İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi efendim, ben, özellikle tütün mevzusuna çok ayrı bir not düşmeyi planladım ama işin uzmanı çok tafsilatıyla anlattı, konuştu, izah etti ancak "Çarşı her şeye karşı." Buraya gelen bütün misafir arkadaşlarımız bilirler, kanun yapmak için gelen bürokrat arkadaşlarımız hepsi bilir ki ne yaparsanız yapın, ne kadar mütekâmil hâlde buraya getirirseniz getirin karşı taraf mutlaka ama mutlaka sorgusuz sualsiz karşı çıkar. Ben tabii, Kuşoğlu'nu özellikle tenzih ediyorum, o hak teslimi bağlamında yer yer not düşüyor, keşke o kıvamı diğer arkadaşlarımız da tutturabilirseler. 25 maddeden müteşekkil bir çalışma. Ben, yakinen takip ettim, Orhan Bey'in çok ciddi emeği oldu, katkısı oldu, Sayın Elitaş'ın öyle, işte, buradaki bütün arkadaşlarımızın hepsinin çok değerli katkıları oldu, bakan yardımcılarımız burada, bürokratlarımız öyle. Hep altını çiziyoruz arkadaşlar, sadece yapmamız gereken şey şudur: Hak teslimi yapmak. Hakkı teslim edelim, elbette ki tenkit edelim. Noksanı yok mudur? Elbette vardır, sonradan o noksanları izale de gene bizim işimiz değil mi arkadaşlar? Efendim "Zaman yetmedi, uzatalım." Biz yapıyoruz zaten bunu ve burada bunları yeri geldiğinde tanzim ediyoruz, düzene koyuyoruz. Efendim "Niye daha önce yapılmadı?" Ya, arkadaşlar, bir projeksiyon tutuyoruz, olmamışsa gelip burada yeniden tanzim ediyoruz, düzenliyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz hangi projeksiyonu tutuyorsunuz ya, Maşallah, dediğiniz kırk gün yaşamıyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bunu tenkit etmek ne demek, ben onu anlamıyorum. Yani bulunduğumuz pozisyonu özümsememek bulunduğumuz pozisyonun farkında olmamaktır. Bakın, her bir madde ihtiyaca mebni getirilmiş buraya, hiçbiri enfüsi, bireysel, kendi hesabımıza göre getirilmiş değil, siz de bunu biliyorsunuz aslında ve üzüldüğüm terörle mücadelede bir ihtiyaç var, buna dönük madde düzenlemeleri yapılmış, burada ona bile karşı çıkar hâle geliyorsunuz. Ben, efendim, HDP'nin, Garo Paylan'ın duruşuna bir şey demiyorum, onlar öteden beri öyle, orada sabitkadem etmişler ama CHP neyin mücadelesini veriyor? Şurada bundan beş sene önce... Bak, dört gün sonra 15 temmuz. Beş yıl önce hep beraber o tehlikeye muhatap olmadık mı? Şu bina bombalanmadı mı teröristler tarafından? Peki, onlarla mücadele verilirken böylesine bir ihtiyaç var ve bunun mutlaka kanunen düzenlenmesi lazımsa yapmayalım mı, ne diyorsunuz? Şu ifadeye bakar mısınız ya? "Soylu maddeleri"

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kim karar veriyor mutlak olduğuna? Karşı fikir söylenmeyecek mi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Karşı fikir söylenmeyecek mi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, karşı fikir elbet söyleyelim, ilave edelim, ben ona bir şey demiyorum, benim söylediğim şey şu: Sanki terörle mücadele edilmesin gibi bir şey...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani muhalefet etmeyelim diyorsun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır efendim, olur mu? Ben onu söylemiyorum, tam tersi.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yo yo, öyle.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, lütfen müdahale etmeyin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, niye senin tarafa müdahale etmeyin...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sizi dinledik ama.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Muhalefet ediyoruz biz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Söylesin tamam, cevap verelim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İşimiz bu. Ne demek yani? "Konuşmayın, bizim getirdiğimiz..."

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, şöyle Sayın Bekaroğlu: Elbette ki söyleyin, elbette katkı sunun, bundan mutlu oluruz ama olanı çarpıtmayalım, hakikati söyleyelim. "Olağanüstü hâl yasaları" ne demek ya?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, kardeşim, o zaman ben de diyorum ki: Sen olayı çarpıtıyorsun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Terörle Mücadele Yasası'nda bir düzenleme yapılıyor, yaptığımız bu ve bu ihtiyaç mebni, ihtiyaç gereği yapılıyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl benim ifademe "Çarpıtma." diyebilirsin!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çarpıtma sizin işiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, bundan birkaç gün önce -işte, Abdullah Bey söyledi- bu terör örgütünün önde gidenlerinden biri yakalanmadı mı?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne ilgisi var onun ile bu söylediğinizin ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Daha sahada, zeminde çok sayıda yok mu? Bunları takip etmeyelim mi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu yapılanların onunla ne ilgisi var?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yani bunların devlete sirayet etmelerinin önüne geçilmesin mi? Ne diyorsunuz siz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, kardeşim, devletin terörün karşısına çıkması için kanunlar, yetkiler, her şey ortada.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bunlar yapılıyor, bunu yaptıkları için -kim yapıyorsa- yapanlara müteşekkir olmak lazım, teşekkür etmek lazım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, karşılıklı konuşmayalım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Terör bahane edilerek artı yetkiler alınıyor, istismar ediliyor; onu söylüyoruz biz size.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sizin yaptığınız şu: Her şeye karşı çıkmak.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok öyle bir şey, yok öyle bir şey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir şey istismar ettiğimiz yok.

Eğer -samimi söylüyorum- sizin elinize fırsat geçse var ya...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsun?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, ben sözü size vereyim, siz konuşun o zaman; İbrahim Bey'den daha fazla konuşuyorsunuz, ben anlamadım ki bunu. Söz talebiniz varsa ben size söz vereyim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Özlemiş, Komisyonu özlemiş Başkanım, uzun süredir gelmediği için özlemiş.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki Başkan, güzel bir tespitle susacağım ama biraz evvel biz konuşurken...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hayır, aynı uyarıları yaptım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O taraftan daha fazla müdahale geldi, niye onları uyarmadın, niye onları bastırmadın?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hayır, aynı uyarıları yaptım, siz dikkat etmiyorsunuz.

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Yapmadınız, yapmadınız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Alın tutanakları, bakın.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yapma ya.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Yani yaptığınız şeyi hafife aldırmayın.

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Buraya yapıyorsunuz, oraya yapmıyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, buyurun, tamamlayın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi bakın değerli arkadaşlarım, mütemadiyen şunu söylüyorsunuz: "Hukuk, Hükûmetin emrinde, yürütmenin emrinde, ne derlerse o yapılıyor." Şimdi, Anayasa Mahkemesi yakın zamanda bir karar verdi, ona dönük burada dillendirme yaparken ne diyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İşte "Kapatalım Anayasa Mahkemesini." diye bağırıyorsunuz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Sizin getirdikleriniz bile karşı çıktı." diyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, tamamlayın Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, öyle olunca da bu şekle getiriyorsunuz işte. Dolayısıyla arkadaşlar, siz haktan, adaletten uzak düştüğünüz için Cenab-ı Hak sizin önünüzü asla açmaz, bunu bilin.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Allah Allah! Ya, siz kimsiniz ya!

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Ona da siz karar vermeyin canım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hülyalarla yaşayacaksınız, rüyalarla yaşayacaksınız ve bir dahaki...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, tamamlayın lütfen.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ya, siz kimsiniz Allah adına bize...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mezarlıkta ıslık çalmaya başladın İbrahim Bey.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, böyle şey olur mu ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, Sayın Başkanımız burada yoktu.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bize Allah adına ayar çekmeye çalışıyor! Kimsiniz siz ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - 26'ncı Dönemde ben burada yine çalışıyordum, arkadaşlarımız vardı.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, teşekkür ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şunu tamamlayayım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamamlayın lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, Allah'ın yeryüzündeki temsilcisi hazreti İbrahim!

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Allah adına bize ayar çekmeye nasıl çalışırsınız ya! Allah Allah!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bekaroğlu'na çekiyor, Bekaroğlu'na.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Temsilcileri, yeryüzündeki temsilcileri!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kimseye ayar çektiğimiz yok.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Siz nereden biliyorsunuz, nasıl yargılıyorsunuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kime ayar çektik ya?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, sizin yüzünüzden insanlar dinden soğudu, uzaklaştı.

SALİH CORA (Trabzon) - Siyasi ve bireysel kanaatini bildiriyor.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Nasıl yargılıyorsunuz siz?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayar çekmiyor, kanaat bildiriyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, değerli arkadaşlarım...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayar yok, ayar yok.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, bir dakika... İbrahim Bey konuşuyor, kendisini ifade edebilir, siz niye karışıyorsunuz?

Sayın Aydemir, neyi ifade etmek istediniz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Buraya söz verin, buraya.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, söz vereceğim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, şunu söylüyorum: Arkadaşlar, altı yıldır ben bu Komisyonun üyesiyim, önceki seçimlerden önce de burada kanun düzenlemeleri yaptık, orada da böyle, bu tür münazaralar, münakaşalar oldu ve en nihayetinde, muhalefetin söylediği şey şuydu: "Gidiyorsunuz, güle güle, göreceksiniz." Geldiğimiz nokta, burası. Bir dahaki dönemi de, 2023'e de göreceksiniz, siz nal toplayacaksınız.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Siz yavaş yavaş gidiyormuşsunuz demek ki.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İstanbul seçimini bir daha yaşayacaksınız, hiç merak etmeyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Allah'ın izniyle, burada yine millet için gayret sarf eden Cumhur İttifakı -Milliyetçi Hareket Partisine, kardeşlerimize de teşekkür ediyorum- millete hizmete berdevam olacak.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - İbrahim Bey, teşekkür ederim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama her hâlükârda altı yıldır gidiyorsunuz yani.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Orhan Bey, tekrar teşekkür ederim.