MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, teşekkür ediyorum ama bunun nereden kaynaklandığını Sayın Başkan da biliyor, siz de biliyorsunuz, dün de konuştuk, evvelki gün de konuştuk, Genel Kurulda da konuştuk. Maalesef, Sayın Başkan, bizim itibarımızı korumak için kanun çıkarıyor ama yani Komisyon üyeleri olarak, Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı olarak "Bizim İç Tüzük'e aykırı." dediğimiz şeyleri yazıyor, "Ben yazdım, görevim bitti." diyor. Ben size doğrudan söyledim, şimdi söyleyeyim, hadi ondan vazgeçtik. "Ya, bu İç Tüzük size uygulanmıyor?" diye sordum, varsa bir cevabınız verin. 35'e aykırı olarak buraya koyuyor musunuz? Bu da milletvekilinin itibarı, bu da Komisyonun itibarı. Sadece kanunda pasaport çıkması değil ki Sayın Başkanım, size de hem yazılı hem sözlü iletmiştim hatırlarsınız. Hayır yok.

Şimdi, bu teklif geldi mi, bu teklifteki gerekçenize katılıyoruz, milletvekilinin itibarı evet, önemli ama milletvekillinin itibarı sadece pasaportla mı ölçülüyor, sadece dışarı girdiğimiz zaman ya da bir yere gittiğimiz zaman protokolle mi ölçülüyor? Milletvekilinin itibarı önce kendi hakkını... Evet, kendi için yasa çıkarmak bir hak ama burada yasama denetimini yaparken İç Tüzük'e uyulmasının sağlanması da bir haktır. Şimdi, siz kendiniz "Yaptım görevimi." diye müsterihsiniz. Niye? Kanunlar ve Kararlar Başkanlığımız yazıyor, siz de diyorsunuz 6552'de tam 48 maddeydi sizin yazdığınız yazı Sayın Berber'e. Sayın Berber diyor ki: "Bu, bizi ilgilendirmiyor." Yani, yazıları siz sıra sayısına koydunuz, aynı gün ben de size ağır ithamda bulundum. Şimdi buradayken yüzünüze de söylüyorum yani o zaman dedim: "Meclis Başkanının denetim yetkisi yok ya sadece evrak sevk memuru mu oldu?" diye söyledim. Şimdi, o zaman bizim itibarımız bu kanunun çıkmasıyla korunuyor mu? İç Tüzük 87'ye uygun muydu akşamki çıkardığınız? Ötekiler İç Tüzük 35'e uygun mu? Ya, siz bizim Başkanımızsınız, bizim burada Komisyon üyesi olarak milletvekillerinin itibarını korumak aynen bu kanunda olduğu gibi... Ya, kanunu çıkardık, İç Tüzük var ama uygulanmıyor. Her seferinde siz de yazıyorsunuz, yine yazdık, yine şu anda aşağıda görüştüğümüz 688'de de 5 maddeyi siz yine yazdınız; neyse bu sefer bir gün sonra Sayın Recai Berber size cevap yazmış. Siz de onu alıp bize gönderdiniz. "Vallahi benim yapacağım bir şey yok, Sayın Berber böyle." diyor. Şimdi oldu mu? O zaman o İç Tüzük'ten kim sorumlu, uygulanmasından kim sorumlu? Bir de bu kanun tamam... Biz de sizinle konuştuğumuzda dedik ki: "Sayın Başkan, bunları bir araya toplayın, hep beraber bir seferde yapalım." Ama, bu kanunun aşağıda bekleyen kanundan 3 madde farkı var. Şimdi siz getiriyorsunuz. 461'i ne zaman çıkardık? Mayıs 2013 arkadaşlar. Şimdi dedik ki: "O ne diyor?" "Kamuoyu" diyorsunuz. Gene, seçim arifesi olunca içinde para olmasa da işte medya yazacak, yarın gene yazacak. Geçen seferkinde Anadolu Ajansının ne yazdığını, neler habere servis ettiğini biz burada muhalefet şerhine koyduk, orada mevcut. Şimdi milletvekiline karşı böyle bir şey var. Ama, siz de şimdi bu zamana kadar kalırsa veya o zaman kanunun niye çıkmadığını, grup başkan vekillerin imzasının niye çekildiğini de konuşmamız lazım. Yani, niye bu zamana kaldı? Bizim yüzümüzden mi kaldı? Hayır. Yani, o gün bir arkadaşımız çıktı, kendisi de eski Meclis başkanı olmasına rağmen "Bundan Sayın Erdoğan'ın haberi yok." dedi. Olur mu yani? O zaman siyaseten burada bir şey varsa hep beraber şimdi sizin yaptığınız gibi... Geldiniz, imzanızı attınız ve şu anda anlatıyorsunuz, ne güzel. Bunda bir şey yok. Eski kanunlardakiler... Yok, içindekilerde getirdiğiniz şey doğru ama. Şimdi hem o gün böyle sanki bir şey varmış gibi geri çekip... Ben şimdi size Sayın Arınç'ın ve Sayın Erdoğan'ın söylediklerini okuyayım, Sayın Mehmet Ali Şahin'in söylediğini okuyayım yani? Sadece diyorum ki: Sorumlu sadece bu, şey değil. O süreçte çıkmamasının nedeni de yine bizleriz. Aynı şekilde kendi adımıza söylemiyorum, biz gerekli desteği vermiştik, sonra çekti grup başkan vekilim. Ama neden? Şimdi kalkıp siz bundan "Biz bundan siyaseten zarar görüyoruz." diye çekildiğiniz zaman biz yapmadık ki bunu, biz yapmadık ama öyle olunca da arkadaşlarımız çekti. Dolayısıyla, tamamının bir araya getirilmesi doğrudur ama Meclisin itibarı Sayın Başkanım... Değerli 2 Başkanıma "Başkanım" deyince karışıyor. Sayın Komisyon Başkanımıza da söylüyorum yani "Ben yaptım oldu, 35'e uygun." E, uygun değil işte Sayın Başkan da biliyor ve yazıyor. Hâlen daha orijinal teklifte olmayan, tasarıda olmayan şeylere "Efendim, bu işimize yarıyor." diyorlar. Sayın Başkanım, şöyle de bir şey var: Geliyorlar, mutabakatla bir önergeye kamuoyunun menfaatine... Sonra geliyor diyor ki haram olan bir şeyi getiriyor helal gibi: "E, geçen sefer yapmıştık." diyorlar. Yani bu sefer de teamül oluşturduk. Yani, dolayısıyla, bunların...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Günal, o kadar şikâyet edeceğinize başka bir oturum açsaydık yani.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, şikâyet değil, açıkçası Sayın Başkanımız burada, net söylediği için ben de ona da söylüyorum. Meclisin itibarını koruyalım, kanunumuzu çıkaralım ama Meclisin itibarını hep beraber İç Tüzük'e kim aykırı davranıyorsa ister biz ister arkadaşlarımız... Bazen sinirlendiğimiz olabilir, uyarılırız, ceza alırız ama herkese eşit uygulanması gerekir diyorum. Meclisin itibarı, evet, kanun önemli, milletvekilinin itibarı önemli ama bunlara da dikkat edelim diyorum. Yasama yılının sonu geliyor, böylece kanunla beraber bu da tutanağa geçmiş olsun.

Teşekkür ederim Başkanım.