| Komisyon Adı | : | (10 / 4413, 4430, 4431, 4432, 4433, 4434, 4435, 4436, 4437, 4438) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | Marmara Denizi Bilim ve Teknik Kurulu Üyeleri Dr. Osman Okur, Doç. Dr. Haldun Karan, Prof. Dr. Mete Yılmaz, Prof. Dr. Sevim Polat ile Prof. Dr. Neslihan Özdelice ve Doç. Dr. Muharrem Balcı tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .08.2021 |
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Ben doğrudan sorularımı sormak istiyorum.
Sayın Özdelice, ilk sorum size. Sunumunuzun sonunda müsilajın tüm yönleriyle incelenebilmesi için 12 tane öneriniz var. 12'nci öneriniz ÇED raporlarının güvenilirliğinin kontrol edilmesidir. Kanal İstanbul'la ilgili uzun zamandır gündemi işgal eden konuşmalar herkes tarafından takip ediliyor ve bir ÇED raporu var orada. Bu rapora göre Kanal'dan çıkacak kazı malzemesi Karadeniz'in kenarında 30 kilometre boyunca dolgu alanı olarak kullanılacak. Gerçi Küçükçekmece Gölü'nün dibinden taramayla çıkartılacak olan malzemenin nereye götürüleceği, nerede depolanacağı ÇED raporunda yok. Aynı şekilde Kanal'ın asıl kazısına geçmeden önce bu sıyırma kazısının da -ki çok önemli bir konudur bu çünkü organik maddeleri ihtiva eden alandır- nerede depolanacağı ÇED raporunda belirtilmemiştir. Hele hele zaten deniz kenarına götürülecek olursa nasıl bir faciayla karşı karşıya kalınacağı bilim insanları tarafından kolayca anlaşılabilecektir. Şimdi aslında bana göre sözünü ettiğim ÇED raporunda o kadar çok çelişki ve o kadar çok ciddi mühendislik hesap hataları var ki onları burada anlatacak değilim ve ayrıca Kanal İstanbul'la ilgili teknik, ekonomik, ekolojik ve siyasi sonuçlarına da girmek istemiyorum, çok uzun bir konudur. Ben şunu sormak istiyorum. Kanal İstanbul şayet söylendiği gibi inadına yapılacak olursa müsilaj ve diğer deniz kirliliği Marmara Denizi ve Karadeniz'i ne şekilde etkileyecektir? Bu açıdan bakılacak olunursa sizden bir bilim insanı olarak çok net ve kesin bir cevap bekliyorum. Kanal İstanbul yapılmalı mıdır, yapılmamalı mıdır?
İkinci sorum Sayın Balcı'ya. Tabii, ben bütün değerli hocalarıma teşekkür ediyorum ama özellikle bu Sayın Özdelice ve Sayın Balcı'nın konularının sadece müsilaj olduğunu biliyorum. Bu çok önemli bir çalışma konusu, başka hiçbir şeye bakmadan bugün müsilaj karşımıza çıkmıştır ama onlar yıllarını vermişlerdir müsilaja, o açıdan çok önemli görüyorum, değerli görüyorum. Sayın Balcı, yine siz konuşmanızda ulusal kültür koleksiyon merkezinin kurulmasının önemini vurguladınız 2 veya 3 defa. Bu konuda ülkemizde şu anda bir çalışma var mıdır veya sizin bu konuda bir öneriniz olmuş mudur? Böyle bir merkezin kurulması gerekiyorsa muhatap olacak olan kurum neresidir?
Ayrıca size bir ikinci sorum var, Yeni Zelanda ile ilgili değerli bilgiler verdiniz. Yeni Zelanda'nın ihracatında önemli bir yer tutan deniz ürünlerine bazen ihracat izni verilmediğini çünkü oradaki toksin maddelerinin yüksek çıkması durumunda ihraç edilen ülkeye gittiğinde alınacak herhangi bir numunede toksinin yüksek çıkması onların o ihracatını tümüyle keseceğini, engelleyeceğini düşündükleri için bu kadar tedbirli davrandıklarını söylediniz. Peki, bu ürünler Türkiye'ye giriyorsa Türkiye'de bu ürünleri kontrol eden bir sistemin varlığına inanıyor musunuz?
Evet, şimdiki sorum Sayın Yılmaz'a: Müsilajdan gübre, bioplastik veya enerji depolama malzemeleri elde edilmesi konularında çalıştığınızı belirttiniz. Bu çalışmaların sonucunda önemli bir başarı yakalanıp da verim elde edecek gibi bir şey çıkarsa bu durumda müsilaj sizin malzemeniz olacak, o zaman müsilaja ihtiyacınız olacak. Böyle bir durumda müsilajın yok olmasına niye çalışacaksınız? Ve bu, şu andaki o çalışmalar için ayırdığınız paraya, emeğe yazık değil mi? Biz burada müsilaj kökünden önlemek için komisyon kurduk, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışıyor ama siz diğer taraftan bu müsilaj ürününden ben gübre mi, işte plastik falan mı veya enerji depolama şeyi elde edebilir miyim diye emek veriyorsunuz, araştırma yapıyorsunuz, bu çelişkiye nasıl bir izah getireceksiniz?
Ve diğer sorum da Sayın Polat'a: Önerileriniz arasında kıyıların doğal yapısının korunması çok net olarak ifade edilmiş. Şimdi size de aynı şekilde bu kıyıların doğal yapısının korunmasının önemini dikkate alarak sormak istiyorum. Karadeniz ve Marmara Denizi'ni birleştirecek yeni bir su yolu açılmasının hem Karadeniz'in hem Marmara'nın doğal yapısını büyük ölçüde değiştireceği kesindir. Böyle bir durumda Kanal İstanbul'a nasıl bakıyorsunuz? Ama lütfen net cevap bekliyorum. Kanal İstanbul, bir bilim insanı olarak size göre, yapılmalı mıdır, yapılmamalı mıdır?
Teşekkür ediyorum.