KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, bu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik yapılmasıyla ilgili bir düzenleme. Daha doğrusu, geçici bir maddeyle, geçici 19'uncu maddesinde yapılan geçici düzenlemenin, üç yıl için getirilen bir düzenlemenin üç yıl daha uzatılmasıyla ilgili bir düzenleme yani burada "terörle mücadele" derken bu madde, tam olarak terörle mücadeleyi değil de yakalanan kişilerin, terörist olup olmadığı daha belli olmayan kişilerin gözaltı süresiyle ilgili; şüpheli -burada zaten o tabiri kullanıyor- kişilerle ilgili. Dolayısıyla, bu kanun 2018'de çıktığı zaman, evet, özellikle belli bir terör örgütüyle ilgili bir mücadele söz konusuydu ama bunun bitiyor olması lazım. Sonuç olarak, buradaki kişiler Türk vatandaşlarıdır, bu ülkenin vatandaşlarıdır. Devletin kendi vatandaşlarıyla ilgili olarak bu çok olağanüstü şartlarda çıkan ve olağanüstü sertlik gerektiren bu hükümleri tekrar tekrar uzatma durumunda vatandaşlıktan da soğutmaması lazım normal vatandaşlarını. Artık üç yılın sonunda yapılan yanlışlıklarla, uygulanacak olan sertliklerle vatandaşın devletine terörist olmamasını da sağlamak lazım; bu tarafını da düşünmek zorundayız.

"Üç sene içerisinde bu mücadele başarıya ulaşmadı. O nedenle bir üç sene daha istiyoruz." anlamına geliyor bu. Benim onunla ilgili olarak hakikaten kafamda epey bir soru işareti oluşuyor. Benim bildiğim kadarıyla terörle mücadele konusunda bir başarı var demin Erol hocanın da okuduğu şekilde bu tutuklamalarda azalma var Terörle Mücadele Kanunu'na göre. Neden buna ihtiyaç duyuluyor? Bizim bilmediğimiz bir durum mu söz konusudur?

Varsa Sayın Bakanım, bu konuyla ilgili olarak bilgi verebilirseniz... Tabii ki kendi ülkemizle ilgili hiç tereddüt etmeden bu yasaya da "Evet." deriz ama korktuğum şudur: Sonuçta, kendi vatandaşımızı kendi devletimize karşı da sıkıntıya sokmamamız lazım. Bu, çok olağanüstü bir düzenlemedir. Bu olağanüstü düzenlemeyi tekrar bir üç sene daha uzatmak sanki "Şimdiye kadar çok başarılı değildi, üç sene daha onun için uzatıyoruz." anlamına gelebiliyor diye düşünüyorum. Daha detaylı bilgi verilebilirse çok memnun olurum. Çünkü sonuç olarak, terör -hakikaten Faruk Bey'in dediği gibi- insanlık suçudur ama terörle mücadele de normal koşullarda yapılmıyor. Vatandaşa karşı yapılırsa o da bir insanlık suçu hâline gelebiliyor. Normal vatandaşımızın da korunması lazım, devlete kimsenin düşman olmaması lazım devletin yaptığı işlerden dolayı. Hukukçu değilim ama bu, bir anlamda bu tarafını da zorlamaktır. Neden ikinci üç yıla ihtiyaç duyuldu, onu anlamakta zorlanıyorum.

Çok teşekkür ederim.