilgili görüşlerimizi madde görüşmelerinde ifade edeceğim.

Teşekkür ediyorum.

Hayırlı olsun diyorum.