KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Yeni dönem hepimize hayırlı uğurlu olsun. Sayın Aydemir'e ben de teşekkür edeyim. Bu Mecliste ilk defa Plan Bütçede böyle bir şey...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - En fazla teşekkürü alan teklif sahibi oldular.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ama ilk defa böyle bir şey görmüş olduk, her seferinde eleştiri söz konusuydu. Umarım, bundan sonraki süreçlerde bunun tekrarı gelir.

ERHAN USTA (Samsun) - Tekrar değil de geliştirerek.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Geliştirerek, evet, Sayın Usta'nın dediği gibi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bunu, tabii, yürütme organı hazırladı yani bunu Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı...

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Evet.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Zaten başkası da hazırlayamazdı, idare hazırlayacaktı.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Zaten oradan geliyor, oradan geliyor...

Ben, Sayın Aydemir, baktım da "reform" demek yanlış olan bir şeyin düzeltilmesi veya yozlaşmış, tatmin edici olmayanın tümüyle iyileştirilmesi, kökten değiştirilmesi. Yani on dokuz yıllık dönemde -herhâlde cumhuriyet tarihi boyunca kaynaklara göre 36 kez- sizin dönemde 10 kez değişiklik yapılmış ve her değişikliğe de "reform" denilmiş ama bu reform vatandaşa yansımamış, yüzde 1'lik kesime yansımış, büyük çoğunluk bundan yarar görmemiş. Geldiğimiz bu teklifte 64 madde var; tanımlanan, Meclisin ilk açıldığı gibi, birçok problemle beraber işte vergide reform yapılıyor. Aslında vergi siyasette bir tercihi belirler. Vergi sadece mali açıdan değil, ekonomik, siyasi, sosyal açıdan da ele alınması gereken, bir bütün olarak ele alınması gereken bir durum ve burada tercihe bakılır. Siz kimden ne kadar topluyorsunuz, kimin için ne kadar harcıyorsunuz? Biz buraya baktığımızda, gerek ülkenin geldiği kriz durumunda gerekse pandemiyle beraber gerçek durumu yansıtan bir durum yok ve o nedenle bu reform değil. Tercih yine de bir palyatif, bu krizde bir nefes almaya dönüşmüş ama bir şeyler de sanki saklanıyor. Bu pandemiyle beraber biz, ilk günden beri, muhalefet partileri her seferinde dedik ki: "Esnaf perişan, esnaf kan ağlıyor, esnafa destek çıkılsın." Pandeminin ilk başladığında biz esnaf, çiftçi, işçi, memur, işsiz, yoksulla ilgili birçok düzenlemenin yapılmasını söyledik, hiçbir düzenleme yapılmadı ve anımsarsanız o dönem bütçe görüşmelerinde de söylemiştik, maskeden KDV alınıyordu, yattan, pırlantadan KDV alınmıyordu ve lüks kullanılan teknelerden ÖTV alınmıyordu, çiftçinin kullandığı birçok üründen ÖTV alınıyordu ve geldiğimiz aşamada pandemiyle beraber en çok mağdur olan kesim yine bu kesim oldu.

Şimdi arkadaşlarımızın hepsi, dile getirdiklerinde, konuşmalarının bir yerinde asgari ücretle bir vergi düzenlemesi söyledi. Şu anda defalarca sormamıza rağmen, asgari ücret alan kişi sayısı kaç, net bilgi veren kimse yok bize. Yani birçok düzenleme yapılıyor, şu anda kaç kişi Türkiye'de asgari ücret alıyor, net sayı kimse veremiyor. Bunu versinler şu anda bize, biz bilgi sahibi olalım ama bu saklanıyor veya bilinçli olarak verilmiyor. Normalde bir ülkede nüfusa oranla asgari ücretli sayısının çok az olması lazım ve çok az olan sayıyı da hepimizin desteklemesi lazım. Çok az olmuş olsaydı belki sizler derdiniz "Hemen vergileri kaldıralım." Sayı fazla olduğu için bunu söylemiyorsunuz ama tek kalemde bazı şirketlerin vergileriyle ilgili düzenlemeler yapılabiliyor, uzlaşmalar yapılabiliyor. Milyonlarca emekçinin, işçinin verdiği vergilerle ilgili -ki peşin vermekte- bununla ilgili bir düzenleme yapılmıyor. O zaman buna nasıl "reform" diyeceğiz, nasıl bunu reform olarak alacağız? Bunu reform olarak tanımlamamız imkânsız çünkü büyük çoğunluk bundan bir yarar göremiyorsa, hâlâ kirasını ödeyemiyorsa, hâlâ çocuğuna nasıl pazardan yemek götüreceğini düşünüyorsa burada ciddi bir sorun var ve o zaman da tercihin kimden yana olduğu ortaya çıkmış oluyor. Siz "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alalım." diye düşünüyor musunuz? Hayır.

Şimdi, az önce, az önce değil de epey bir saat önce Sayın Paylan da söyledi, pandoranın kutusu açılmış gibi, işte bir pandoradan söz ediliyor, hâlâ devamı gelecek. Vergiyi götürenler var, vergiyi ülkenin dışına alanlar var. Kimi zaman firmalardan istisna diye ciddi rakamlar alınmamakta. Peki o zaman bununla ilgili, emekçilerle ilgili niye bir şeyler düşünülmüyor? Yok. Ve geldiğimiz aşamada yoksul daha yoksullaşıyor ve giderek daha zor duruma düşüyor.

Şimdi arkadaşlarımız hesapladılar, çiftçilerle ilgili bir düzenleme hesaplanıyor, buradaki rakamlarla işte tanımlanan 300 lira çiftçi başına düşüyor. Ya, gübre dolarla beraber, bütün girdiler dolarla beraber; ya, gidip çiftçilerle buluşsanız... Biz iş ve aş buluşmalarına gittiğimizde... Daha ben dün Batman'daydım, Diyarbakır'da, Batman'da; sadece orada mı, Manisa'ya yakında gittik biz, Torbalı'ya da gittik, bütün tarladaki çalışanlarla buluştuk, mevsimlik işçi... Yani herkes, çiftçi artık isyan ediyor. Ya, tutun elektriğinden, tutun su parasından, gübresinden ama ne yapılıyor? Sırf fiyatları baskılamak için yurt dışından getirilenlerdeki KDV oranlarında veya ithalatta alınan vergilerde oran değişikliğine gidiliyor. Siz üretimi desteklemiyorsunuz, üretimi desteklemiş olsanız birçok düzenleme yaparsınız ama bunu tanıtırken çiftçiden yana olduğunuzu söylüyorsunuz, esnaftan yana olduğunuzu söylüyorsunuz. Yani biz sorsak şu anda, kapanan esnaf sayısına baktığımızda, geçinemeyen esnaf sayısına baktığımızda komik bir rakam. Şu andaki açıklanan, Sayın Bakan Yardımcısınca açıklanan rakam 835'i böldüğünüzde 280 lira düşüyor. Sizin sadece kira yardımı için bile verdiğiniz rakamın çok çok altında. O zaman bunun neresi düzenlemedir? Ki biz o yardımı da eleştiriyorduk, hiçbir reel karşılığı yoktu ve zaten tercihler de o yönde kullanılmadı. Yani burada tekrar getirilen "tercih" dediğimiz şey tümüyle aslında bir kamuflaj, maskelemek yani "Biz bir düzenleme yapıyoruz, krizle ilgili bir şey çıkarıyoruz." gibi; aslında niyet o değil, tekrar kendinize ait bir düzenlemeyi getirmektesiniz.

Cumhurbaşkanına verilen yetkiler zaten var yani birçok yerde indirme, arttırma yetkisi var. Yani artık gerçekten insanların yaşamıyla ilgili, geçinebilmesiyle ilgili düzenlemeler yapmak gerekirken yok. Nedir bunlar? Sağlıkla ilgili, barınmayla ilgili, eğitimle ilgili, diğer giderleriyle ilgili bir düzenleme yapıyor musunuz vergide? Hayır. Onlarla ilgili bir düzenleme yapsaydık, bunları konuşsaydık; hiçbiri yapılmıyor. Ama bunları yapmadığınız sürece, diğerlerini yaptığınız zaman hiçbir düzenleme olmamış oluyor.

Ben fazla uzatmayayım. Aslında vergi sistemi bir tercihtir, reform düşünülüyorsa bu tercihin sermayeden yana değil, büyük çoğunluktan yana olması lazım. Eminim, beş ay sonra, altı ay sonra tekrar aynı şeyi tartışmış olacağız. Bunlar geçici çözüm önerileridir. Sağlıkta şu var: Siz gerçekten önlemeyi ve korumayı düşünüyorsanız ciddi reformlar yapmak zorundasınız, ciddi bakımlar yapmak zorundasınız. Bunu yapmadığınız sürece altı ay sonra, üç ay sonra, bir yıl sonra yeni düzenlemeler getirmiş olacağız.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.