BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Orhan Bey, ihtiyaçtan değil bir fiilî durumdan, bir menfaatten mi doğuyor diye sormuştum. Şimdi, anladığım kadarıyla bir fiilî durum söz konusu değil şu anda hiçbir şekilde fiilî bir durum yok, bir menfaat yok diyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım bu nasıl bir menfaat?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey, bir bekleyelim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, menfaat şu: Sayın Başkan söyledi, 2 Banka Meclisi üyesinin böyle bir durumu var, ayrılmadılar öbür taraftan da şey alıyorlar özlük haklarıyla ilgili...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bülent Bey, yalnız benim anladığım, az önce söylediler "yok" dediler.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Yok" dediler bende onu soruyorum.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teorik olarak mümkün olduğunu söyledim fakat verdiği cevaba göre maaş almamışlar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, şimdi almıyorlar. Bu ihtiyaçtan doğan bir durum değil, zorunluluktan doğan bir durum değil, fiilî durum nedeniyle böyle bir şey yapmıyorsunuz. Peki, genel olarak yapıyorsak demin sorduğum gibi, madem akademisyenler için böyle bir istisna durum getiriliyor devlet memurları içinde getirilebilir dedim. Devlet memuru da kadrosunu muhafaza ederek gelir Banka Meclisi üyesi olabilir. Yalnız burada şöyle bir mantık var kanun ilk çıktığı zaman anladığım kadarıyla bankanın çok özel bir görev yapması nedeniyle özellikle bir aidiyet oluşsun isteniyor yani kadrom öbür tarafta ben istediğim zaman rest çekerim, dönerim, kadroma giderim durumu olmasın bankayla bütünleşsin, bankayı olduğu gibi...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu bağımsızlığını artırmaz mı istediğim zaman giderim emniyeti?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu bir emniyet değil. Kanun koyucu onu öngörmemiş ama.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Meseleye aslında buradan bakmak lazım öbür tarafı teferruat, sağlıklı karar alması için.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, var gitme imkânı var zaten 547'ye göre.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani gidebilmek değil de kendini tümüyle işine versin istiyor, yani gidebilmek değil de kendini tümüyle işine motive etsin istiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şunu ben de hakikaten bir soru olarak soruyorum: Bir yöneticinin ya da üyenin emniyetli bir geriye dönüşü olması daha bağımsız davranmasına yol açmaz mı?

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, 547 60'a (b)'ye göre var, bu kanun var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Var diyorsunuz, onu soralım; o dediğiniz hangi kanun?

ERHAN USTA (Samsun) - 2547 sayılı Kanunun 60'ıncı maddesinin (b) fıkrasına göre var. Az önce Abdullah Bey, (a)'yı okumuş (a)'da Cumhurbaşkanı Yardımcılarına var diyor (b)'de tamamına var. Yani bu kanun açık işte; yeter ki atılmış olmasın, kendi isteğiyle ayrılması durumunda -ki kendi isteğiyle ayrılmadı- ayrıldığı zaman kadro şartı aranmaksınız üniversitesine döner diyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yalnız özel kanun, genel kanun meselesi olabilir mi orada?

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim, dönmeyecek diye bir şey yok ki hiçbir yerde.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Merkez Bankasına soralım onu, hukuki durumunu soralım.

Bülent Bey, bitirdiniz mi siz?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Başkanım, şimdi sizin söylediğiniz konu da önemli bağımsızlığı olabilir, tabii öyle bir tercih de yapılabilir ama kanun koyucu zamanında -bu eski bir Kanun 30'da çıkmış bir Kanun- böyle bir tercih yapmış yani ben Banka Meclisi üyesinin özlük haklarını, ücretini çok yüksek tutacağım, aklı hiçbir şekilde başka bir yerde olmayacak kendisini olduğu gibi bankaya, banka faaliyetlerine verecek demiş. Böyle bir tercihte bulunduktan sonra o tarafına girmemiz lazım bu aşamada. Dolayısıyla da akademisyenler için veya devlet memurları için başka bir gerekçe de yoksa böyle bir muafiyet tanımamamız gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.