KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Kurumun değerli yöneticileri, tabii, yaptığınız faaliyetler açısından hakikaten çok ciddi hizmetler veriyorsunuz yani bu rakamlar, baktığınız zaman ciddi rakamlar. İşte, 2020 yılında 100 bin konutu geçtiniz, 2021'de herhâlde pandemi şartlarına rağmen onun daha da üzerinde rakamlar gerçekleşecek. Tabii, inşaat sektörünün yan kuruluşları var, 200'ün üzerinde yan kuruluşu var. Tabii, çok ciddi katkısı var, 200'ün üzerinde sektör var yani elektriğinden, mekaniğinden, nakliyecisinden, getireninden, götüreninden... Tabii, sektör etkilenince otomatikman zincirleme bunlar da etkileniyor Değerli Başkanım. Özellikle 2021 yılında ham madde fiyatlarında çok ciddi artışlar oldu yani bugün, inşaat sektöründe iğneden ipliğe... Bugün, insanlar cam bulmakta zorluk çekiyor, sunta bulmakta zorluk çekiyor, demir aldı başını gitti, beton fiyatları anasının nikâhı. Dolayısıyla, siz demin söylediniz ya, şu sizin 200 kalemin -tahmin ediyorum- önemli bir kısmında fiyat artışları var. Siz, sabahtan beri tartışıyoruz, diyorsunuz ki: "En fazla yüzde 10 veririz." yani fiyat artışı değil de bu, keşif artışı diyelim, fiyat artışlarına da TEFE ve TÜFE oranında bir formülünüz var, buna göre veriyorsunuz. "Toplam rakam üzerinden veriyoruz." diyorsunuz, keşif bedeli üzerinden ama bu verdiğiniz rakamlar yetmiyor, ben size söyleyeyim. Yani bu ortalama rakamlarınız, yüzde 10 olan, 11 olan, bilmiyorum, şu an TEFE, TÜFE rakamlarını topladığınız zaman... Sağ olsunlar, TÜFE'de açıklanan rakamlar zaten her zaman tartışma konusu... Dolayısıyla, bu konuda bu verdiğiniz fiyat farklarıyla müteahhitlerin bunların altından kalkması mümkün değil, sektörün içinden gelen biri olarak söylüyorum. Örnek: Demir fiyatı altı ay önce, sekiz ay önce 3 bin liralar civarındayken bugün 7 bin küsur lira. beton fiyatları Türkiye'nin her tarafında 200'ün üstünde.

Başkanım, ben aslında buradan Komisyon olarak şunu da öneriyorum: Buradaki mesela çimento fiyatlarının bu kadar artışını sağlayacak yani taş, kaya, bunların çoğu Türkiye'de, bu fiyat artışlarına muhakkak müdahale edilmesi lazım. Demir; şu an ithalatta fon var, kaldıralım fonu, hiç olmazsa eğer biz içeriyle baş edemiyor isek ithalatla bu fiyatları biraz aşağıya doğru çekmemiz lazım. Bunun Türkçe karşılığı şu: "Ya imam olacağız ya imam bulacağız." Ya Hükûmet bu fiyatları aşağı çekmek için gerekli çalışmaları yapacak ya da çıkacak ya bir fiyat farkı kararnamesi... Yani o verdiğiniz rakamlarla bunun altından kalkmak mümkün değil. Tahmin ediyorum... İnşaat sektöründe olduğumuz için, bu müteahhit firmaların çoğu, zaman zaman bize de geliyorlar, yeri gelmişken bu sorunu da burada gündeme getirmiş olalım. Yani zincirleme, mazot artışları, şu bu. Ne kadar çok katkı sağlıyorsanız zarar verirken de aynen öyle yapıyorsunuz yani katkıda da aynı yönde gidiyorsunuz ama iş eksiye doğru gidiyorsa o alanda da eksiye doğru gidiş var. Biz şahsen bunu Genel Kurulda da gündeme getirdik yani biz buna katkı sağlayacağımızı muhalefet olarak söyledik. Tabii, TOKİ'nin en önemli görevlerinden biri sosyal konut yani konut sahibi olamayanlara konut üretmek. Dolayısıyla ben bunu çok önemsiyorum. Diğer projeler de önemli ama artık bugün Türkiye'de maalesef asgari ücret normal ücret oldu, insanların maaşları üzerinden konut alabileceği, ona endeksli konut alabileceği, TOKİ'den başka hiçbir yer yok. Sorum şu: Senelere sâri rakam artışlarınız var, 2021, 2022, 2023, bu sosyal projeleriniz yani daha çok böyle maaşa endeksli, düşük taksitli konut projelerinizdeki son durum nedir? Yani 2020'de ne kadar yaptınız, 2021, 2022, 2023, 2024; bunlar önemli.

Tabii, bir misyonunuz da var; kentsel dönüşümler. Yani bugün şehir içinde belediyelerin bu işi yapması mümkün değil. Bütün belediyeleri görüyoruz, her ne kadar kentsel dönüşüm kararı alsalar bile, ha bire bol miktarda alıyorlar bu kararları ama uygulamaya gelince bu konuyla ilgili ciddi mesafe katedemiyorlar çünkü bir devlet iradesi bir miktar da parayla da ilişikli yani TOKİ'nin imkânları biraz iyi, bütün belediyeler böyle, imkânları daha sınırlı olduğu için bu dönüşümü maalesef yapmakta zorlanıyorlar, orada da size ciddi bir misyon düşüyor. Tabii, tarihî kentler, artık ruhsuz şehirler yerine ruhu olan şehirleri imal etmek de bizim ana görevlilerimizden biri. Şehrin dokusuna uygun, şekline uygun mimari projelerimizi zaman zaman görüyoruz. Bunlar takdir ettiğimiz... Hakikaten ben heyetin huzurunda da bu tür projelerden dolayı teşekkür ediyorum. Burada da kullanılan malzemeye çok dikkat etmek lazım, bazen tarihî binaları onarırken, onardığımızı zannederken daha fazla zarar veriyoruz. Dolayısıyla bu işi bilen, otorite olan kurum ve kuruluşların buna emek vermesinde de fayda var. Bu konuyu konuştuk, mümkün olduğunca kati projelerle çıkmak... Söylediğim gibi, zemin etütlerinden kaynaklanan ama zaten "Bu alanda da gittikçe sıfırlanmaya doğru gidiyor." dediniz.

Bunun yanı sıra, sanayi projeleri... Bizim Samsun mesela, orada, bilmiyorum şu an epeyce bir aşama katedildi ama yani satın aldıkları fiyat, kendilerinin bulunduğu yerin kamulaştırılması... Yani bazen şehrin en önemli yerinde bulunan sanayi tesislerinin bulunduğu yerler zaten çok değerli. Siz o alanları alıp başka amaçla değerlendiriyorsunuz veyahut da yeşil alan yapıyorsunuz, cadde yapıyorsunuz, meydan yapıyorsunuz, sokak yapıyorsunuz ama vatandaşın bakışı o değil. Diyor ki: "Benim buradaki dükkânımın değeri şehrin göbeğinde 10 lira. Dolayısıyla ben bu 10 lirayla böyle 2 tane dükkân alabilecekken 1 tane dükkân almakta zorlanıyorum." Yani bu kamulaştırma bedelleriyle ilgili bunu iyi izah etmek lazım.

Bir de tabii bu maliyetlerin hesap edilme yöntemi yani burada kâr marjının minimum olması lazım. Bunu nasıl yapıyorsunuz? Herhâlde bir arsa bedeli, inşaat bedeli, bunun üzerine de belli bir oranda kâr koyuyorsunuz. Bol miktarda iskonto yaptığınıza göre bu aradaki marj fazla mı ki arada bir "yüzde 20 ıskontoyla getirin paraları" diye şeyde bulunuyorsunuz. Bunun daha üzerinde bir şey mi var? Ben orada biraz da çelişkiye düştüm doğrusu, hani bu ıskontolara talep fazla gibi. Orada nasıl bir yol izliyorsunuz?

Şehit ve gazi yakınları, inanın bu çok önemli. Bugün biz de grupta bir şehit babasını misafir ettik. İnanılmaz hadiseler, yani inanılmaz, maalesef son dönemde, son dönemde demeyelim de Türkiye'nin terörle mücadelesi dolayısıyla şehit sayılarımız da çok fazla, onun yanı sarı gazi sayılarımız çok fazla. Sizin verdiğiniz 900'lü rakam, tahmin ediyorum, taleplerin çok altında. Her talep edene veriyor musunuz? Mesela bu konuda bekleyen var mı? Şu ana kadar bundan sonrası için projeksiyonunuz nedir; o da öyle bir soru olsun.

Yine, ihalelerle ilgili, mümkün olabildiğince şeffaf ihalelerin olması. Yani TOKİ benim bu konuda takdir ettiğim bir kurum, belki bazı özel şartlarda 21/b'yi mümkün olduğunca az kullanıyorsunuz diye, herhâlde deprem felaketi gibi durumlarda ama onun dışında 21/b'nin ben yaptığınız iş açısından onun karşılığı olmadığını düşünüyorum. Yani normal şartlarda kentsel dönüşümde veyahut da buna benzer sosyal konutlarda öyle bir öncelik olmadığını düşünüyorum, sadece doğal afetler konusuyla ilgili belki düşünülebilir.

Yatay mimari, keşke Cumhurbaşkanımız bunu daha önce söyleseydi, o söylediği andan itibaren Türkiye yatay mimariye geçti. Bunu da ilk uygulayan... "İstanbul'u katlettik." dedikten sonra... Neyse, zararın neresinden dönersek kârdır. Hakikaten bunun ne kadar güzel olduğunu hep beraber müşahede ettik.

Yine, elinize sağlık, millet bahçeleri. Mesela bu stadyumların yüzde 90'ı şehrin orta yerinde kalan projelerdir çünkü her birinin mazisi en az kırk elli yıldan aşağı değildir. Dolayısıyla buranın sosyal proje olarak, sosyal alan olarak değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz; inşallah bundan sonra da öyle olur.

Ben bundan sonraki çalışmalarınızda da başarılar diliyorum ama üzerinize çok işler düşüyor. Şu an "Bini geçtik." diyorsunuz, bu konut sayısı üç aşağı beş yukarı bize verilen rakamlara göre, 6 milyon civarında Türkiye'de dönüşmeyi bekleyen konut var. 6 milyonun yüzde 50'sini farklı yöntemlerle dönüştürdüğümüzü düşünürsek size yüzde 50'si kalsa, 3 milyon eder. Yirmi yılda 1 milyon yaptığımıza göre altmış seneye ihtiyacımız var ama sizin bunu daha kısaltacağımıza ben eminim. Burada farklı modeller geliştirmek lazım, vatandaşı, devleti, belediyeleri, bu işin tamamını ne kadar alana çekebilirsek bu işi o kadar hızlandırmış oluruz. Netice itibarıyla, şu: Bugün 10 liraya mal ettiğimizi felaket esnasında 100 liraya mal edeceğimizin farkında olalım yani bugün yapmadığımız bu operasyonun yarın en az 8-10 katıyla önümüze geleceğini her zaman biliyoruz, görüyoruz, bunu yaşayarak öğreniyoruz.

Benim sorularıma yazılı cevap verebilirsiniz çünkü benim Parlamentoda da konuşmam var, dolayısıyla toplantıdan ayrılmak zorundayım.

Ben bundan sonraki çalışmalarınızda da başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum.