| Komisyon Adı | : | ÇEVRE KOMİSYONU |
| Konu | : | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un, Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3853) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .10.2021 |
BAŞKAN MUHAMMET BALTA - Evet bizler de çok teşekkür ediyoruz. Bütün katılan öncelikle Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarıma, sivil toplum kuruluşlarımızın çok değerli temsilcilerine, iktidarıyla muhalefetiyle katkı sunan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Önemli bir anlaşma, uluslararası bir anlaşma, Türkiye burada masada olacak Allah nasip ederse. Masada daha güçlü bir şekilde bu konuyla alakalı görüşlerini, düşüncelerini, hedeflerini gerçekleştirmek için çalışacak.
Ben burada Sayın Birpınar'a söz vermeden önce şunu söylemek isterim, bu geç kalma olayında kendisinin de görüşlerini almak isterim. Paris Anlaşması Çerçeve Sözleşmesi'nin yeni uygulaması ve 2020'de biten olayda da Kyoto Protokolü. Kyoto Protokolün'de de biz Ek-2 listesinden çıkarıldık ama 2020'ye kadar oradaki desteklerden faydalandık ama Paris Anlaşması'nda biz Ek-1'deyiz, bunlardan faydalanamıyoruz. Yani ikisi arasındaki fark nedir? Burada geç kalmışlık var mı? Bunu tekrar ifade etmek istiyorum yani burada kaybettiğimiz bir şey var mı? Aynı durumda Paris Anlaşması'na eğer biz taraf olsaydık her iki taraftan da faydalanabilecek miydik? Birincisi bu. İkincisi de bu 3 milyar dolarlık ödenekle... Bunu ben de hem milletvekili olarak hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yeşil dolarları görüp de... Yani Türkiye o kadar küçük bir ülke değil. Türkiye'de buraları biz yeşil dolarlarla beraber almadık, canımızı verdik. Canımızı verdik ama toprağımızdan ve hiçbir şeyden taviz vermedik. Bu tür söylemleri de ben doğru bulmuyorum.
Diğer bir konu da Paris Sözleşmesi özellikle bize iklim değişikliğiyle alakalı, emisyonla alakalı yeni sorumluluklar getirecek, yenilenebilir enerji kaynaklarının bu dönemde önemi daha da artacak. Peki, ben sormak isterim bu konuyu gündeme getiren sayın arkadaşlara: GES'le olmayacak, HES'le olmayacak, RES'le olmayacak, diğer taraftan jeotermalle olmayacak, biyokütleyle olmayacak; peki, Türkiye bundan sonra hedeflerinde her yıl yüzde 5 büyüyecek. Hangi enerji kaynağıyla beraber? Bir formül söylensin. Yani kömürle olmayacak -ben söylüyorum- kömürle olmayacak, fosil yakıtla olmayacak, hiçbir şeyle olmayacak... O zaman, şöyle: Biz burada Çevre Komisyonuyuz; burada Çevre Bakan Yardımcımız da var, Bakanlığı da temsilen -burada hep teşekkür ediyoruz- burada; o zaman bir formül söylensin, o formülü -gerçekten, samimiyetle söylüyorum- biz de uygulayalım. Bütün onlara karşıyız. Paris Anlaşması'yla -tekrar ediyorum- yenilenebilir enerji kaynakları daha fazla önemli hâle geliyor.
Diğer taraftan da bu konuyla alakalı "tek adam" lafını da kabul etmiyorum ben, burada buna cevap vermek isterim. Sebebi şudur: Biz istişare kültüründen hoşlanırız. Bütün temel dinamikler, bütün kanaat önderleri, kimler varsa hepsiyle istişare edilmiş; bütün bakanlıklarla, devletin bütün kademelerindeki insanlarla istişare edilmiş; Çevre Şehircilik Bakan Yardımcımız da Bakanlığı temsilen burada, onun görüşleri de onların görüşleri de alınmış, elbette ki muhalefetin bu konudaki olumlu görüşleri de bir katkıdır yani bu Paris Anlaşması'na destek vermesi de bir katkıdır. Ülkemizin menfaatleri düşünülerek elbette bunun açıklaması kime düşer Birleşmiş Milletlerde? Devletimizi temsil eden Cumhurbaşkanımıza düşer. Bunun kadar doğal bir şey yoktur. Bir muhalefet partisinin liderinin partisiyle alakalı yapacağı açıklamaları veya iktidar olsa, iktidarla yapılacak açıklamaları kim yapar? O iktidarı temsil eden en üst düzeyde organ yapar. Şu anda en üst düzey kimdir? Cumhurbaşkanımızdır. Bunun kadar doğal bir şey yoktur. Önemli olan burada üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Doğru tektir. Zamanlama, söylüyorum, bütün bunlar çalışılmıştır, bu zamana denk gelmiştir. Ben yine de bütün arkadaşlarımıza, kardeşlerime, milletvekili kardeşlerime, sivil toplum kuruluşlarına, hepsine çok teşekkür ediyorum. Son söz olarak da çok kısa... Arkadaşlar biliyor, saat dörtte de bu, Dışişleri Komisyonunda görüşülecek, rapor yazılacak, yetiştirilecek. Arkadaşlarımdan istirham ediyorum.
Sayın Bakan Yardımcımız -Sayın Bakan, size de söz vereceğim en son- çok kısa toparlarsak yani beş dakikayı geçmeyecek şekilde siz toparlarsınız; raporu yetiştireceğiz, onun yüzünden.
Sayın Birpınar, buyurun.