GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan Yardımcımıza sormak istiyorum: Şimdi, Süleyman Özışık'ın ifadeleri oldu Sayın Bakan Yardımcım biliyorsunuz. "Ben binlerce dosyayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya götürdüm ve onların işlerine dönmesini sağladım." dedi. Şimdi, sizin yıllardır hangi kriterlere göre işleri, işlemleri yürüttüğünüze dair bir işarettir bu, bir ifşaattır. Bakın, siz gizli tanık ifadeleriyle insanları cezaevine atabiliyorsunuz, bir açık tanık var, diyor ki Süleyman Özışık: "Ben dosyaları Süleyman Soylu'ya götürdüm -binlerce dosyayı- o sayede insanlar kamudaki görevlerine döndüler." diyor. Süleyman Soylu bunu ne doğruladı ne de yalanladı ama sükût ikrardan gelir. Şimdi, sizinle ilgili böyle bir iddia varsa "Ben binlerce insanın dosyasını götürdüm, Süleyman Soylu onları görevine döndürdü." diyorsa, siz bunu yalanlamıyorsanız ülkenin bir İçişleri Bakanı olarak, burada bir ikrar var diye anlıyorum ben. Bu konudaki açıklamanızı merak ediyorum. Bu konuyu doğruluyor musunuz, yalanlıyor musunuz? Ve bu konuda hangi kriterlere göre... Yani Süleyman Özışık dışında kimler var size dosya getiren? Tek Süleyman Özışık mıdır, başkaları var mı? Hangi kriterlere göre yapıyorsunuz, böyle ahbap çavuş işleriyle mi gidiyor yoksa bir prosedürden mi devam ediyor? Bu meseleyi toptan mı yalanlıyorsunuz yoksa bir bölümünü doğruluyor musunuz, bunu merak ediyorum; bu, bir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu konuda bir soru önergem var İçişleri Bakanlığına, süresi çoktan geçti, cevap vermediniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, ikincisi şunu soracağım: Şimdi, biliyorsunuz, olağanüstü hâl durumlarında böyle, mesele soğuya soğuya gider yani ilk başta çok sert bir davranış olur; kurunun yanında yaşlar da yanabilir, oldu, çok oldu, on binlerce insan... Yani gerçek anlamda bu işin sorumluları belki kripto olarak kaldı -efendim, Erhan Bey'in söylediği gibi- dağ başındaki bir hemşire, bir imam bu işten yandı, mağdur oldu, on binlerce mağduriyet var.

Şimdi, üç yıl önce bir yasa getirdiniz, orada da şunu eleştirmiştim: "Üyeliği" diyorsunuz bakın, terör örgütü üyeliği, tamam. Üyelik, belli kriterleri vardır. "Mensubiyeti" diyorsunuz, o daha yumuşak bir şey ama hadi diyelim ki onu da geçtik ama "iltisakı"nı koymuşsunuz. Ya, "iltisak" dediğiniz şey bir telefon bile iltisak olabiliyor ama bunu da geçtik "irtibatı" meselesi var, bakın, irtibat; 2018'de çıkan yasada.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Paylan, tamamlayalım lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitiriyorum cümlemi.

İrtibatı vardı ve buna karşı... İrtibat ne demektir? Yani karşıda Cemal Ağabey'i ben aradım, Cemal Ağabey'le ilgili de bir istinat var diyelim ki, ben onunla irtibat kurdum diye sen de kardeşim busun denilebildi, oldu bunlar. Şimdi, siz aynı yasayı aynı şekilde getirmişsiniz. Yani olaydan beş yıl geçmiş hâlâ diyorsunuz ki "Bana üç yılda üyelik yetmez, mensubiyet de yetmez, iltisak da yetmez, irtibatı da bana verin ki ben üç yıl daha soruşturma yapayım."

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - "İrtibat" bağlantı demektir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama, bakın, hayır öyle değil. Bakın, iltisak bağlantı demektir; irtibat, irtibat kurmaktır ya. İltisak yetmiyor mu kardeşim?

Ya, bir yumuşama bile yapılmamış yasada bakın. Ya, bari "irtibat"ı çıkaralım, bari "iltisak"ı çıkaralım "Üyelik bana yeter." demiyorsunuz ya. Ya, niye bunu yapıyorsunuz? Ya, bir yumuşama... Ya buna tamamen karşıyız da bir geri adım... "Yalnızca üyelerin peşindeyiz." niye diyemiyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bunu baskı aracı olarak kullanıyorlar, terörle mücadele için değil, terörle mücadeleyle ilgisi yok, bu baskı aracı olarak kullanılıyor.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Kabukcuoğlu...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, mensubiyet, iltisak yetmiyor hâlâ irtibat isteniyor.